12. Bölüm

332 19 0
                                    

Ruhlar, geçmişteki anılarınızı canlandırmaya başladığında en büyük zedelenmeyi yaşarsınız. Çünkü zedelenme herhangi birinden değil, kendi ruhunuzdandır. İşte o zaman doğduğunuz güne lanet edersiniz. Çünkü bilirsinizki o ruhu siz doğurmuş ve yetiştirmişsinizdir...
Gözlerim şaşkın bir ifadeye bürünerek tam karşımda duran Batu ve Selin'e baktı. Ruhum "Bırak artık! Daha ne kadar beni dinlemeyecesin!" Diye bağrıyordu ve evet. Artık onu dinleyecektim. Ruhuma tutsak yaşayan hayatıma geri dönecektim. Batu bana baktı ve bana bir adım yaklaştı ben de aynı şekilde bir adım geriledim. "Sakın! Sakın bana yaklaşma!" "Delfin saçmalama. Selin sarhoş. Ne yaptığını bilmiyor. Ben onu öpmedim." Göz yaşlarım yanağımdan hafifçe süzüldü. "Ben sana güvendim Batu. Ben kendimi senin yanında güvende hissettiğim için sana inandım. Ben senin beni aldatmayacağına inandım. Ben ruhumla içten içe savaşarak senin kötü biri olmadığına inandım. Ama tabiki kendimi bile kandıramadım. Şu an de Selini öpüp öpmemen umrumda değil. Şu an önemli olan benim güvenimi zedelemen!" Batu bana bakıyordu. İfadesizdi. "Eğer gerçekten bana inanıyorsan Selini kendi isteğimle öpmediğimede inanırsın." Batuya baktım. Başımı iki yana salladım ve koşmaya başladım. Peki nereye? Karanlığa? Ölüme? Hayır. Hiç bir yere koşmuyordum. Sadece içindeki öfkeyi boşaltmak için yapıyordum bunu.
Yavaş yavaş nefesim tükenmeye başladığında ilk bulduğum banka oturdum. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Hatta 2 saat sonra güneş doğmaya başlayacaktı. Banka iyice yayıldım ve boş sokakta bağırarak ağlamaya başladım. İçimdeki tüm öfkeyi püskürttüm. Biraz daha sakinleştiğimde kırk yıl yapmayacağım bir şeyi yaptım. Telefonumu aldım ve Gölgenin telefon numarasını tuşladım. Bundan emin değildim. Belkide onu aramalıydım. Ama bu kadarda ileri gidemezdim. Yoksa gidermiydim? Kafam çok karışmıştı. Tam telefonu bırakacağım sırada telefonum kendisi çaldı. Tabiki arayanı görünce hiç şaşırmadım. Arayan Gölgeydi. Hiç düşünmeden açtım.
-Sakın kıpırdama hemen geliyorum.
-Ne?
sesim boğuk çıkmıştı çünkü bağırmaktan ses tellerim acıyordu.
-Oraya geliyorum anlamıyormusun?
Nasıl yani ben şimdi Gölge ile mi olacaktım?
Telefon kapandı. Bir süre hiçbir şey yapmadan denizi izledim. Ardından gözlerime bağlanan siyah maske ile denizi göremez oldum.
-Ne oluyor be!
-Ben buradayım. Beni görmeni istemiyorum.
Gelmişti! Gölge yanımdaydı ve onu görmem için aramızda sadece siyah bir kumaş parçası vardı.
-Sakın gözlerini açma. Yanına oaturacağım korkma sana zarar vermeyeceğim.
Gölge yanıma yerleşirken içimde bir tedirginlik vardı. Ve bu tedirginlik Gölgenin bana sarılmasıyla daha da çok arttı ve birden ağlamaya başladım. Gölge beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
-Şşşşt. Ağlama. Lütfen. Senin üzülmene dayanamıyorum.
Gölgenin kollarında olduğumu umursamadım  bende sıkıca Gölgeye sarıldım. Artık ağlamayı kessemde arada bir küçük göz yaşları yanağımı ıslatıyordu.
-Ben Batu gibi değilim. Batu sana ne demişti ? Seni her zaman koruyacağım. Ama sözünde durmadı. Hatta daha da beterini yaptı. Ama ben sana söz veriyorum SENİ HER ZAMAN HER YERDE KORUYACAĞIM.
