Arabayı çalıştırdı ve gazı kökledi. Saniyesinde o saray yavrusu villanın bahçesinden çıkmıştık. Ana yola gelene kadar ikimizinde kalp atışları dinmemişti. Yol sakindi. Takip falan da edilmiyorduk. Vücudumdaki adrenalin çekilince uyku çöktü. Ama uyanık kalmalıydım hala Efeye güvenmiyordum.Sonra sordum.
" Efe? "
" hı " öküz. Hı ne ya? Kibar olur insan azcık. Öküz.
" Özür dilerim hanımefendi dalmışım bir dahakine daha dikkatli olacağım."dedi çarpık bir gülümseme ile.
Aklımı okumuştu. Hemen duvarımı oluşturdum.Ama çok geçti. Kızardım galiba.
"Ee söyleyecek misin artık?"
" Nereye gidiyoruz?"
Sorumla birlikte ciddileşti.
"Gidince görürsün." dedi. Korkmalı mıydım ?
"Sana güvenebilir miyim?"
Bunu duyunca duvarını kaldırdı. Ve gözlerimin içine baktı.
" Bana güvenebilirsin. Artık başka yalan yok."
Kafa salladım. Artık uykunun beni elegeçirmesine izin verebilirdim çünkü yalan söylemiyordu. Güçlerimi kullanmamıştım. Gözlerime baktığında hissetmiştim sadece.Kafamı cama yasladım sonra uyuyakaldım.
Uyandığımda saat üçtü. Gecenin köründe nereye gidiyorduk böyle. Efe benzin için durduğunda kahve de almış olmalı ki araba kahve kokuyordu.Uzun zamandır içmediğimi fark ettim.
Efenin kahve bardağına bakınca bana da bir tane aldığını gördüm. Bardağı aldım.
"Daha ne kadar yolumuz kaldı" dedim.
"Yaklaşık 20 dakikalık"
İç geçirdim. Yolculuk beni sıkmaya başlamıştı. Sonra radyoyu açtım.Jake Bugg Two fingers çalıyordu. Adamım..
I drink to remember i smoke to forget
Somethings to be proud of somethings to regret..
Birkaç şarkıdan sonra yavaşladık. Deniz kenarında 4 apartmanlık bir siteye gelmiştik.En büyüğü ortada diğerleri etrafına dizilmişlerdi. Arabadan inince elimden tutup beni deniz kıyısındaki banklardan birine oturttu.
"İçeri girmeden önce bilmen gereken birkaç şey var."
" Ta-tamam"
"İçeride bir sürü TK var. Cemre onlara da test yapmak istedi ama ondan bir şekilde kaçtık. İçeridekilerde senin yaşadıklarını yaşadı. Hatta bazıları daha beterini."
"Cemre mi? Nasıl ya-" sözümü kesti.
" Bak sana herşeyi baştan anlatacağım. Cemre bir tür TK ordusu yaratıyor bunun için TK olduğu tespit edilen kişileri kandırıp villaya götürttürüyor ve testler yapıyor. Eğer TK güçlüyse teste rağmen hayatta kalıyor ve orduya katılıyor, çeşitli eğitimler görüyor. Güçlü değilse de" duraksadı. " Mekselinaya olanları gördün. Cemre ordusunda tek bir zayıf halka bile istemiyor."
"Bir orduya neden ihtiyaç duysun ki?" dedim.Cemre göründüğünden daha kötüymüş meğer.
"Onu biz de bilmiyoruz Likya."
"Siz mi?"
"Evet Likya yalnız değilim. Artık sen de değilsin." dedi kafasını evlere doğru sallayarak. "Cemreyle birlikte çalışmamın nedeni başka TKlar kurtarabilecek olmamdı.Bir nevi casustum orda"
"Peki burda ne yapıyorsunuz?"
"Burada sadece gönüllü TKlar var. Cemrenin planlarını bozmak için.Eğitim görüyorlar yeteneklerini geliştiriyorlar. Burada yaşıyorlar. Yaşıyoruz.Aileni kaybettiğini biliyorum ama istersen burada yeniden bir ailen olabilir. Şuan seni merakla izleyenler birbiri için ölümü göze alır. Anlıyor musun?"
Kafamı iki yana salladım. Söylediklerini idrak etmeye çalışıyordum.
"Mekselinayı düşün."
"Mekselina mı?" Onun ne ilgisi vardı şimdi bunlarla?
"Cemre sana test yapmak için sabırsızlanıyordu. Sana karşı bir zafı vardı. İşlemler daha hızlı olsun diye doktorları bile kendi soktu senin odana. Testin sana yapılmasını göze alamazdım. Çünkü güçlerin 10 TK gücüne eşti. Sana ihtiyacımız vardı. Bunları Erdem'e anlattım telefonda. Erdem buradaki başımız. Ellili yaşlarında ve oldukça bilgili.
O da Cemrenin bir şekilde dikkatini dağıtmamız gerektiğini söyledi. Bu şekilde testin sana yapılmasını engelleyip seni oradan çıkaracaktık. Ama bu senaryoya bir yem gerekiyordu. İşte tam burda Mekselina gönüllü oldu senin için testte girmeye. Aslında birçok kişi oldu ama en zayıfımız oydu. Kaybı en aza indirmek için onu seçti Erdem.Test süresince yanında olacağını bildiğinden ona UTK ların güçlerini ve nasıl kullanmaları gereltiğini anlattı. Böylece hem sana test için zaman kazandıracak hemde güçlerini nasıl kullanacağını sana gösterip oradan çıkmanı sağlayacaktı."Duyduklarım boğazıma çökmüştü resmen. Komuşamıyordum. Tepki veremiyordum.Beni tanımıyordu ama feda etmişti kendini. BENİM İÇİN. Gözyaşlarımı tutamadım. Ben ağlamaya başlayınca o da tutamadı kendini. Belki arkadaşı belki kardeşi belki de sevgilisiydi. Ama ölmüştü artık hemde benim için. Ben buna değer miydim?
Efeye sarıldım. O da kollarını sardı bana. İkimizde ağlıyorduk. O Mekselina için ben ise ailem, çocukluğum ve ben yaşayayım diye ölen için..Gözyaşlarımla birlikte akıyordu zayıflıklarımda. Ağladıkça güçleniyordum. Annemle babamın intikamı ve Mekselina için savaşacaktım. Güçlerimi tamamen kullanmayı öğrenip Cemreyi ve ordusunu yok edecektim ve kimse buna engel olamayacaktı. Kimse.
Hikayeme devam etmeye karar verdim ama vote ve yorum sayıları çok az . Vote ve yorumlar arttıkça benim daha da çok yazasım geliyor. Haberiniz olsun:DD Hepiniz öpüldünüzz××
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimsesiz
Science FictionO asla böyle olsun istememişti. Ama o Kimsesiz'di. Yalnızlık onun kaçınılmaz kaderiydi.♧ Herhangi bir oyuncu eklemedim tamamen hayal gücünüze bırakıyorum. Beğenmeniz dileğiyle..