11. bölüm Yaralı mıydı?

65 8 3
                                    

  Selamun Aleyküm arkadaşlar
Yine gecikti kusura bakmayın. Ama çok canlı bir bölümle geldim. Keyifli okumalar...

11. bölüm Yaralı mıydı?

Ruhunda sarılmayacak kadar çok yara açıldı kadının. Ama aldırmıyordu. Çünkü ölü bir kadın hiçbir şey hissedemezdi.
----

O yapmıştı bunu. Bora yapmıştı. Nasıl böyle duyarsız olabilirdi? Nasıl bir insanın canına kıyardı? Allah'ım dedim en içten dileklerimle. Allah'ım ben sana havale ediyorum. Sonra da bir türlü durmak bilmeyen gözyaşlarımı sildim. Abime pansuman yapıyordum, ağlayarak... Babam kim olduğunu söylemesini istese de abim söylememişti. Çünkü biliyordu ki Bora olduğunu öğrenirse beni işimden ederdi. Bu halde bile beni düşünüyordu abim. Hakkını nasıl ödeyecektim ki?

"Bora yaptı değil mi" Ben odama geçtiğim sırada abim de peşimden gelmişti. Ben de anı yakaladığım için sordum. Kapıya baktı. Sonra başını bana çevirdi ve evet anlamında salladı. Bu sefer daha çok ağlamıştım. Duygu durumum, ruh halim bu aralar çok melankolikti.

"Ağlama sen. Senin suçun değil. Sil bakayım gözyaşlarını. Ha şöyle" diye teselli veriyordu abim.

"Bak şimdi ben yatsıyı kılamadım. Gel beraber cemaat yapalım dedi" ben de çok fazla üstelememiştim. Canımı yakmıştı Bora. Ne araba kazası ne de benim çarpmam bu kadar sarsmıştı beni. Artık büyük oynuyordu. Ve durdurmadığım her an büyük oynayacaktı.

Sessiz ve sakince namazımızı kıldık. Abim çok yorgun olduğunu söyleyip odasına çekilmişti. Annem de soruları bitmeden gitmesine sinirlenmişti. Ana yüreği nasıl dayansın ki bu kadar şeye? Ben de Berrak'ı alıp odama götürdüm. O da çok üzülmüştü.

"Bora yapmış" dedim bir anda. Lafı dolandırmadan. Haliyle Berrak donup kaldı.

"Ne demek Bora yapmış. Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu Azra?" Ayağı kalkmıştı. Ben de kalktım ve kolunu tuttum.

"Sessiz ol annemle babam duyacak. Geç otur . Öfkeyle karar verme" dediğimi yaptı. Biraz daha sakinleşmişti.

"Peki sen ne yapacaksın?" Dedi. İşte bunu ben de bilmiyordum. Durdum ve düşündüm.

"Odama çağırıp konuşacağım" dedim ve açıklamak için ekledim " danışan olarak " Berrak da beni onaylamıştı.

"Azra ne yap ne et bu adamdan kurtul. Bu adam gittiği her yere bela götürecek." Odamdan çıkmadan önce bunları söylemişti. Söyledikleri beynimde yankılanıyordu sürekli. Bu söylediği çok zor bir şeydi. Nasıl çıkaracaktım ki hayatımdan? O kadar kolay mıydı?

Artık herkes uyumak istiyordu. Çok yorulmuştuk. Bedenen de ruhen de...

Sabah hazırlanıp kahvaltımızı yapıp yola çıktık. Artık otobüs şöforü bizi tanıyor biz de onu tanıyorduk. Hastaneye geldiğimde asık suratlıydım. Böylesi daha iyiydi. İnsanlar iyi niyeti suistimal etmekten başka bir şey yapmıyordu. Bora'nın asistanına Bora'yı yanıma göndermesini istedim. Ben de odamda oturup onu beklemeye başladım. Ne söyleyeceğimi taslak halinde oluşturuyordum kafamda. Kapı açıldı ve içeri Bora girdi.

"Hayırdır sen beni çağırmazdın " dedi ukâla bir tavırla. Hem bu kadar laubali olmayı da nasıl başarıyordu? Hemen karşımdaki tekli koltuğa oturdu. Sakin kalmaya çalışarak sorularımı sordum. Elleri yara içindeydi.

"Bora bey size birkaç soru soracağım ve siz de cevap vereceksiniz"

"Neden?" Dedi anlamsız bakışlarla

Yaralarımı SarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin