19. Bölüm

246 16 4
                                    

Pekala işte şimdi işler karmaşıklaşmaya başlamıştı. Erken gelen uykum birden yok oluverdi. Yatakta doğruldum ve daha derin düşünmeye çalıştım.
Gölge hakkında ne biliyordum? Öncelikle sesi çok garip bir tondaydı. Ne çok kalındı ne de çok ince. Şu ana kadar hiç böyle bir ses duymamıştım. Belkide benim yanımdayken sesini değiştiriyordu? Aynı zamanda elinde bir yara izi vardı. Batunun elindekine çok benziyordu. Zengindi. Hem de bana inanılmaz lüks bir ev alacak kadar zengin. Aynı zamanda benimle ilgili çoğu şeyi biliyordu.
Kafam daha da çok bulanmıştı. Bu düşünceler beni streslendiriyordu. Sakin bir şekilde yatağa yattım ve zihnimi düşüncelerden arındırmaya çalıştım.
-Yaren bu ne! Kim bu seni tehdit eden!
-Anne kızlar şaka falan yapıyordur. Ne biliyim ben!
-Yaren bana yalan söyleme!
-Anne ne yalanı. Kızlardır ya! Kim olacak başka.
Yaren ve annemin bağrışmalarıyla uyanmak alışıldık bir durumdu ama "tehdit etme" lafı geçince konu ilgimi çekmişti. Yatak odasından çıktım ve merdivenleri inmeye başladım.
-Ne oluyo gene sabah sabah ya?
Yaren beni merdivenlerde görür gömez elini boğazına götürerek "bittik biz" işaretini yaptı.
-Biri özel numaradan Yarene mesaj atmış. Hem de öyle böyle bir mesaj değil. Bildiğin tehdit.
-Ver de bir bakıyım anne.
Telefonu annemin elinden aldım ve ilk olarak gönderen numaraya baktım. Harika. Gönderen Gölgeydi. Bir annemin öğrenmediği kalmıştı zaten. Dikkatle mesajı okumaya başladım.
"Eğer sana dediklerimi yapmazsan ablanı ölmüş bil" Gölge
Mesajı okuduktan sonra gözlerimi Yarene diktim. O an ki tepkim nasıldı bilmiyorum ama annemin bana soru yöneltmesi geçikmedi.
-Tanıyomusun sen bu Gölge yi?
Hemen yüzümü eski haline getirdim ve sahte bir kahkaha attım.
-Tabiki. Bana da aynı şakayı Yaren için yapmışlardı. Sonra öğrendimki Açelyaymış.
Yaren hemen araya girdi.
-Gördünmü anne. Korkulacak bir şey yokmuş.
-Evet. Siz neden bu kadar abarttınızki.
Annem hala inanmamıştı.
-Umarım bana doğruyu söylüyorsunuzdur.
-Sana yalan bırcumuz mu var anne?
-Peki. Getir telefonunu Delfin. Açelyayı arayacağım.
-Neden ki?
-Çünkü hala içim rahat değil.
-Anne bence gerek yok.
-Delfin. Getir telefonunu!
İşte şimdi kötü şeyler olacaktı. Gözlerimi devirdim ve odama çıktım. Telefonumu aldım ve ağır hareketlerle merdivenleri indim. Telefonu anneme uzattım. Annem hemen elimden telefonu çekti ve Açelyanın numarasını tuşladı. Telefon çalmaya başaladı. Açelyanın telefonu açmaması için dua ediyordum. Ama tabiki açmıştı.
-Açelya. Kızım nasılsın?
-İyiyim.
-Açelyacığım sana bir soru soracağım. Bana dürüst bir şekilde cevap vermeni istiyorum.
-Tabi. Dinliyorum.
-Yarenin telefonuna bir mesaj atılmış. Atan kişinin takma ismide Gölge. O sen misin yavrum.
Açelya bir an konuşmadı. Hemen araya girdim.
-Açelya. Hani bir keresinde bana şaka yapmıştınız. Sonra dedinizki aynı şakayı Yarene de yapacağız falan dediniz ya. Annem onu soruyor.
Sesim çok iğneliyici çıkmıştı. Ama Açelya hemen bir şeyler döndüğünü anladı ve konuşmaya başladı.
-Heeee. Siz onu diyorsunuz. Evet evet biz yaptık o şakayı. Yarenin tepkisini merak ediyorsuk sadece.
İşte şimdi annem inanmıştı.
-Tamam Açelyacım. Kusura bakma senide boşu boşuna aradık ama.
-Sorun değil.
Telefonu annemin elinden aldım.
-Açelya. Biz senle konuşuruz sonra. Çok öpüyorum seni.
Diyip kapattım. Annem bize imalı imalı baktı.
-Her ne ise. Ben üstümü değiştirmeye gidiyorum.
Diyerek odama yöneldim. Arkamdan Yaren de geldi. Benimle birlikte odama girdi ve kapıyı kapattı.
-Abla bu gölge ne diyor gene.
-Ne biliyim Yaren ya. Herhalde seni de benim gibi etkisi altına almaya çalışıyor.
-Abla. Bu olay giderek büyümeye başladı.
-Haklısın. Ama yapabileceğimiz bir şey yok.
-Öfff
-Asıl sen bu akşam olacakları dinle.
-Ne olucakki?
Derin bir nefes aldım ve tekrar konuşmaya başladım.
-Gölge bana bir görev verdi. Batuların evine gidip bir dosya almalıyım.
-Ne!
-Yaren sessiz ol.
-Abla ne yapmaya çalışıyor bu.
-Bilemiyorum. Ama eğer yapmazsam... Eğer yapmazsam seni öldürmekle tehdit etti.
-...
-Bu akşam gidip halledeceğim.
-Abla. Ne olur dikkatli ol.
-Sen merak etme. Her ne ise gidip duş alacağım.
Odadan çıktım ve banyoya doğru yürüdüm. Yaren hala odamda şaşkınlıkla ona anlattıklarımı sindirmeye çalışıyordu.
Duşumu aldıktan sonra Batuyu aradım. Zaten bu gün beni sinemaya götürecekti. Belki onu ikna edip evde film izleyebilirdik. Bu benim işime gelirdi.
Hemen Batuyu aradım. Telefon biraz çaldıktan sonra açıldı.
-Alo
-Batu. Naber?
-İyi senden?
-İyi benden de. Ben sana şey diyecektim. Bu akşam sinemaya gideceğiz ya.
-Eeee?
-Gitmesek. Onun yerine sizin evde izlesek?
-Şeyyy. Tamam olur da neden?
-Bilmem. Hiç canım dışarıya çıkmak istemiyor.
-Peki o zaman. 7 gibi alırım seni.
-Tamam. Görüşürüz.
-Görüşürüz.
Telefonu kapattım ve bu akşam giyinmek için kıyafet seçmeye başladım. Rahat bir şeyler bulduktan sonra aşağıya indim. Annem televizyon izliyordu. Yaren de onun yanında bilgisayarına bakıyordu.
-Anne
-Efendim canım
-Bu akşam Batulara film izlemeye gideceğim.
-Peki. Ama çok geç gelme.
-Tamam.
                                      ***
Telefondan saatime baktım ve saatin 6.30 olduğunu gördüm. Hemen hazırlanmaya başladım. Ben hazırlanırken kapı çaldı. Hemen aşağıya inip kapıyı açtım.
-Hazır mısın matmazel?
-Evet. Gidelim hadi.
Batunun arabasına bindiğimizde inanılmaz bir stres bedenimi kaplamıştı. Ya yakalanırsam. Ya her şeyi berbat edersem.
Batunun evlerinin önüne gelmiştik.  Ev demek yanlış olur sanırım. Saray daha uygun bir kelime.
Eve girdik ve oturma odasına geçtik. Sanırım Batunun babası yoktu.
-Batu. Baban nerede?
-O bu akşam iş toplantısında.
Ben oturma odasındaki koltuğa yerleşirken Eray geldi.
-Ooo Delfin. Naber ya. Yüzünü gören cennetlik.
-İyim saol.
Eray ve Batu kendi aralarında bir şeyler konuşmaya başlamışlardı ama ben dinlemiyordum. Şu an tek istediğim şey o dosyaları alıp bu evden çıkmaktı. Telefonuma gelen mesaj daha çok stres olmamı sağladı.
"Seni aradığımda Açelya ile konuşuyormuş gibi yapıp dosyaları alacaksın. Nasıl alman gerektiğini sana anlatacağım" Gölge
-Abi odama çıkıyorum ben.
-Tamam.
Eray oturma odasından çıktı. Odada bir tek
ben ve Batu kalmıştı.
-Eeee. Ne izleyelim?
-Bilmemki.
-"Senden önce ben" filmi izlemişmiydin?
-Kitabını okumuştum ama filmini hiç izlemedim.
-Harika. Onu izleyelim mi?
-Olur.
Batu filmi açtı ve yanıma oturdu.
Filmin yarısı bitmişti. Tam o sırada telefonum çaldı. Arayan Gölge idi. Açelya arıyormuş gibi yapacaktım. Sakince telefonu açtım.
-Efendim Açelya.
-Dosyayı alman gereken oda üst katta.
-Peki bir saniye bekler misin?
Ardından Batuya döndüm. "Batu hemen geliyorum." "Tamam rahatına bak sen"
Ardından merdivenleri çıkmaya başladım.
-Bir sürü oda var hengisi?
-Merdilenlerin solundaki oda.
-Pekala.
Kapı kolunu sıkıca kavradım ve odaya yavaşça girdim. O da inanılmaz bir büyüklükteydi.
-Oda çok büyük. Nereden bulacağım dosyayı?
-Çalışma masasının en alt çekmecesinde olmalı.
Çalışma masasına doğru yürüdüm ve en alt çekmeceyi açtım. Evet bulmuştum. Kocaman bir dosya vardı.
-Tamam buldum galiba.
-Şimdi onu al ve hemen dışarı çık.
Dosyayı aldım ve yavaş hareketlerle kapıya ilerlemeye başladım. Tabiki stresten kapıya doğru giderken birkaç kitap düşürdüm ve bu Erayın odaya girmesine sebep oldu.

GölgeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin