12.BÖLÜM "IŞIK"

80 22 16
                                    

''Aynı günde dört mevsime şahit olmak gibi bir şey bu. Önce özlüyor, sonra ağlıyor, akşamları küsüyor, geceleri çok seviyorum"

-Özdemir Asaf

Berzan'ın söylediklerinden anlam çıkarmaya çalışıyordum. Benim namusumdan şüphe duyuyordu. Ağzım açık kalmış bir şekilde ona bakıyordum.
"Konuşsana lan dilini mi yuttun?"

"Ne demeye çalışıyorsun?" sesim ağlamaklı çıkmıştı.

"Bir şey demeye çalışmıyorum açıkça söylüyorum. Karnındakinin babasını soruyorum. Zaten en başından belliydi senin bu evliliği istemediğinden, tamam dedim düzelir belki dedim olmadı. Anlamalıydım, senin ne kadar aşağılık ve şeref yoksunu ol.."

"Yeter! Sus! Nasıl olurda böyle düşünürsün gerçekten anlamıyorum."Artık gözyaşlarım bağımsızlığını ilan etmişti şuan hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Sadece "Ben.. ölüyorum.." dileyebilmiştim. Berzan bana anlamayan gözlerle bakıyordu. Sessizliğini bozarak konuşmaya başladı.

"Ne demek bu?"

"Neyini anlamıyorsun artık hiçbir şeye dayanacak gücüm kalmadı. Herşeyin elimden teker teker gitti. Önce okulum sonra annem şimdide canım gidiyor. Ölüyorum anlasana bugün olmasa bile yarın, belki annemi tekrar göremeyeceğim, ben çok korkuyorum. " Yere çökmüştüm ve ellerimi yüzüme kapatmış bir şekilde ağlıyordum. Yanımda bir hareketlilik oldu ve Berzan'ın da yanıma oturduğunu gördüm.

"Tamam ağlama ben çok özür dilerim. Aptalca konuştum." sesindeki yumuşamayı hissetmiştim. Böyle birşey beklemediği kesindi.

"Sana benim yaşadıklarım çok normal geliyor olmalı." gözyaşlarımı silip konuşmaya devam ettim.
" Biliyor musun? Hayatım boyunca ben hiç gülmedim insan hiç gülmez mi diyeceksin belkide, ama şunu hic düşündün mü? Mutlu olacak birşey yaşamadıysa neden gülsün yada mutlu olmanın ne olduğunu bilmiyorsa neden.. Ben sanmıştım ki eğer okuyabilirsem mutlu olurum gerçekten sevdiğim insanı bulurum ve gercekten mutlu olurum, ama öyle olmuyormuş sen hayal kurarken kaderin oyunundan bir habersin. Hayatınla ilgili kararlar verilirken sanki başkasının hayatına tanıklık ediyorsun iste bu çaresizlik elinden birşeyin gelmemesi seni bir çıkmaza sürüklüyor. Bizi evlendirerek hem senin hayatını mahvettiler hem benim." Sesimin titremesine engel olamıyordum. Berzan'ın elini omzumda hissetmemle dondum kaldım. Ve beni kendine çekerek sarıldı. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken Berzan konuşmaya başladı.

"İzin ver seni mutlu edeyim. Belki yaralarını iyileştiririm, sen gözümün önünde günden güne eridikçe ben üzülmüyor muyum sanıyorsun." Elleri beni sakinleştirmek ister gibi saçlarımda geziyordu. Şuan hissettiğim duygu neydi güvenmiydi? Bu kolların arasından çıkınca sanki takılıp düşecekmişim gibi hissediyordum. Beni kendine çevirerek yüzyüze gelmemizi sağlamıştı. Gözlerine bakamıyordum. Başımı yere eğdiğimde çenemden tutarak yüzüne bakmamı sağladı. Sonra gözyaşlarımı silerek konuşmaya başladı.

"Ağlama artık be güzelim sen ağladıkça ben kendimden utanıyorum." Dudaklarını alnımda hissetmemle beni kendine çekip sarılması bir oldu. Tekrar konuşmaya başladığında sözleri fısıltı şeklindeydi.

 Tekrar konuşmaya başladığında sözleri fısıltı şeklindeydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
KARANLIK KALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin