"Şimdi ne yapacağız Rouketi?" Meraklı sesiyle aramızdaki sessizliği böldü Akame.
"Senin ruhla konuşman gerek. Resmi olarak oyunun başlaması lazım. Artık geri dönüş yolu yok." Diye açıklayan Rouketi umutlarımı sıfıra indirmişti. Hadi ama daha grup yapmayı denememiştim bile. Ölmeden önce yapmak istediğim çok şey vardı. Şehrin merkezinde çıplak koşturmak, anaokulunda sesli bir şekilde porno izlemek, gece gizlice hamburgerciye girip tüm yemekleri silip süpürmek... Bunların hiçbirini yapmadan ölecektim.
Sırtımda bir el hissettim oldukça güven verici bir eldi. Sıcaktı ve birazcık büyüktü. Başımı çevirip baktığımda Rikou'yu gördüm. Yeşil gözlerinde elinin sıcaklığı kadar güven verici bir bakış vardı. O an hiç konuşmadı. Sadece tüm içtenliği ile gülümseyip sıcak eliyle saçlarımı karıştırdı ve önüne döndü. Tek bir gülümsemeyle bir çok şey anlatmıştı aslında benim için. O gülümseme bana 'Korkma! Ben buradayım!' diyordu. Rikou ile aramızda hep özel bir bağ olduğunu hissetmişimdir. Mesela her zaman kalbimin hızlı atmasına yol açar, beni utandırır ve ağzımın suyunu akıtırdı. Bütün bunları bilmeden yapardı tabi. Onun için saçma erkek kuralları geçerli değildi. Etrafta diğerleri olmadığı zaman ciddi 'baba' tavırlarını bırakır ve kocaman aptal bir sırıtışla 'Seijun-chan' diye peşimden koşan esas haline dönerdi. Bana sarılır, öper, saçlarımla oynardı. Bazende ağlayacak bir omuz olurdu benim için. Açıkçası neye ihtiyacım varsa Rikou hep benim yanımdaydı. Bunun dışında ders çalıştıktan sonra bile seksi görünebilen bir insandı. Hatta ders çalıştıktan sonra normalinden daha seksi görünürdü. Ne tür bir insan ders çalıştıktan sonra daha seksi görünebilir ki? Turuncu ipek gibi saçlarının dağılmasıyla, bıkkın bakan yeşil gözleriyle ve çalışırken sıkıntıdan çıkardığı tişört yüzünden göz önüne serilen kaslı vücuduyla o bunu başarıyordu işte. Dahası o hali şu kızların okuduğu romantik hikayelerdeki kötü çocuklara bin basardı. En azından benim için.
Düşüncelerimden kurtulmak için ortama bir göz gezdirdim. Mavi ateş hala kanımı donduruyordu. Bizden yapılacak hareketi bekliyor gibiydi. Gözlerim Akame ile buluştuğunda iç geçirdi ve ateşin başına doğru ilerledi.
"Bize vereceğin ilk görev ne?" Diye kabaca sordu Akame.
"Kibar ol Akame!" Dedi Rouketi sinirle. Bende sinirlenmeden edememiştim. Hepimizin hayatları buna bağlıydı çünkü. Mavi ateş hareketlendi ve büyümeye başladı. O büyüdükçe ben daha fazla korkmaya başlıyordum. Rikou'nun elini elimde hissettiğimde bir anlık başımı tekrar ona çevirdim. Bana bakmıyordu. Sonra dikkatimi tekrar sözde 'oyuna' verdim.
Birden Akame bacaklarının üstüne düştü.
"Akame-kun!" Diye bağırdım ama beni duymadığına emindim. Sonra fark ettim ki çenesinden aşağıya kan damlıyordu. Tam kalkıp yanına koşacakken Daitana benden daha önce davrandı. Onun dışında kimse kalkmaya cesaret edememişti zaten. Daitana'nın laciverte çalan mavi gözleri dehşetin verdiği etkiyle kocaman açılmıştı. Elini Akame'nin omzuna doğru götürürken Akame'den
"Dur!" Emri çıkınca Daitana hiç hareket etmeden öylece kaldı. Akame yavaşça doğruldu ve yüzünü bize döndü. Yüzü tamamen kanla doluydu ve yere damlıyordu. Yüzünde beni korkutan yamuk sırıtışı vardı. Mavi ateşe bakmadan konuştu
"Beni öldürmek için tek yapacağın bu muydu yani?" Diye sordu sakince. Ateş daha da büyüdü.
"BENİ ÖLDÜRMEK O KADAR KOLAY DEĞİL SENİ SOKTUĞUMUN HAYALET CASPER BOZUNTUSU!" Diye gürleyen Akame şu anda beni o ateşten daha çok korkutmuştu. Bir ruha kafa tutabilen tek insan olmalıydı. Ateşin harareti dindiğinde Rouketi'de Akame'ye
"Kibar ol lütfen!" Demeyi bırakmış şaşkınca olanları izliyordu. Akame sinirlendiğini belli eden bir ses çıkardı ve Rouketi'ye hitaben konuştu
"Neye göre grup oluyoruz?"
"Şey yanında kim varsa onunla grupsundur." Eski düzen Daitana ve Rikou'nun hareket etmesiyle bozulduğu için Akame ve Daitana bir grup, Rouketi ve Kanmu bir grup ben ve Rikou ise bir grup olacaktık. Kimin hayatta kalacağını bilmiyorum ama ilk ölen Rouketi ve Kanmu olacaktı. Nedeni ise ikisininde aptal olmasıydı. Gerçi yaşama iç güdüsüyle hayatta kalabilirlerdi belki...
"Ben bu sadist ile aynı grupta olmam." Diye itiraz etti Daitana. Hadi ama az önce çocuğu kurtarmak için gözünü kırpmadan ona koşmuştun Daitana... Ondan nefret etme taklidin artık işe yaramaz.
"Bende keyfimden sana katlanmıyorum herhalde Aozora. Çocukça davranışlarını kes! Şu oyun ne kadar çabuk biterse o kadar iyi."
"Ben çocukça davranm-"
"AOZORA!"
"Elimizden geleni yapalım efendim." Akame aldığı sonuç karşısında memnuniyetle gülümsedi. Az önce bir ruha kafa tutmuş biri bizim asi çocuk Daitana'ya söz geçiremesin? Yok daha neler. Adamı böyle ipe dizerdi işte bizim Akame.
"Neyse, ilk görev çok sinir bozucu. Az önce öğrendim. Siz duymadınız ama onunla kavga ediyordum. Geldiği andan beri içimde." Şimdi neden sessiz kalıp arada sırada oyunla ilgili sorular sorduğunu anlamıştım. Yerinde dikleşti
"Pekala beyler ilk görevimiz korkularımızla yüzleşmek."
"Ben güvercinlerden korkuyorum. Peki ya siz?" Diye sordu Kanmu.
"Hayaletlerden korlarım." Diyen Rouketi Kanmu'ya daha da yaklaştı.
"Ben yalnızlıktan korkuyorum." Dedi Rikou iç çektim
"Sevdiklerimi kaybetmekten korkuyorum. " Dediğimde Rikou elimi daha çok sıktı. İşin garibi bana bakıp pis pis sırıtan Akame dışından kimse bizi görmemişti.
"Korkularımızla böyle yüzleşmeyeceğiz. Onlarla savaşmamız gerekecek. Yinede kimsenin kimseden haberi olmayacaktır. Bu yüzden görevi tamamladığımızda size vereceğim fişekleri kullanın. Bunları Rouketi'ye şaka yapmak için getirmiştim. En azından bir işe yararlar." Diyen Akame hayallerimi suya düşürmüştü. KAFAMDA OLUŞAN OYUN BÖYLE DEĞİLDİ! Yanımda bir hareketlenme hissettim. Rikou ayağa kalkmış olmalıydı. Ayağa kalkıp etrafa göz gezdirdiğim zaman zaten ayakta olan Akame ve Daitana dışında, diğer ikilininde kalktığını gördüm. Akame ellerini ovuşturup yüzündeki kanı hırkasının koluna sildi ve kendisinden beklenmeyen bir sevecenlikle konuştu
"Pekâlâ, oyun başlasın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Want Your Bite
FanfictionAltı kişilik bir arkadaş grubu. Bir araya gelince hobi olarak adam öldürüyorlar. Herkes birbirine fazla bağlı... mı acaba? Altı erkek Hepsi aşık Ama aşklarını yaşamayan pek vakitleri yok! Altı insan dışı yaratık. İçlerinde şeytana kadar her cinsten...