-Kimsin sen? Ne olur söyle bana.
-Bunu öğrenmek için erken olduğunu söylemiştim. Ve hala öyle düşünüyorum.
-Peki... beni seviyormusun?
-Seni sevdiğim için koruyorum. Ben sana en başından beri Batunun seni üzeceğini söylemiştim. Hepsi seni korumak içindi.
-Lütfen gözlerimi aç. Yemin ederim hiç bir tepki vermeyeceğim. Sadece yüzünü görmek istiyorum.
-Bu çok zor.
Ardından ayağa kalktı.
-Artık sen de Batu ile ilgili doğruları gördüğüne göre benimlesin.
Bir an susutum. Ardından gözlerim açılınca kendime geldim.
Na yani rüyamıydı bu şimdi. Tabikide rüyaydı! Ağlarken bankta uyuya kalmıştım ve biri beni dürtüyordu.
-Kızım. Kızım. Hadi kalk bak sabah oldu.
Beni dürten yaşlı amcaya baktım ve banktan doğruldum.
-Sonunda be kızım. İki saattir dürtüyom seni bir şey oldu zannettim.
-Yok amca iyiyim ben. Saol uyandırdığın için.
-Kızım. Hiç iyi görünmüyorsun.  Bir şeymi yaptılar sana?
-Yok amca yok iyiyim ben sadece fazla alkol aldım galiba.
-Yok kızım hiç iyi görünmüyorsun sen. Bak şurası benim büfem geç sana çay falan bir şeyler hazırlayayım kendine gel.
Amcaya baktım. İyi birine benziyordu. Olumlu anlamda başımı salladım ve kalktım. Büfe çok şeker ve sade bir yerdi. Hemen beni boş bir masaya oturttu.
-Kızım üşüyorsan içeriden battaniye getireyim.
-Yok amca saol.
-İyi tamam o zaman keyfine bak sen ben de sana bir şeyler getireyim.
Amca içeri girdikten sonra telefonuma baktım. Tabiki gene herkes beni aramıştı. Ben de Yarene bir mesaj attım.
"Merak etmeyin güvendeyim. Floryada ufak bir büfedeyim birazdan gelirim."
Bu mesajı attıktan birkaç dakika sonra amca elinde bir poğça ve bir çayla geri geldi.
-Kusura bakma kızım. Çok bir şey kalmamış. Ama poğça yersin belki diye getirdim.
Amcaya şu ana kadar yaptığım en içten gülümsemeyi yerleştirdim. Bu tanımadığım amca bile Batudan daha güvenilirdi.
-Önemli değil amca. Saol. Bu arada adınız nedir.
-Adım Remzi evladım. Senin?
-Delfin bende.
Remzi amca elindekileri masaya koydu ve karşında duran sandalyeye oturdu.
-Hımm peki isminin anlamını biliyormusun Delfin?
Bak işte bunu hiç düşünmemiştim ve adımın anlamını gerçekten de bilemiyordum. Remzi amca hemen cebinden bir kağıt ve kalem çıkardı ve kağıda bir şeyler karaladı. Ardından kağıdı bana gösterdi.
D: Üstün güçlere sahip
E: Sıkıntılardan kurtulmak için mücadele eden
L: Sanatsal yeteneğe sahip
F: Uysal, güvenilir
İ: Kırılgan
N: Sağduyulu
Bunları okuduktan sonra Remzi amcaya baktım. Remzi amca güldü.
-Kızım olduğunda adının hep Delfin olmasını istemiştim. Oldu da.
Ardından sustu. Gözlerini benden bir saniye ayırmıyordu. Ben de dikkatle dinliyordum.
-Araba kazası. O da senin gibi çok güzeldi. Remzi amcaya baktım. O konuşmasına devam ediyordu.
-Her zaman güçlü sen ol ve asla yıkılma, mücadele et çünkü mücadele insanın en başarılı olduğu konudur, kendini sanatla sakinleştir, güvenilir ol, kırılgan olabilirsin ama her ne kadar parçalanırsan parçalan kendini tekrar onar...
ve ardından Remzi amcanın sesini daha genç ve erkeksi bir ses kesti.
-Her zaman bana güven.
Hemen arkamı döndüm. Batu bana bakıyordu. Ayağa kalktım.
-Ne işin var burada.
Remzi amca bize bakıyordu. Ardından o da ayağakalktı.
-Yaren'e mesaj atmışsın ben de hemen geldim.
-Git buradan istemiyorum seni.
Batu bana baktı ardından beni ani bir hareketle kucağına aldı.
-Bırak beni! Taciz var! Sapık var! Yardım edin!
-Oha kızım ne abarttın be.
Ben Batu'nun kucağında tepinirken Remzi amca bize şaşkın gözleriyle bakıyordu. Batu bunu fark edince
-Onun yerine ben size teşekkür edeyim. İyi günler.
dedi ve beni büfeden dışarı çıkardı. Ben hala bağrıyordum. Batu bana aldırmadan arabanın koltuğuna oturttu ve kemerimi bağladı. Ardından sürücü koltuğuna geçti ve arabayı kullanmaya başladı.
-İndirirmisin beni şu arabadan! İstemiyorum seni anlamıyormusun!
-...
-Cevap ver be pislik herif. İndir beni diyorum anlamıyormusun!
-Açıklamamı dinleyene kadar ne seni indireceğim ne de bu araba duracak.
-Eninde sonunda arabanın benzini bitecek. O zamana kadar seni dinlemem daha iyi.
Batu güldü.
-Yaren inatçı olduğunu söylemişti fakat bu kadarını beklemiyordum.
Batuya aldırmadım ve başımı cama yaslayıp dışarıyı izlemeye başladım. Ama arabanın aniden durmasıyla hemen yüzümü Batuya çevirdim. Batu bana baktı ve sırıttı. Orman gibi bir yerdeydik. Daha doğrusu ormandaydık. Batu indi. Ben de ona bağrınmak için indim.
-Ne işimiz var şimdi bizim burada! Manyak mısın nesin ya! Önce Selini öpüyorsun sonra utanmadan kendini bana affettirmeye çalışıyorsun! Ne kadar yüzsüz bir insansız ya! Gerçekten böyle bir şey ola-
Ardından sesimi Batunun dudakları kesti.
Evet işte gene bir öpüşme sahnesindeyiz. Ve maalesef ben gene karşı koyamıyorum. Neden? Çünkü onu seviyorum. Yavaşça yüzünü ben den uzaklaştırdı.
-Selin beni öptüğünde asla böyle hissetmedim. Ve dudaklarım senin dudaklarına değnediği sürecede hiç bir kızla bu duyguyu yaşayamayacağım.
-Hangi duyguyu.
-Aşk.
Ardından bana bakmaya devam etti.
-Selin çok sarhoştu. Zaten bana aşık olduğunuda anlamıştım. Ondan uzak durmaya çalılırken birden beni kendine çekti ve öptü. O anki şaşkınlıkla karşılık bile veremedim çünkü böyle bir şeyi tapacağını tahmin etmemiştim. Sen de tam o sırada geldin. Ama dediğim gibi benim Selin ile aramda asla bir şey olamaz.
Batuya baktım. O konuşmasına devam etti.
-Ben seni seviyorum Delfin. Gerçekten.
Bu cümleyi söyledikten sonra Batuya sarıldım. O da bana sarıldı.
-Özür dilerim. Sanırım ben de biraz fazla ileriye gittim. Senin tarafından düşünemedim galiba.
-Hadi eve gidelim.
Başımı hafifçe salladım ve arabaya bindim.
Evin önüne geldiğimizde Batu bana baktı.
-Akşama yemeğe gidelimmi.
-Çok yorgunum Batu. Gerçekten başka zaman.
-Tamam. Sonra görüşürüz o zmn.
Başımı salladım ve arabadan indim. Kapıyı yavaşça açtım. Yaren koltukta oturuyordu hemen bana baktı. Daha nerede olduğumu sormadan telaşla söze girdi.
-Abla. Sana bir şey göstermeliyim.
Yaren hemen talefonundan mesajları açtı. Gördüğüm mesajla ürperdim. Dün akşam bankta yatarken çekilmişti altında ise bir not vardı.
"Ablana sarılmak çok güzel bir duygu."
Gölge

GölgeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin