Selam Meleklerim uzun bir bölüm değil ve hiç içime sinmeden yayınladım kusura bakmayın ama gerçekten diğer hikayeyi yazarken daha mutlu oluyorum. (YİRMİ IKI) Yorumlardaki azalış beni gerçekten çok üzmeye başaldı. Hikayeyi çok uzun tutmayacaktım zaten ama bu gidişle final yakın....
Iyi okumalar
Kaan gitmişti bense yeni hayatımda tek başımaydım. Hiç mutlu değil, sürekli verdiğim kadardan pişman olarak yaşıyordum. Kendim kaşınmıştım.
Kaan konuştuğumuz günün gecesi Amerika'ya gitti. Bu gün tam da o gündü işte 10 Ekim.
Onun gidişinden tam bir sene geçmişti. Benim hayatımda önemli diyebileceğim hiçbir şey olmamıştı. Derselerim berbattı ama resim dalında okulumuza birsürü ödül kazandırmıştım. Böylelikle bütün hocalar beni geçirmişlerdi. Sınavdan da güzel puanlar alamadım tabiki de ama Kaan'ın babasının ısrarıyla seneye tekrar girecektim çünki barajı bile geçememiştim. Barajı geçsem zorla özel ünüversiteye yollayacaklardı. Ben de belki bilerek geçememişimdir kim bilir?
Düşüncelerimi kapının çalışı bölünce "Girin" diye seslendim. Kapı açıldı ve büyük bi ihtimal kirli eşyalarımı almak için Leyla girmişti. Sırtım kapıya dönük uzanmıştım yine.
"Selam..." diyen erkek sesini duymamla yataktan fırlamam bir oldu
"Kaan.." Gelmiş, geri gelmiş. Ona herşeyi anlatayacağım. Onu sevdiğimi söyleyeceğim.
Bi eli cebinde diğer eli ensesinde duruyordu. Siyah dar bi kot ve tişörtle karşımda. O kadar tatlıydı ki... Kilo aldığı bariz belliydi.
Kendimle verdiğim yerindende durma mücadelem sonsuz kaldı ve gidip Kaan'ın boynuna atladım. Gerçekten hala aynı kokuyordu. Bense bu kokuda kendimi buluyordum.
"Seni özledim." dedim.
Ben gerçekten kendimi aşmıştım.
Kaan benden ayrılıp yatağa doğru ilerledi ve oturdu. Ben de gidip yanına oturdum. Aramıza iki kişi oturabileck bi mesafeye. Az önce ona sarılan, seni özledim diyen kızın utangaçlığı tutmuştu. Harbi seni özlediğim dediğimde cevap vermemişti. Hayatına başka biri mi vadı. Ya öyleyse. "Kaan, orda günlerin nasıl geçti?" dedim çekingen bi tavırla. Doğrusu çok soğuk davranıyordu bana karşı. "Melek senden bir şey isteyebilir miyim?" dedim. Bu söylediğinde ondan nefret ediyordum. Sürekli senden bişey isteyebilir miyim diyip duruyordu. Bu sefer sıra bende. "Hayır." dedim. Net bir sesle. Ne diyeceğini bilemez bi tavırla bana baktı. 'Evet' dememi bekliyordu heralde. "Ben gideyim zaten 2 gün için burdayım. Ne tamamen gelmemiş miydi?
"Kaan... Şey beraber uyusak?" dedim. Bana bakıp sırıttı. "Senden isteyeceğim şey de buydu." dedi.
Gülümsedim ve de kızardım hatta morardım bile denebilir. "Sen bekle üstüme rahat birşeyler giyip geliyorum." dedi ve çıktı.
Ben de yatağın üstüne oturdum ve onu beklemeye başladım.
Kapı birden açılınca refleks olarak kafamı kaldırmamla indirmem bir oldu. "Rahattan kastın bu mu?" dedim sertçe. Altına kareli pijama üstüne ise hiçbir şey giymemişti. "Evet insanlar en rahat böyle yatar." dedi. Sesinden sırıtarak konuştuğu bariz belliydi. "Evet, doğru. Ama o yanında yatan için geçerli değil. Sen böyle olursan ben rahat edemem. Cevap vermedi ve yatağın üstünde emekleri ve yorganın altına girdi. Kahretsin, bu çocuk beni gerçekten tahrik ediyor. Yavaşça yorganı kaldırdım ve ona bakmadan yatağa uzandım ve tavana bakmaya başladım.
Işığı kapamayı unutmuştuk. Kalktım ve yavaşça ışığı kapattım ve koşarak yatağa girdim. Başarımı kutlarken Kaan gülüyordu. "Gerçekten hala büyümemişsin." Diyişine karşin ona arkamı döndüm ve gözlerimi kapattım. Arkadan ellerini belime sardı. Önce ellerini çekmesini söyleyecktim fakat 2 gün sonra gidecekti ve ben pişman olacsağım şeyler yapmak istemiyorum.
Yerimde kıpraştım ve ona doğru döndüm. Kafamı göğsüne dayadım ve ellerimi beline sardım. O da beni iyice kendine çekti. Sanki hiç bırak istemezcesine sardı beni. Uzun zamandan sonra mutluydum. Zorla akşam yemeğine indirilmemiştim ve sevdiğim adamla beraber uyuyordum. Yarın ona herşeyi anltmalıydım. "Kaan" dedim uyuyup uyumadığonı yoklarcasına "hımm" dedi o da. "Seninle konuşmam gereken şeyler var. Yarın bi yerlere gidelim mi?" dedim fısıltıya. "Hıhı" dedi o da. Şimdi kafamda ki bütün soruları ve anlatma ihtiyacı duyduğum her şeyi anlatma ve sorma imkanı bulmanın verdiği rahatlığı yaşıyordum. Şimdi uykunun rahat kollarına bırakabilirim kendimi.
Sabah kalktığımda üstümde bi ağırlık hissettim. Önce küçük çaplı bi şok geçirdim sonra dün gece aklıma geldi ve rahatladım. Kaan bacağını bacaklarımın üstüne tek kolunu da karnımın üstüne atmıştı yüz üstü uzanmış kafası ise bana doğru dönüktü. O kadar yakışıklıydı ki, ona baktıkça bakıyordum. Sanki görüntüsünü unutmak istemezcesine...
Yavaşça eğildim ve tam yanağına bi öpücük konuşuracakken dudağımda hafif bi dokunuş hissettim. O an gözlerimin kapalı olduğunu anladım. Gözlerimi açmamla Kaan'ın bana bakan gözleriyle karşılaşmam bir oldu. Sabah sabah yapmıştı yine yapacağını.
"Gündın meleğim." dedi rahat bi sesle ve doğruldu. "Baksana bu gün deliler gibi eğlenelim. Bana söylemek istediğin şey ciddi bişey olsa gerek. Gece yarısından sonra da birbirimize söylemek istediğimiz herşeyi söyleriz. Ne dersin?" dedi. "Tamam derdim ama bi şartım var, kabul edersen çok daha fazla eğlenebilirim, eğlenebiliriz..."
----
Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutma aşk....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peki Hayaller?
Historia Corta"Hayatta bazı şeylerin geç olması hiç olmamasından daha iyidir." Bi gerçekler vardır bir de hayaller. Hayatı olduğu gibi kabul etmiş bir erkek... Hayallerini gerçekleştirmeyi hayal eden bir kız... Evlenmeye zorlanan iki küçük sanılan büyük kalple...