24. Bölüm Aralanan Sır Perdesi

23 4 0
                                    

Lafı uzatmadan direkt hikayeye geçin isterseniz.

Keyifli okumalar

24. Bölüm Aralanan Sır Perdesi
----

Hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçiyordu. Sanki bir yerde kaybolmuşum da evimi bulmaya çalışıyordum. Sahi benim evim nerdeydi? Ya da şöyle söyleyeyim, benim evim kimdi?

"Üç dört aylık tanıdığımı kim söyledi?" Ciddi miydi diye yüzüne bakmaya başladım. Ve evet ciddiydi.

"Ne diyorsun sen?"

"Doğru duydun" dedi ve ekledi " o zamanlar üniversite 1. sınıftın sen. Başın yerden kalkmazdı. Sanki yerde hazine arıyordun. Hemen gözlerini devirme. Aynı üniversite farklı bölümlerdeydik. O zamanlar evliydim ben. Fakat yine de sana bakmaktan kendimi alamıyordum. O kadar güzeldin ki... Sonra seni takip etmeye başladım, uzaktan. Tutuldum kaldım sana. Eşimden boşandım. Fakat benim son senemdi. İş için Güneydoğu'ya gidecektim. Seni o kadar özlüyordum ki... Keşke dedim kendi kendime, keşke sana açılsaydım o zaman. Belki şimdiye kadar çoktan evli olurduk. Ama ben orada da evlendim ve buraya gelmeden önce boşandım. Yaklaşık 4 yıl sonra Güneydoğu'da işim bitti ve buraya geri geldim. Tekrar seni aramaya başladım. Fakat seni öyle görmeyi beklemiyordum. Eskisi kadar gülmüyordun, zayıflamıştın, kara giyiniyordun hep. O zamandan bu yana tek bir hedefim vardı. Seni dininden döndürmek. Evet başka türlü benim olmayacaktın. Tabi şimdi de benimsin" sinirlenmiştim. Söylediği şeylerin ağırlığı altında eziliyordum. Bütün bu yaşadıklarım beni dinimden döndürmek için miydi? Öyleyse aylarca boş bir çabaya girmişti.

"Ben hiçbir zaman senin olmadım" ayağı kalktı, doymuştu galiba. Boşal da semerini ye demek istedim

"Bu kadar şey anlattım buna mı takıldın" diye sordu. Evet ona takılmıştım. Ona neydi ki?

Ellerimi tekrar kelepçeledi. Beni yukarıdaki odaya götürdü ve kapıyı kilitledi. Bu süre zarfında tek bir kelime etmedi. Ne yapmamı istiyordu? Evlilik mi? Onunla evlenmeyecektim. Beni öldürmesi gerekiyordu onunla evlenmem için. Ya da dediği gibi dinden döndürmek mi? Zira bunun için de beni öldürmesi gerekiyordu. Kaç saat öylece oturdum hatılamıyorum bile. Akşam olmuştu ve oda kapkaranlıktı. Bana işkence etmeye çalışıyordu herhalde. Çünkü bırakın insanı bir hayvan bile bu odada bu şartlarda bırakılmazdı. Ama pes edeceğimi hiç sanmıyordum.

Kaç gündür burdaydım bilmiyorum. Son konuşmamızdan sonra Bora'yı görmedim. Artık kafayı yemek üzereydim. Sık sık bildiklerimi hatırlatıyordum kendime. Annemin adı, babamın adı, ne iş yaptığım gibi... Ailem demişken aklıma geldi yine. Gerçekten bulamamışlar mıydı beni? Ya da bulmak mı istemiyorlardı. Allah'ım kafayı yiyeceğim ya hiç mi beni düşünmediler. Kalkıp aynaya baktım. Gözlerim ağlamaktan balon gibi olmuştu. Giderek zayıflamıştım, saçlarım dökülüyor, dişlerim sararıyordu. O kadar kötü bir durumdaydım ki aynayı kırmıştım, bir daha kendimi görmemek için. Hoş, o kişinin ben olduğuma bile emin değildim. Elime ayna parçasını aldım ve cebime attım. Bu süreçte bütün kaçma yöntemlerini denemiştim. Hepsinde de başarısız olmuştum. Pencereler, kapı hatta belki klozeti bile denemiş olabilirdim. En sonunda düşündüm ve bir karar verdim. Ben öylece otururken dışarıdan sesler geldi. Sevinmiştim çünkü bizimkiler olabilirdi. Kapıya kulağımı yasladım.

Yaralarımı SarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin