❤️~❤️

442 24 7
                                    

Selam millet. Sınav haftamın bu hafta biteceğini sanıyordum fakat taaa önümüzdeki salı bitiyormuş. Bu kadar alakasızım yani. Ama sırf 25inde bölüm yayımlayacağım dediğim için yayınlıyorum içime sinmeye sinmeye k.b.

Arkadaşlar vote ve benim için en önemli olan yorumlarınızı sakın ha sakın eksik etmeyin. Hatta biraz daha özen gösterirseniz bu konuda hiç fena olmaz. Sınır koymak istemiyorum.

Yazarlar neden bu vote ve yorum olayına bu kadar takılıyor filan demeyin bizim için önemli. bunlar hikayenin ne kadar beğenildiğini gösterir.

Hepinizi çok seviyorum iyi okumalar...

Meleğin ağzından

"Hadi Melek hanım artık yataktan kalkın ve hazırlanın 15 dk sonra herkes aşağıda olacak ve Recep Bey beklemekten hoşlanmaz" dedi Melek. "Sence umrumda mı?" dedim. Gözlerim kapalıydı ama uyumuyordum. "Benim umrumda ama canım. Hadi kalk." dedi. Kaan'ın sesini duyduğumda hemen doğruldum.

Çok yakışıklı olmuştu. Siyah kot ve beyaz dar bi tişört giymiş saçlarını da klasik yeni moda erkek saçı yapmıştı. Ama bi insana bu kadar yakışırdı bi saç modeli. "Amma süzdün be kızım. Hadi hadi hadi kalk banyoya direk elini yüzünü yıka." dedi. O kadar zamandır ona baktığımı yeni fark ettim. Kolumdan çekiştirdi ve banyoya ittirdi beni ben de hemen elimi yüzümü yıkayıp hafif bi makyaj yaptım.

"Ben bunu giymem bu ne biçim renk?" Dedim. "Yeter ama bak kızım herkes bizi bekliyo seç artık. Onca kıyafetin arasında bi tane bile bişey beğenmedin mi?" dedi bıkkınlıkla "ya ne yapıyım sen çok iyi ol-" dedim ve elimi ağıma kapattım ve arkamı döndüm bu kırmızı suratı görmemeliydi. "Of Melek şu utanma olayından vazgeç salak. Hem ben çok iyi ne?" Dedi gülerek. Hala arkam dönüktü "Haah buldum bak bu çok güzel tam sana göre." dedi ve ben de elbiseye bakmak için arkamı döndüm o anda birden sarıldı. "Kaan bırak. Bak geç kalıyoruz." Dedim. "Sen de sarılmayana kadar bırakmam." Dedi. "Ya Kaan.." Dedim. "Ha yır." Dedi. Aslında ben de sarılmak istiyorum hem de çoook ama yapamıyordum. Ona karşı temastan oldukça kaçınıyordum. Çünki bu beni ona bağlıyordu. Hep onun yanında olmak istiyordum. Onun bu güzel kokusu her zaman hissetmek istiyordum. Şimdi bile ona karşı bişeyler hissederken ileride ona bağlanırsam çok üzülürdüm. O beni çok üzerdi. Bu düşüncelerle beraber kollarımı beline sardım. O da daha sıkı sardı beni.

Yavaşça ayrıldık ben de onun suratına bakmadan elindeki elbisey aldım. Elbise mavinin tonları ve toz pembe karışımı çiçeklerden oluşuyordu. Belinde kahverengi kemer oluşu işimi kolaylaştırdı. aksesuarları kahve tonları takacaktım. Elbisemi giydim ve diğer hazırlıklarından dolayı odadan çıktım.

Merdivenlerin başında kolunu uzattı girmemi bekledi ben de anlamamış gibi ona baktım. Kafasını yana yatırdı.Elimi aldı ve tuttu "Sen istedin." dedi ben elinden kurtulmaya çalışırken. "Nerde kaldınız be çocuklar Recep babam çok sinirlendi. Kaan sanki bilmiyosun dedenin huyunu..." Dedi ve sinirli sinirli kapıdan çıktı. "Bırak artık tamam." Dedim. Hiç takmadan beni arkasından sürüklemeye devam ediyordu gıcık ya resmen gıcık.

Annemlerle buluşacaktım. Yaklaşık bir aydır ne arayıp ne sormuşlardı. Ben bi kaç kere aramıştım ama hep sekreteri açmıştı bu yüzden bir daha aramadım. Aile yemeği varmışmış. İğrençti, bi öz ailem olmasına rağmen öyle hissetmemek... Onlar her gördüğümde iğreniyorum, üzülüyom. Hep ailesine bağlı o insanlar geliyor aklıma.

Yemek yiyeceğimiz mekana vardığımızda ayaklarım beni geri geri çekiyordu. "Melek hadi neyi bekliyorsun?" dedi. "Şey Kaan gitmesek, ben onları görmek istemiyorum." dedim. "Saçmalama gitmemiz gerek hem çok kalmayız." dedi. Gözlerim dolmaya başlamıştı. Hadi ama yine mi ağlayacağım? Herşeyde ağlamaktan ben bıktım siz bulmadınız be gözler. "Ağlayacak mısın sen? Ne kadar sulu gözlü bişeysin be kızım."dedi ve ilerlemeye başladı onun arkasından gelmemi bekliyordu ama gitmedim. Gelmediğimi farkedince arkasını döndü ve bıkınlıkla ofladı bense ağırlığımı sol bacağıma verdim. Bana doğru gelmeye başladı yanıma varınca ellerimi tuttu ve "Melek hadi ama kızım şimdi üzülme vakti değil. Şimdi güçlü olma vakti. Sen onlarsız da bişeyler başarabiliyor ve ayakta durabiliyorsun. Hadi şimdi bunu gösterme vakti bitanem, hadi kendine gel ve dik dur. Sakın ağlama seni makyajın akmışken görmek istemem." dedi muzip bi gülümsemeyle. Onun gülüşüne karşılık verdim. Dikleştim ve onun tek elini bıraktım ve diğer elini tutarak yürümeye başladım. "İşte benim kızım." Dedi ve ıslık çaldı. Bense kahkaha atıyordum. Yanlış biz kahkaha atıyorduk. "Şu anki mutluluğumuzu bozmalarına izin vermeyelim." Dedim. Şimdi ikimiz de durmuştuk. Ciddileştik ve yemek yiyeceğimiz mekana girdik.

Peki Hayaller?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin