6.Bölüm Kaza

84 16 6
                                    

Multimedya Berrak

6.Bölüm Kaza

Bilir misin?
Gönül derin küser, yarasına yara açana...
Murathan Mungan
------

Çok çabuk değişen hayatıma baktım. Sahi bu kadar kolay mıydı? Birini görüyordun ve tamamen hayatın değişiyordu. Uçuruma doğru savruluyordun birden bire. Tutunacak bir dal bulamazsan bu hız sana çok gelecekti. Kalbini durduracak olan hız mıydı yoksa seni uçuruma atan kişi miydi? Peki burası gerçekten uçurum muydu? O kızı tanımıştım. İntihar yalanını uyduran kızdı. Bora'yı her gördüğümde o kız da hemen yanında bitiyordu. Galiba aralarında bir şey vardı.

"Hadi ya geç kalacağız." diye yakındım Berrak'a. Eşarbını yaparken beni de burada ağaç etmişti. Her zamanki hali diye söylendim kendi kendime. Bugün günlerden cuma ve yarın Berrakla ben kardeşim İsra'yı da alıp karne hediyesi olarak gezdirecektik. İsra, çok başarılı bir öğrenciydi. Ve bir hediyeyi haketmişti.

"Geldim işte" Berrak'ın sesini duyduğumda olmayan saatime bakar gibi yaptım ve " evet iki saat sonra geldin" dedim yakınarak. Gözlerini devirip kapıyı kapattı. Ben de arkasından yürüdüm. Otobüs durağına doğru gidiyorduk.

"Otobüsü beklersek geç kalırız. İstersen bir taksiye binelim" dedim. Çünkü otobüsler tıklım tıklımdı ve çok beklerdik. Bir kere taksiye binmekten zarar gelmez diye düşündüm. Berrak da sesini çıkarmayıp başını salladı.
Taksiye binip gideceğimiz adresi söyledim. Şoför, bembeyaz sakalları olan, kilolu ve yüzü kırışık bir amcaydı.

"Bu akşam sohbette hangi konuyu konuşacaksın?" diye sorunca Berrak'a döndüm. Biraz düşündükten sonra çantamdan defterimi çıkardım. İlmihal konularına baktım. Anlattıklarıma ve anlatmadıklarıma da baktım.

"Akraba ilişkileri" duraksadım ve devam ettim. "Akraba ilişkilerinin bize ne gibi faydaları olduğunu, sıla-i rahimden kastın ne olduğunu anlatmayı düşünüyorum."

"Güzel olur aslında. Genç kardeşlerimizde beğenirler hem. Bir de akşam Zehra'nın sana söyleyecekleri varmış." Kaşlarımı çattım.

"Ne konuşacakmış?"

"Bilmiyorum ağzını aradım ama yine de söylemedi."

Tamam anlamında başımı sallayıp pencereye bakmaya başladım. Bu yollar bana hep okul yollarını hatırlatırdı. İlkokulda, ortaokulda ve lisede çok nadir güzel anım olmuştur. Hiç sevilmemiştim ve o bende bir travma olarak kalmıştır. Neden sevmediklerini de bilmiyordum. Çok asosyaldim herhalde ondandır diye düşündüm. Ama ondan olamazdı. Sonuçta beni sevmedikleri için asosyaldim. Ne aileme ne öğretmenlerime bu durumu söyleyebildim. Ne diyecektim ki onlara. Kimse beni sevmiyor mu? Zorla kimse kimseyi sevemezdi. Sadece "mış" gibi yapardı. Arada bir öğretmenlerim anlasa da ses etmiyorlardı. Çünkü hiçbiri, hiçbir öğrenciyi umursamıyordu. Öğretmen-öğrenci ilişkisi not ilişkisine dönmüştü. Bu durum üzücüydü ama sistemden dolayı böyle bir hal almıştı. Kötü anılar olsa da yollar bile çocukluğu hatırlatıyordu insana.

Düşüncelerimden kurtulup camdan bakışlarımı çevirdim. Yol biraz uzundu ama sanırım yaklaşmıştık. Gelen geçen arabaları izliyordum.

"Dikkat et, dikkat et lütfen" diye bağırdı Berrak. Daha ne olduğunu anlamadan bize doğru gelen aracı farkettim. Amca 'fren çalışmıyor' demekten başka bir şey diyemedi. Olaylar o kadar hızlı gelişiyordu ki ne ara Berrak'a doğru eğilip sarıldığımı bile hatırlamıyordum. Son hatırladığım şey ise belimde ve kolumda oluşan ağrılardı.

-------

Çok gürültü vardı. Ağlamalar, bağrışlar. Neredeydim ben böyle? Sesleri duyabiliyor fakat gözlerimi açamıyordum. Biraz daha bekledim. Sanki kırk yıldır uykudaymışım gibi uykum vardı. Göz kapaklarımın ağırlığından gözlerimi açamıyordum.

Yaralarımı SarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin