21. Bölüm Zoraki

39 4 0
                                    


21. Bölüm Zoraki

Yarayla alay edermiş yaralanmamış olan...

Yarayla alay edermiş yaralanmamış olan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Fotoğraf bana ait
-----

Bora yaşıyor muydu ya? Kaç gündür sesi soluğu çıkmıyordu. Pencereden baktım. Pişmiş kelle gibi gülümsüyordu. Artık o kadar itici geliyordu ki. Aşağı tabiki inmedim. Tülbentimi çıkarıp ışığı kapattım. Tekrar mesaj sesi geldi.

Gönderen: Bora Güneş
İnmezsen ben gelirim.

Kendini amerikan filmlerinde sanıyordu heralde. Bu kadarına da pes. Artık korkmaya başladım. Tekrar tülbentimi başıma bağlayıp ışığı açtım. Bir sorun çıksın istemiyordum. Perdeyi açtığımda ödüm patladı. Gerizekalı pencereye tırmanmıştı. Bizim ev yüksekti. Nasıl tırmanmıştı? Pencereyi açtım.

"Bora bey burada ne işiniz var. Lütfen çıkar mısınız? " söylediğim her şeyin nafile olduğunu biliyordum. Ayaklarım titremeye başlamıştı. Bora odama kadar girmişti. Hızlıca içeri girdi ve odamın kapısını kilitledi. Korkudan hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Susmam için ağzımı eliyle kapattı ve beni duvara sürükledi. Acaba dedim içimden. Yusuf'u mu öğrenmişti? Ben ne diye açmıştım ki pencereyi

"Sadece seni görmeye gelmiştim." Dedi kısık sesle. Yüzümü parmağıyla nazikçe okşuyordu. Kurtulmaya çalışıyordum ama hayvan gibi tutmuştu beni. Keşke gözyaşlarım sel olsaydı da onun içinde boğulsaydın Bora.

"Çok güzelsin. Benimle evlenir misin?" Cevap vermem için elini çekti. Bulunduğumuz pozisyon yanlış anlaşılmaya müsaitti.

"Bora git artık." Dedim gözyaşlarımın arasından. Beni çok korkutuyordu. Konuştuğunda leş gibi bir koku geliyordu burnuma. Sanırım içmişti. Bu da hastalığını tetiklemişti.

"Cevap ver" dedi kısık sesle. Bizimkiler hala kalkmamıştı Allah'tan.

"Hayır Bora. Git artık" dedim eli hala belimdeydi ve kurtulamıyordum. Dudaklarıma bakmaya başladı. Gitgide niyetinin bozulduğu belliydi. Hızlıca ittim onu. Bu sefer başarılı olmuştum.

"Gitmezsen polis çağırırım." Dedim sert bir üslüpla. O ise hala gülüyordu. İki eliyle yanaklarımı tuttu ve

"Görüşürüz prenses" dedi. Hafiften ayıldığı belliydi. Gözleri artık aralık değil apaçıktı. Yani bu söyleyeceğimi unutmayacaktı. Hemen geri çekildim.

"Seni asla sevmeyeceğim. Duydun mu beni?" Hala gülümsüyordu. Pencereden çıktı. Alt katın balkonuna oradan da pencere demirine bastı. Sonra da gözden kaybolmuştu.

O günkü yaşadıklarım hala bir rüya (kabus) gibiydi. Gerçek olduğuna inandıramamıştım kendimi. Ben bile inanmıyorsam kimseyi inandıramazdım. Hiç kimseye anlatmadım. Olaydan sonra Bora'nın suratına hiç bakmadım. O kadar utanıyordum ki. Günlerce tevbe etmiştim. Sabahları hızlıca odama girip akşamları da Berrak'ı alıp çıkıyordum. Randevularımın çoğunu haftaya ertelemiştim. Bora benle konuşmaya çalıştığında kaçıyordum. Allah'ım sen beni affet.

Yaralarımı SarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin