Karşılıklı ağlama seansımız bitince ayrıldık.
"İçeri girme vakti." dedi
Burnumu çekip kafa salladım. Ana kapıya kadar yürüdük. Kapıdaki kilit sisteminden içerinin ne kadar korunaklı olduğunu anladım. Efe gözlerini bir cihaza sabitledi. Başka yere bakmıyordu. Retina taraması onaylanınca kapı açıldı. Karşımızda uzun bir koridor vardı. Koridoru geçip baya geniş bir odaya girdik. Sanırım toplantı salonu gibi bir odaydı burası.Çünkü kocamaan bir masa vardı salonun ortasında.40 kişilik falan kocaman diyince bunu kastediyordum. Dekorasyon ise sade ama zengin görünümlüydü. Her şeyin siyah olması göze çarpmıyordu. Çünkü tam da duruma uygun bir renkti siyah. Erdem olduğunu düşündüğüm yaşlı adam girdi içeri arkasında koruma tipli üç iri yarı adamla.Giyimleri de baştan aşağı simsiyahtı. O herkesin özendiği ajanlar gibi.
"Hoşgeldin Likya." dedi.
Kafamı salladım cevap verir gibi. Sonra devam etti.
"Bizimle olduğun için teşekkürler."
Gözlerimin dolmasını engelleyemiyordum. Sonuçta sevdikleri birine benim yüzümden veda etmek zorunda kalmışlardı. Bana her baktıklarında Mekselina yı hatırlayıp üzüleceklerdi.
"Yanlış düşünüyorsun. Buradaki herkes Mekselina ile gurur duyuyor.Ve seni kurtarmaya kendi isteyerek gitti. Koşa koşa hem de."
Duvarıma rağmen aklımı okumuştu. O da mı UTK ydi yoksa?
"Hayır UTK değilim ıımm şöyle söyleyeyim. Efe nasıl itaatlerine uymuyorsa benim de duvara karşı bağışıklığım var. Buranın başı olmamın nedenlerinden biri de bu. Herkesin ne düşündüğünü bilirim. Bu da yönetim kolaylığı falan filan sağlıyor." dedi elini sallayarak. Eğlenceli bir adam olduğu belliydi. Sonra devam etti.
" Birazdan diğer grup üyeleri burada olur. Seninle tanışmak için can atıyorlar. Ee her gün bir UTK görme şansı bulamıyorlar."
"Aslında benim UTKlığım lafta. Doğru düzgün bir gücümü kullanamıyorum. Onları hayal kırıklığına uğratmak istemem." dedim mahçup bir şekilde
"Merak etme buradaki herkes neler yaşadığını veya yeteneklerine göre eğitilmediğini biliyor. Bunu dert etme iki hafta içinde doğuştan eğitimli bir UTK kadar çok şey biliyor olacaksın."
Kafamı salladım. Efeye baktım.Cesaret vericesine gözlerini kırptı. Derin bir nefes aldım. Salonun üç girişi daha olduğunu farkettim. Evin dışından bu kapılar görülmüyordu. Merakımı susturamayınca duvarımı yıkıp içimden geçirdim. Bu kapılar ne için? Efe aklımı okudu.
Gülümsedi. Sonra o da içinden geçirdi.
Herhangi bir tehlike anında kullanılması için yapıldılar.Genellikle diğer binalarla yer altından bağlantı sağlıyorlar. Şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım. Gülümsemesi tüm yüzüne yayıldı.Sonra sordum. Genellikle mi? Kahkaha atmamak için kendini tutuyordu. O kadar mı komik gözüküyordum. İçinden geçirdi. Aşağıda bir kaç oda var. Eğitimler için. Kafa salladım. Birazcık heyecan yapmıştım. Komiğine giden de buydu.Ben böyle düşünürken üç kapıda aynı anda açıldı. Saniyesi saniyesine ayni anda. Ne kadar da disiplinliydiler. İlk girenler grup liderleri olmalı ki diğerlerine göre yaşça büyüklerdi. Her kapıdan on kişi çıktı. Cemrenin ordusu kaç kişilikti acaba? Herkes masadaki yerini aldı. Merakla beni inceliyorlardı. Bazıları hala Mekselina nın yasını tutyordu galiba. Kendimi suçlu hissediyordum ama elimden gelen bir şey yoktu.Erdem ben ve Efe ayaktaydık. Erdemin korumaları bile oturmuştu. Ya da ben onları koruma sanmıştım. Ortamda böyle bir saygı vardı ki Erdemin konuşmasını akıllarına kazıyacaklarmış gibi bakıyorlardı.Sonra Erdem konuşmaya başladı.
" Arkadaşlar işte yaklaşık bir haftadır beklediğimiz UTK burda . Kendisi sandığımdan daha da güçlü çıktı" bana dönerek "kendisi buna pek inanmasada" Sonra masaya döndü ve devam etti." Likya ile birlikte Cemrenin ordusuna karşı olan açığımızı kapattıksayılır. Onun ve sizlerin eğitimleri biter bitmez doğru olanı yapacağız."
Masada bir alkış koptu. Erdem kalabalığı susturup bana döndü.
"Konuşma yapmak ister misin?"
Ben mi? diye geçirdim içimden. Duvarıma rağmen Erdem okumuştu aklımı. Sonra o da içinden geçirdi. Evet sen. Başka UTK görüyormusun burada ? kendi çapında eğlenmişti. Sonra devam etti.
Likya yapabilirsin tatlım. Sen istediğin her şeyi yapabilirsin. Her şeyi.
Kafamı salladım. Masaya döndüm. Utancımdan eser kalmamıştı.Yeni aileme ilk konuşmamı yapacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimsesiz
Science FictionO asla böyle olsun istememişti. Ama o Kimsesiz'di. Yalnızlık onun kaçınılmaz kaderiydi.♧ Herhangi bir oyuncu eklemedim tamamen hayal gücünüze bırakıyorum. Beğenmeniz dileğiyle..