Berzan'dan
Kardelen'i eve bıraktıktan sonra şirkete gittim. Yapmam gereken çok fazla iş vardı. Bu durum yetmiyor gibi birde İstanbul'daki şirket karışmıştı. Müdür ve müdür yardımcısı kavga etmiş müdür istifa etmişti. Bir taraftan canım ona sıkılıyordu. Odama geçip dosyalara bakmayı planlıyordum. Odaya girdiğimde onu hiç burada beklemiyordum. "Hoşgeldin, Berzan seni bekliyordum. " dediğinde öylece kaldım. Daha fazla vakit kaybetmeden " Merve, Senin burada ne işin var?" diye karşılık verdim. Merve ile İstanbul'da okuduğum sırada, yaklaşık dört yıl önce tanışmıştık. Kısa süre sonra çok yakın arkadaş olmuştuk. Gerçekten onu çok seviyordum. "Diyarbakır'a iş için gelmiştim. Gelmişken senide göreyim dedim. Eee nasılsın?" dedi. "Gerçekten seni gördüğüme çok mutlu oldum. İyiyim işte iş, güç. Sen nasılsın?" diye karşılık verdim. "Bende iyiyim uğraşıyoruz işte" dediğinde telefonu çaldı." Nasıl yer yokmuş başka bir otele bakın o zaman, bekliyorum." deyip telefonu kapattı. Bende "Sen otel mi arıyorsun? Benim evim ne güne duruyor hem seni annemlerle tanıştırmak istiyorum. İtiraz istemiyorum." dedim. "Olur mu öyle şey Berzan rahatsızlık vermek istemem. Hem oteli bulurlar birazdan hiç gerek yok." diyerek cevap verdi. "İtiraz istemiyorum. Hadi şimdi dışarı çıkıp bir şeyler içelim." dedim.
Şirketin karşısındaki kafeye gidip oturduk. Başımdan geçenleri anlattım. Şok olmuş bir şekilde beni dinliyordu. "İşte biraz öncede gelinlikçi den geldik." dediğimde "Ne bu acele?" diyerek karşılık verdi. "Ben de bilmiyorum. Babam Kardelen'le evlendiğimizde benim Zehra'yı unutacağımı düşünüyor. Ve ben istemesem de babama karşı çıkamıyorum. Emin ol bulunduğum durumu anlayamazsın." diye cevap verdim. "Bakarsın baban haklı çıkar belki kızı seversin. Belki Zehra'yı unutturur. Başka ne diyebiliceğimi bilmiyorum. Kız ne düşünüyor?" dedi. "Kız hiç istemiyor. Babası okuldan almış sanırım. Lise sonu bitirmesine az kalmış, okumak istiyormuş. O gün söz takılırken nasıl üzüldüğünü anlatamam resmen ağladı. Kıza çok üzülüyorum." diyerek karşılık verdim. Bana bakarak gülümsedi. "Sen istemediğine emin misin?" dedi. " Evet kim zorla evlenmeyi kabul eder." diye cevap verdim. "Bence sen bu kızdan hoşlanıyorsun Berzan." dedi. Ne diyordu bu kız. "Saçmalama Merve üç gündür tanıdığım kızdan mı hoşlanacağım." dedim. "İyi peki bir şey demiyorum. Kızma hemen" deyip güldü. Çayımızı içtikten sonra kalktık. Akşam olmaya başlamıştı. Şirketteki işlerde kalmıştı. Merve'ye dönüp "Hadi eve götüreyim seni annem çok güzel yemekler yapmıştır." dedim. "Berzan, gerçekten hiç gerek yok." dediğinde susmasını işaret edip telefonu kulağıma götürdüm. "Alo, anne bugün misafirimiz var. İstanbul'dan arkadaşım geldi. Geliyoruz birazdan" dedim. Annem "Tamam oğlum çabuk gel Tahir Ağa'lar da burada" deyip telefonu kapattı. Merve bana bakıyordu."Neden yüzün düştü?" diye sordu. "Kardelen ve ailesi bizdelermiş." diye cevap verdim. "Ben sana dedim ben gelmeyeyim hem misafirleriniz de varmış. Sen beni otele bırak bulmuşlar zaten otel." dedi. "Hayır olmaz, laf ağızdan bir kere çıkar. Sende benim misafirimsin. Hem annem bekliyor." diyerek karşılık verdim. "Peki, ne dersem deyim bir manası olmayacak." diyerek güldü. "Aferin bunu anlamışsın." diyerek göz kırptım. Arabaya binip konağa doğru sürdüm. Konağa geldiğimizde Tahir Ağa'nın şöförü kapıdaydı. İçeri girdiğimizde bütün gözler bizi buldu. Ama yine birisi eksikti. Kardelen. Merve ile herkesi tanıştırdıktan sonra Merve' ye odasını göstermeye giderken lavobodan Kardelen çıktı. Bana daha sonra Merve'ye baktı. Sonra hızlıca yanımızdan geçip gitti. Ben arkasından bakarken Merve'nin de bana baktığını gördüm. "Kız gerçekten çok güzel, seninde ona bakışlarını gördüm. İtiraz etme hoşlanıyorsun işte" dediğinde "Saçmalama ne hoşlanması, güzel onu kabul ediyorum." dedim ve odasını gösterip " Bavulunu koyup aşağıya gelebilirsin, banyo sağda. Ben aşağıya iniyorum. " dedim. "Tamam" diyerek karşılık verdi.
Kardelen'den
Berzan'ın annesi arayıp yemeğe çeğırmıştı. Biz geldikten yarım saat sonra yanında bir kızla geldi. O kız kimdi bilmiyordum. Açıkçası merak ettiğimde söylenemez. Banane her kimse umurumda değildi. Aşağıda sofra hazırlanmaya başlanmıştı. Gidip yardım ettim. Sofrayı hazır olduktan sonra herkes masaya geçti. Sonra o kız aşağıya indi. "Afiyet olsun" diyerek Berzan'ın yanındaki sandalyeye oturdu. Yemekler yenildikten sonra herkes kalktı. Çaylar geldiğinde düğünden konu açıldı. Berzan'ın babası "İsterseniz evvelsi gün düğün hazırlıklarına başlayalım. Sen ne dersin Tahir Ağa?" diye babama sordu. Babamda "Sen nasıl uygun görürsen Ağam" diye cevap verdi. Cafer Ağa kendinden emin bir şekilde başını salladı. O sırada Berzan" Neden acele ediyorsunuz? Bir, iki ay sonra olmaz mı?" dedi. Cafer Ağa "Olmaz" dedi ve çayından bir yudum aldı. Berzan kıza bir şey dedi ve ayağa kalktılar. Berzan "Baba ben geliyorum" deyip yanımızdan ayrıldılar. Kısa süre sonra Berzan geri geldi ve koltuğuna oturdu. Berzan'ın annesi Züleyha Teyze "Oğlum gel sen bir şey söyleyeceğim." dedi. Berzan'la annesi mutfağa gittiler. Çok sürmeden Züleyha Teyze gelip "Kardelen, Berzan seni bekliyor." dedi. Beni neden bekliyordu anlamadım. Anneme baktım başını salladığını görünce ayağa kalkıp mutfağa gittim. Orada oturuyordu. Bana dönüp "Gel otur." dedi. Bende bir şey demeden karşısındaki sandalyeye oturdum. "Seninle bir şey konuşmamız gerekiyor." dedi. "Konuş dinliyorum." diyerek karşılık verdim. "Evlendiğimiz gün akşam İstanbul'a gideceğiz. Benim işlerim var. Ona göre hazırlığını yap."dedi. Ne İstanbul'u bir o eksikti. Ben zaten olacak olan şeylerden korkuyordum. Birde ailemden daha fazla uzaklaşmak istemiyordum. "Gitmesek yada ben gitmeyim" dedim. "Olmaz benim işim acil kesin gitmem gerekiyor sende benim karım olacağın için mecbur senide yanımda götürmem gerekiyor."deyip kalktı. Tam giderken durup arkasını döndü " Çok kalmayacağız zaten bir hafta" dedi ve yürümeye devam etti. Ne bir haftamı ben o kadar nasıl dayanacaktım. Hiç Mardin dışına ailemsiz çıkmamıştım. Oturduğum yerden kalkıp annemlerin yanına gittim. Kalkıyorlardı. Berzan annemle babamın elini öptü, abimle tokalaştıktan sonra bana dönüp "Görüşürüz" dedi. Bende başımı salladım. Bende onun annesinin ve babasının elini öptükten sonra konaktan ayrıldık. Arabaya bindiğimde anneme dönüp "Berzan İstanbul'a gideceğimizi söyledi. Anne sen konuşsanda ben gitmesem ne olur sanki." dedim. Babam " Olur mu öyle senin yerin kocanın yanı kes sesini kocan ne diyorsa onu yap." diyerek bağırdı. Bende bir şey diyemedim. Eve geldiğimizde hemen odama gidip yatağıma yattım. Aklım sürekli şu evlilik işinde idi. Onun korkusu yetmezmiş gibi bir de İstanbul işi çıkmıştı. Daha fazla düşünmemeye karar verdim ve kendimi uykuya bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK KALP
Teen FictionEvet ben Kardelen, kimi zaman yer yüzü kar altındayken toprağın altından usulca çıkan o masum çiçek. Hayatım boyunca tek bir emele bağlı yaşadım ta ki babamın hayallerimi yıkmasına boyun eğerek emellerimin avuçlarımdan kaymasına izin verdim. Acıyıd...