Strawberry Lips (Daitana)

1.2K 87 64
                                    

"Ahh Akame. Hayır orası değil!" Dedim bıkkınlıkla.

"Zombilerden bir mağaraya saklanarak kurtulamayız." Diye ekledim aynı ses tonuyla.

"Peşimizde sadece zombiler yok gerizekalı." Diye tersledi beni Akame. Normal şartlar altında onunla kavga etmem gerekirken sadece sustum ve onun girdiği mağaraya girdim. Şu anda zombiler, vampirler ve kurt adamlar tarafından kovalanıyorduk. Kendi korkuma küfür etmeden duramadım. Ne geniş hayal dünyam varmış lan benim? Rouketi burada olsaydı az önce beni yemek üzere olan vampire 'Edward'ım' diye bağırıp kucağına atlardı. Yine içimden bir küfür savurdum. Ne biçim insanlarla arkadaştım ben Tanrı aşkına?

"Gördün mü Daitana? Onları atlattık?" Dedi Akame. Ses tonu kibir ve gurur doluydu. Bazen 'bu herif kendine mi aşık?' diye düşünmeden edemiyorum.

"Onları yenemedik ama? Dedim ve kendimi yere attım. Hava kararmadan odun toplamamız gerekiyordu.

"Onu sen halledeceksin. Yinede kolaylık olsun diye ben korkumla senden önce yüzleşeceğim."

"Öyle kolayca halledebileceğin bir şey mi?"

"Aslında hayır ama senin işinden daha kısa sürecek." Tek kaşımı kaldırdım. Akame'nin korktuğu şey tüylerimi diken diken etmeye yetiyordu. O, on beş kişiyi sırf zevk ve istek için öldürmüş soğuk kanlı bir katildi. Öyle basit korkuları yoktu onun. Böyle kolay anlattığıma bakmayın, bunu öğrendiğimizde sindirmemiz hepimiz için çok zor olmuştu. Akame'nin psikolojik sorunları olduğunu biliyorduk. Yinede oldukça zeki -hatta dahi- olduğu için kendini kontrol altında tutuyordu ve bizim içimiz rahattı. Lise mezuniyetinde korku evi temalı bir güle güle partisi hazırlayıp o evi bir ölüm kapanı haline getirdiğini ve kılını bile kıpırdatmadan on beş kişiyi öldürdüğünü öğrenince Akame'nin sadece mütevazilik ettiğini anlamıştık. Çok dehşet verici ve zor zamanlardı. Akame adeta hepimizle dalga geçmişti...

"Aozora?" Diye soran Akame'ye döndüm ve bir 'hı?' Koyverdim. Bu halime gülümsedi ve yanıma oturdu. Şaşkınlıktan nefesimin kesildiğini hissettim. Daha önce hiç bu kadar yakın olmamıştık. Burnuma dolan vanilya kokusu mu? Vanilya gibi mi kokuyordu Akame? Ondan daha keskin kokular beklerdim ama bu koku oldukça tatlıydı. Hepsini yemek istediğim turtalar gibiydi.

"Aozora korkumun ne olduğunu biliyor musun?" Diye sordu sakince Akame. Bu sesi kullanmayalı uzun zaman olmuştu. Kurbanlarının öldüğü andan söz ederken bu sesi kullanırdı. Bunu nereden mi biliyorum? Çünkü yaptığı şeyi ilk bana anlatmıştı. Onunla en yakın bendim. ne kadar tartışsak ve birbirimize nefret sözcükleri söylesekte bu böyleydi. Sürekli kavga eden kardeşler gibiydik. Düşüncemden kurtulmak için başımı salladım. Onunla kardeş olma fikri beni huzursuz etmişti.

"Hayır ama ses tonunu sevmedim." Bu halime kıkırdadığında gözlerimi kıstım.

"Ben değer verdiğim kişilere zarar vermekten korkuyorum." Diye itiraf etti dürüstçe. Bu içimi tedirgin etmişti. Evet Akame birine zarar vermek isterse bunu anında yapardı. Bize karşı kendini tuttuğunu hiç düşünmemiştim. Belkide beni kaç milyon kere öldürmek istese de yapamamıştır?

"Neden senin için diğerlerinden farkları ne?" Dedim sinirle. Neden bilmiyorum ama bana karşı kendini tutmasını istemiyordum.

"N- ne demek istiyorsun?" Dedi. Yüzünde daha önce hiç görmediğim bir ifade vardı.

"Eğer zarar vermek istiyorsan neden yapmıyorsun? Senin için fark eder mi?" Yüzündeki ifade aniden kayboldu.

"Aozora, yapma." Dedi sertçe. Ne demek istediğini anlamamıştım. Amacım bana saldırmasını sağlamaktı.

I Want Your BiteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin