4.BÖLÜM "GELİNLİK"

448 290 20
                                    

Kardelen'den

Karanlığı seviyordum. Hiç bir şey görmemek bana iyi geliyordu. Sanki o karanlığın içinde beni anlayan birileri vardı. Hiç konuşmadan anlaştığım birileri. Sadece karanlığa bakmak beni sakinleştiriyordu. Ne zaman canımı sıkan kötü bir şey olsa karanlığa giderdim. Beni anlayan tek yere. Yine öyle yaptım. Canım yanıyordu ve anlıyordum ki kurduğum hayallerdi benim canımı yakan hiç bir zaman gerçek olmayacak hayaller keşke en başta kurmasaydım dediğim hayaller. Bunları düşündükçe canım daha çok yanıyordu. Düşünmemeye karar verdim ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Sabah olduğunda konakta bir telaş vardı. Herkes bir o tarafa bir bu tarafa koşuşturuyordu. Annem yanıma gelip "Dikilmeyi bırakta yardım et bana mutfakta iş çok" dedi. "Tamam geliyorum." diye karşılık verdim. Mutfağa gittiğimde çeşit çeşit yemek yapılmaya başlanmıştı. "Ben ne yapabilirim?" diye sordum. "Gel sende hamuru yoğur." dedi Emine teyze. Ellerimi yıkayıp hamuru yoğurmaya başladım. Sonra bir kaç bir şey daha yapıp mutfaktan ayrıldım. Akşamın olmasına az  kalmıştı. Abimin eşi Yezda yanıma gelip. "Hadi seni hazırlayalım" deyince şaşırmış gözlerle ona baktım."Ben ölüme doğru gidiyorum. Ve sen beni hazırlamaktan bahsediyorsun. Umrumda bile değil. Ben bu evliliği istemiyorum. Zorla evlendiriliyorum." dedim. Yezda bana bakıyordu. Söylediklerim onunda içini acıtmıştı. Beni anlayamazdı tabiki o abimle severek evlenmişti ve bana sürekli anlatırdı. Bende dua ederdim inşallah bende sizin gibi olurum, diyerek. Sanırım onun üzüldüğü şeyde tam olarak buydu. "Canım biliyorum istemediğini ama böyle düşünme belkide senin için hayırlı olanda bu daha tanımıyorsun bile bir tanımaya çalış iyi birisine benziyor. Sen böyle yaparak kimseye zarar vermezsin ancak kendini yeyip bitirirsin. Kendini daha fazla sıkma her şey olacağına varır. Hadi şimdi gel üzerine giyeceğin kıyafeti seçelim." diyerek karşılık verdi. Söyledikleri belkide doğruydu ama ben sevmediğim bir adamla evlenmek istemiyordum. Onun bana dokunmasını istemiyordum. Ama elimden bir şey gelmiyordu. "Tamam seçelim" dedim. Ve odama doğru adımladık. Dolabı açtım ve elime ilk gelen elbiseyi gösterdim. Bordo, dizlerimde olan düz bir elbiseydi. Yezda "Saçmalama bunu giyecek değilsin herhalde" diyerek ayağa kalktı. Dolabın önüne geçip, geçen sene İstanbul'a gittiğimizde çok beğendiğim abimin aldığı, krem omuzları dantelli yerde sürünen elbiseyi eline aldı. Bana dönüp göz kırptı. "Ben bunu mezuniyet gecem için seçmiştim. Fakat giyemeden evleniyorum. Burada giymek istemiyorum." dedim. "Kardelen yapma böyle senin hayatında bir kere yaşayacağın şeyler bunlar. Hadi gel ve giyin." diyerek karşılık verdi. Bende daha fazla uzatmadan üzerime giyindim. "Gerçekten melek gibi oldun. Hadi saçınıda yapalım." dedi. Çok mutlu görünüyordu. Bende mutlu olsaydım keşke. Ağır adımlarla pufa oturdum. Saçımı dağınık topuz yapmaya çalışıyordu anladığım kadarıyla. Ensemin hemen üzerinde dağınık topuz yapmıştı. Önümde de bir kaç kakül bırakmıştı. Fena olmamıştı aslında. Sonra hafif bir makyaj yapıp bana döndü. "Gerçekten mükemmel görünüyorsun canım, Berzan seni çok beğenecek." dedi. Sahiden ben evleneceğim adamın adını hiç duymamıştım. Adı Berzan'dı. "Ne önemi var ki umrumda bile değil. Ben onu sevmiyorum. Oda beni." diyerek karşılık verdim. Yezda "Hadi çok konuşma, ben gidiyorum misafirler gelince çağırırım seni. " diyerek odadan çıktı. Bende dağılan odamı toparlamaya başladım.

Berzan'dan

Eve geldiğimizde hayli yorulmuştum. Hemen yatağa yatıp uyudum. Daha fazla bu durumu düşünüp canımı sıkamazdım. Sabah olduğunda aceleyle uyandım. Kahvaltımı yapıp şirkete gittim. Akşama kadar kafamı meşgul ettim. Akşam olduğunda babam yanıma gelip " Sen daha burada mısın? Çabuk eve git ve hazırlan." dedi ve bir şey dememe izin vermeden yanımdan ayrıldı. Eve gitmek için yola çıktım. Eve gittiğimde annem " Oğlum neredesin sen, çabuk hazırlan." diyerek karşıma geçti. "Tamam anne ne abartıyorsunuz. Hazırlanmaya gidiyorum zaten." diyerek yürümeye devam ettim. Hemen odaya girip dolaptan siyah takımı giyip siyah kravat taktım. Saçımı da düzeltip odadan çıktım. Herkes kapıda bekliyordu. "Sakin olun " diyerek arabaya oturdum. Herkes arabaya bindiğinde Karahan'ların konağının yolunu tuttum.

KARANLIK KALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin