3.BÖLÜM "İYİLEŞTİREBİLİR Mİ?"

456 308 32
                                    

Arkadaşlar tek Kardelen'in ağzından yazmak biraz zor ondan dolayı hem Kardelen'in hemde Berzan'ın ağzından yazdım. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar. Vote atmayı unutmayın. Teşekkürler. 

Berzan'dan

Çalan saatin sesi adeta beynime işliyordu. "Hassiktir " ağzımdan çıkan küfürle yataktan fırladım saat ne ara dokuz olmuştu. Dokuz buçukta önemli bir toplantı olduğunu söylemişti babam, geç kalırsam bu benim için hiç iyi olmazdı.

Hemen banyoya gidip bir duş almalıydım. Suyun altında adeta başımın ağrısının su ile birlikte akıp gittiğini hissediyordum. İşim bittiğinde aceleyle banyodan çıktım. Ve gardırobun kapağını açıp lacivert takımımı çıkarıp giydim. Aynanın karşısına geçtiğimde görüntüden memnun oldum. Daha fazla vakit kaybetmeden odadan çıktım.

Arkadan annemin sesini duydum."Oğlum, Berzan'ım kahvaltı yapmayacak mısın? Ne bu acele?" kahvaltıya kaybedecek zamanım yoktu. "Annem toplantıya geciktim. Şirkette yerim birşeyler, sen merak etme." deyip konaktan ayrıldım.

Şirkete vardığımda Karahan'ların adamlarının da şirkette olduğunu gördüm. Ne oluyordu? Babam kimsenin sevmediği Tahir Karahan'ı severdi ama daha önce iş yaptığını hatırlamıyordum. Acele adımlarla toplantı salonuna girdim. Ben salona girdiğimde tüm gözler beni buldu. Tahir Karahan ve oğlu Baran vardı. Selam verip, yerime geçtim.

"Bak oğul önemli birşey görüşeceğiz seninde benim sözüme karşı gelmeyeceğini biliyorum." diye söze girdi babam. Ne demek istiyordu. Zaten iş meselelerine birlikte karar verirdik. "Tamam, baba dinliyorum." diye karşılık verdim.

"Senin ilk başta karşı geleceğini düşünsemde senin içinde iyi bir şey olacağına inandım ve sana sormadan karar verdim. Tahir'i tanıyorsun, onun borçları var hemde ikimizinde düşmanı olan Kalender'lere ve Tahir gelip bizden yardım istedi. Borcunu kapatabilmesi için, bende yardım edeceğimi söyledim." dedi. " Ne var bunda baba önemli deyince başka birşey sandım." diye karşılık verdim. "Dinle oğlum, bunun karşılığında da Tahir'in kızı ile evleneceksin." deyince başımdan kaynar sular döküldü. Ne diyordu bu adam ben asla birinin daha hayatını mahvedemezdim. Ne diyeceğimi düşünürken, babam "Hemen karşı çıkma ben evlenmeni istiyorum bunu ayrıca konuşacağız, sakin ol ve doğru düşün senin içinde iyi olan bu." dedi. "Ne diyorsun baba sen kimin borcunu ödüyorsan öde beni neden işin içine katıyorsun. Ben evlenmek istemiyorum. Benim adıma neden karar veriyorsun. Ben asla istemiyorum. Bu evlilik olmaz!" deyip kapıyı çarpıp çıktım. Buda ne oluyordu. Ben çok sevdiğim kızı zor unutmuşken onun pişmanlığını yaşarken nasıl başkasıyla evlenebilirdim. Hayır bu asla olmayacaktı. Hızlı adımlarla şirketten çıktım. Nereye gideceğimi bilmiyordum. Ben asla evlenmem desem de babamın sözüne karşı çıkamazdım. Ama evlenmeyecektim. İstemiyordum. Tanımadığım birisi ile asla evlenmezdim.

Düşüncelerimle savaş verirken çalan telefonun sesiyle düşüncelerden sıyrıldım. Arayan kişi babam ise kesinlikle kızmış olmalıydı. Çünkü orada babamı öylece bırakmıştım. Milletin içinde bağırıp çıkmıştım. Daha fazla vakit kaybetmeden telefonu açtım. " Neredesin Berzan çabuk konağa gel !" deyip telefonu kapattı. Bende sinirlenmeye başlamıştım. Benim adıma karar veremezdi. Ama babama karşı yaptığım ayıptı biliyordum. Ona bağırıp, onu rezil etmiştim. Daha fazla oyalanmadan konağa gitmeye karar verdim. Arabayı konağa doğru sürdüm ve on dakika içinde konaktaydım. Avluya girdiğimde herkesin beni bekler gibi bir havası vardı. "Neredesin sen haa?" babamın sesiyle irkildim. "Buradayım işte" diye karşılık verdiğimde."Dalgamı geçiyorsun it oğlu it"dedi. "Sen benim adıma karar verirken beni adam yerine bile koymadan evleniyorsun derken dalga geçmedin de ben mi geçiyorum?" diye cevap verdim. Annem "Oğlum bir düşün emin ol biz senin kötülüğün için bir şey yapar mıyız? Kız iyi kızmış terbiyeli hanım hanımcık, neden böyle tepki veriyorsun? Hem artık evlenme yaşın geldi de geçiyor. Bizim ailemizin soyunun devam etmesi lazım kendine gel. Yirmi altı yaşına geldin artık iyi düşün." diyerek araya girdi. Haklıydı ama istemiyordum. "Anne iyi diyorsun, güzel diyorsun da ben yaralı bir adamım sevdiğim kızın ölümüne sebep oldum. Hala onun pişmanlığını yaşarken başka birine umut veremem bunu benden istemeyin. Başkasını sevemem, kalbimin Zehra'ya attığı gibi başkasına atmasını isteme benden, ben onu çok sevdim fakat ölümüne ben sebep oldum. Çok pişmanım keşke karşısına hiç çıkmasaydım o zaman belki hayatta olurdu ve ona zarar vermeyen bir adamı severdi." dedim. Daha fazla konuşamazdım. "Oğlum işte bizde bundan evlenmeni istiyoruz. Belki senin yaranı iyileştirebilir. Zor zamanlar geçirdin. Seninde sevilmeye, uzun zamandır sevgi görmeyen kalbinin de sevilmeye ihtiyacı var. Lütfen iyi düşün." annemin sözleri doğruydu ama istemiyordum. "Ona danışan yok zaten, evlenecek o kadar!" Babam kesin konuşuyordu. Yani bu demek oluyordu ki evlenecektim hemde zorla sevmediğim bir kızla. "Tamam baba istediğin olsun. Evleneceğim." diyerek karşılık verdim. Daha fazla karşı gelemezdim. Bu benle babamın arasını açmaktan başka bir işe yaramazdı. Arkamı döndüm giderken babam tekrar konuştu. "Yarın Tahir'in konağına gideceğiz. Yemeğe çağırdı. Sonraki günde kızı isteyeceğiz. Hazırlıklı ol." dediğinde arkamı döndüm. "Ne bu acele?" diye sordum. " Bir an önce mürvetini görmek istiyoruz. Anan ve ben."diye karşılık verdi. Arkamı döndüm ve odama çıktım. Başım çatlıyordu. Yatağa uzandım ve kısa süre sonra uyudum.

KARANLIK KALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin