7.Bölüm GERÇEK

68 12 2
                                    

Keyifli okumalar

7.Bölüm GERÇEK

Yaralarımı sarmaz oldun
-----
"Ne çok olay olmuş böyle" Eşarbımı yaparken söyleniyordum. 1 ay boyunca beni normal odada tutmuşlardı. Durumum bir iyiye bir kötüye gittiği için Doktor da ne yapacağını şaşırmıştı. Ama şimdi iyiydim. Eve gittiğimde secdeden hiç kalkamayacaktım. Çünkü bir sürü kaza namazım birikmişti. Bir ay içinde de ülkede birçok olay olmuştu. Afrin'e girmemiz, Kudüs olayları, çocuk istismarları daha kalbin dayanmadığı bir sürü olay. Bana dün söylemişlerdi bunları. Hasta yatağında üzülmeyeyim diye saklamışlar.

Dünden beri Kuran okuyordum. 'Elimden başka bir şey gelseydi keşke' diye geçirdim içimden. Sonra aklıma dernek geldi. Eğer oraya sesimi duyurabilirsem bu bile bana yeterdi. Hemen dernek için sohbet ayarlayacaktım. Bu arada dernek demişken dernekte olan bütün kadınlar sağolsun haftada bir beni ziyarete geldiler. Bu beni sevindirmişti doğrusu. Bugün taburcu olacaktım. Akşam da hemen sohbet için araştırma yapacaktım. Eşarbımı yaptıktan sonra aklıma 3 hafta önceki olay geldi. Kaşlarımı çattım.

Abim ve İsra içerde çatık kaşlarla Bora'ya bakarken ben söze girdim.

"Abi bu da hastanedeki diş hekimimiz Bora bey" dedim sesimin çatallaşmasını önleyerek.

"Memnun oldum" dedi Bora elini uzatarak. Abim bir eline bir de suratına baktı. Sonra da ayıp olmasın diye elini sıktı.

"Ben de memnun oldum. Sanırım sen de çıkıyordun." dedi. Bunun anlamı git demekti. Bora bana bakıp gülümsedi.

"Ben daha yeni geldim." Abimi anladı mı yoksa sırf garez olsun diye mi yapıyordu bilmiyordum. Ama abimin çok sinirlendiği kesindi. Lafı değiştirmek için ve acıktığım için ben konuşmaya başladım.

"Abi bana tost yok mu?" Bana baktığında elindeki tostların birini de bana vermişti. Sandalyelerden birine oturduğunda tekrar gözünü kırpmadan Bora'ya bakmaya başladı. Bunun anlamı 'hala ne bekliyorsun'du. Bir 5 dakika boyunca kimse konuşmadı. Artık sıkılmaya başlamıştım. Bu neydi şimdi?

"O zaman ben gidiyorum. Bir şeye ihtiyacın olursa ara beni Azra'cım." Dediğinde derin bir nefes almıştım. Ama bir dakika Azra'cım' mı demişti? Daha kaç dakika önce ne dedim şimdi ne yapıyordu? Çok laubali davranıyordu. Bora dışarı çıktığında İsra yüzünü ekşitti.

"Bu tostlar pahalıydı ya. Bir tosta 10 lira verilir mi? İçinde ne kaşar var ne sucuk. Bilsem ekmek yerdim" Bu dediğiyle biraz da olsa gergin ortam dağılmıştı. İsra tutumlu bir kızdı. Bu huyunu çok seviyordum. Savurgan olmak bana göre güzel bir şey değildi

"Azra sen ne zamandan beri böyle biriyle arkadaşsın?" Yavaşça abime baktım. Sonra da yutkundum.

"Abi arkadaşım değil. Sadece doktorlar içeri girince o da niye bu kadar doktor var? Diyip girmiştir. Olamaz mı?" Dedim soranla gözlerle. Çok fazla saçmaladığımın farkındaydım. 'Hayır' anlamında başını salladı. Başka bir şey demeden önüme döndüm. Zaten sonra da annemle babam girmişti.

O günden sonra Bora sürekli odama girmeye başladı. Bunun tek anlamı olabilirdi. O da beni sinirlendiriyor olmasıydı. Başka bir anlam yüklemiyordum. Çünkü bu aşk değildi. Aşk daha saf daha gerçekçi olurdu. O sadece küçük bir çocuk gibiydi. Onun bu haline üzülüyordum açıkçası. Sadece kendine zarar veriyordu. Gece gündüz hastanedeydi. 'O sadece bir diş hekimi bu kadar hastanede olması saçma' dedim.

"Hazır mısın kızım?" Annem de odaya girmişti. Şükür ki bu hasta yatağından kurtuluyordum. Çantamı omzuma attım. Annemle beraber dışarı çıktık. Kendimi iyi hissediyordum. Çok ilaç yemiştim, çok serum vermişlerdi ama yine de yorgun değildim. Biz annemle yürürken yanımıza Berrak geldi.

Yaralarımı SarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin