I Want Your Bite

I Don't Want Leave You Tonight (Seijun)

Derin bir nefes alıp benim Odam hariç her odası bomboş olan evin salonuna girdim. Bir zamanlar 'aile' diyebileceğim insanlarla dolu olan bu ev şimdi bomboştu. Kendimi koltuğa atıp rahatlamadan önce televizyon ünitesine yöneldim. Kendime güzel bir film seçecektim. Rouketi'nin bana bıraktığı film koleksiyonuna şöyle bir baktım. Hepsi romantik Komedi ve dram içeriyordu. Gözlerimi devirdim. Erkek bir bedenin içine kapatılmış bir kız gibiydi. Küfür edip mutfağa yöneldim.

"Eksikliğiniz hissediliyor çocuklar." Diye söylendim acı acı. Sonrada mutfaktan hiçbir şey almadan çıktım. Salona geri döndüğümde Casper koltukta uzanmış elinde bir CD çeviriyordu. Gülümsedim. Yine insan formuna bürünmüştü. Üzerinde 'I'm Rich Also I'm Bitch' yazan siyah bir tişört ve altına siyah bir pantolon giymişti. Bileğindeki bileklikler her zamanki yerlerinde duruyordu. Onları hiçbir zaman çıkartmazdı. Söylediğine göre insan olmak için harcadığı enerjiyi o bileklikler sağlıyormuş ama bana nasıl böyle bir enerji sağladığını söylememişti. Aslında bana bunları söylemesi bile mucizeydi. Bilirsiniz, Casper daha çok 'ben bay gizemim.' havasında gezen bir erkekti.

"Seijun, bak elimdekinin üzerinde ne yazıyor." Dedi bana bakmadan. Boş boş tavana bakıyordu. Tabi ben elinden CD'yi alınca gözleri bana çevrildi. Üstünde Rouketi'nin el yazısını görünce gülümsemem genişledi. Bu CD çete henüz yeni kurulmuşken Rouketi tarafından çekilmiş kısa filmi konu alıyordu. Tabi ben Rikou'nun, Rikou, Daitana'nın, Daitana ben, Rikou, Rouketi ve Kanmu'nun, Kanmu ben ve Daitana'nın, Rouketi ise Daitana ve benim çeteye dahil olduğumuzu bilmediği zamanlardı bunlar...

"İzleyelim mi?" Dedi heyecanla Casper. Bende izlemek isterdim doğrusu. Hiç bakma fırsatım olmamıştı. Yanında ki tekli koltuğa oturdum ve bağdaş kurdum

"Başla bakalım Casy..."

"Casy mi?"

"Beğenemedin mi?"

"Ciel hiç Sebastian'a Sebby diyor mu?"

"Sen Sebastian değilsin... Ben de Ciel değilim." Deyip dil çıkardım ve ekledim

"Sebastian senden daha iyi... Ben de Ciel'den daha iyiyim." Dedim ve ona küçümser bir bakış attım. CD'yi hala elinde çevirirken yanıma geldi

"Sebastian sadece Cehennem'i görmüş sıradan bir iblis, ben ise Cennet'ten kovulmuş ve Cehennem'de iblis sınıfına girmeye hak kazanmış bir Ruhum. Yani ben daha iyiyim." Sinsice sırıttı ve dudaklarıma sıcak nefesini üfledi

"Ayrıca o gerçek değil. Ben ise senin karşında duruyorum." Başım biraz daha yana eğilirken bıkkınca bir nefes verdim

"Hiç etkileyici değilsin..." Bu halimle sırıtışı genişledi

"Ayrıca senin çok abarttığın o Sebastian sadece sıradan bir iblis ben bir Asil'im." Başım dikleşti ve tüm dikkatimi ona verdim. İşte bu dikkatimi çekmişti.

"Açıklar mısın?" Elinde ki CD'yi özenle kare masaya koydu ve eski yerine geri oturdu.

"Sence Cennete hükmeden kimdir?"

"Tanrı?"

"Peki Cehenneme hükmeden kimdir?"

"Şeytan?"

"Tanrı'nın neleri vardır?"

"Melekleri..."

"Tanrı'nın melekleri size göre asil olur. Tanrı'dan sonra en güçlü onlar çünkü. Peki şeytanın neleri vardır?" Sorduğu soruyla düşünmeye başladım. Bu tür konular hakkında pek bilgim olduğu söylenemezdi doğrusu...

"Şeytan'ın da hizmetkarları veya yandaşları vardır. Bunlara canavar, iblis, insan yada istediğini diyebilirsin. Anlamakta zorluk çekiyorsan bunu monarşiye benzetebilirsin. Şeytan kraldır ve kralın yanında bir meclis vardır. Bir de bu kralın ailesi. Bunların hepsinin yönetimde söz hakkı vardır. Ben de bu ailedenim. Şeytan'dan sonra en çok benim yönetimde söz hakkım vardır ve beni üç kutsal kitapta da bulamazsın. Ben Inferno Dükü Rabisu. Şeytanla güçlerim ve amacım hemen hemen aynıdır. Sadece o daha iyi bir lider ve ben serserinin tekiyim." Diye açıkladı bana. Kafam hiç bu kadar karışmamıştı. Sanırım Casper'ı Sebastian'ım yapma fikrinden vazgeçmeliydim.