Kullan

325 41 13
                                    

Kimsesiz'in okurları yavaş yavaş çoğalıyor.Hikayem sizi sardığı için çok mutluyum. Sizleri seviyorum. Ha bi de lütfennn yorum yapınn:DD

Mete daha etkimden çıkmamışken bir el kolumdan tutup beni dışarı sürüklemeye başladı. Mete showunu izlemek için gelen kalabalıktan hızlıca sıyrıldık. Beni çekiştirenin kim olduğunu daha çözememiştim. 3.koridorun çıkışına geldiğimizde o kişinin Efe olduğunu gördüm. Aklından geçirdi. Birazdan burada büyük olay çıkacak. Gitmeliyiz.Ana binaya yani 0 a girdik ve 1.koridora doğru yürümeye başladık.Mete seni mahvedebilirdi orada. Güldü. Sonra bende içimden geçirdim. Dediğim gibi sen beni kurtarırdın. Gözlerini devirdi. Bal rengi gözlerinin yoğunluğuyla  kimse boy ölçüşemezdi. Ben bile.

Sonra sordum.

"Ben ne zaman eğitime başlayacağım?" sormak için yanıp tutuştuğum ama bir türlü fırsat bulamadığım sorulardandı bu.

" Yarın sabah tam beşte 1.koridor 1.bölümde eğitimin başlıyor." Ah tanrım hiç uyutmasaydınız beni.

" Tamamdır. Bir şey daha soracağım. Mete ben konuşma yaparken yoktu. 3. koridorda da yeni geldim demişti. Neredeydi?"

Konu Mete ye gelince yüzü asıldı.

"Görevde"

"Görev mi?"                                                                                                                            

"Evet benim Cemrenin evinde yaptığım casusluk gibi görevler. Cemrenin sadece bir tane TK toplama merkezi yok. Birden fazla ve birçok şehirde. Bu da görevleri kolaylaştırıyor. Tanınmıyorsun." Kafa salladım o da devam etti.

"Hadi seni odana bırakayım dinlenmen gerek." Odam. Bana oda vermişlerdi. Gerçekten ailemin yanındaydım sanki. 1.koridoru geçip 1'e girdik ( artık 1. binaya 1 diyorum alışın gençler). İkimizde çok sessizdik. Çok yorulmuştuk. Üç gündür düzgün bir uyku çekmemiştim. Üstelik kollarım hala sızlıyordu  elektrik şoku yüzünden. İkinci katta bir kapının önünde durduk. 8 numaralı oda.

" İşte geldik" diyerek kapıyı açtı. Birlikte içeri girdik. Prefabrik odalara benziyordu. Oda da pek bir şey yoktu. Bir sandalye masa yatak ve gardrop. Kocaman bir camı vardı. Bir pansiyon odasına benziyordu ama saniyesinde ısınmıştım bu odaya. Sonra yatağın üzerindeki siyah çanta dikkatimi çekti. Hızla çantaya uzandım. İçini açtığımda annemin dolabından şeçip içine koyduğum kıyafetleri gördüm. Ha bir de annemin günlüğü vardı içinde. Şaşkınlıkla Efeye baktım. Gülümsedi. Anında kalkıp boynuna atıldım.Çantayı benim için saklamıştı. O kadar sevinçliydim ki ona çok sıkı sarılmıştım. Bir dakika napmıştım? Sarılmış mıydım? Yaptığımın farkına varınca hemen ayrıldım.

" Ş- şey ben s-sevinince kendimi tutamadım." dedim titreyen sesime lanet okuyarak. Sonra kafamı çantaya doğru sallayarak

"Teşekkür ederim." dedim.

" Bir şey değil" diyerek kapıya yöneldi. Gereğinden fazla soğuk davranıyordu. Kapıyı açtığında bana döndü. " Unutma saat beşte." Sonra çıktı. Kendimi yatağa fırlattım. O kadar yorulmuştum kii. Annemin siyah topukluları ayağıma vurmuştu. Ahh tanrım. Üstümdekilerde baya kirlenmiş olmalılar.Üç gündür üzerimdeydiler çünkü. Değiştirmekle uğraşmak istemiyordum. Sonra bir anda uyuyakaldım.

KimsesizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin