Bu kapıdaki kadında kimdi ve neden Berzan'ı soruyordu. Doğrusu neden sorduğu beni neden ilgilendirirdi ki, düşüncelerimden kurtulup kadına cevap verdim "Evet, evde siz kimsiniz?" diye sorduğumda arkadan Berzan'ın sesini duydum. "Hoşgeldin Arzu geçsene içeri" diyerek yanıma geldi. Kadın "Hoşbuldum canım" deyip içeriye girdi. Bende kapıyı kapatıp arkalarından salona geçtim. Kadın güzel bir kadındı aslında, sarı saçları kahverengi gözleri vardı. Üzerinde ise kırmızı, dizlerinde bir elbise vardı. İsminin Arzu olduğunu öğrendiğim kadın camın önündeki koltuğa oturmuş Berzan ile konuşuyordu. Bende gidip Arzu'nun yanına oturdum. Arzu bana döndü "Demek Kardelen sensin, merhaba ben Arzu" deyip elini uzattı. Benim ismimi nereden biliyordu. Berzan bahsetmiş olmalıydı. "Memnun oldum " diyerek elini sıktım. Arzu gülümseyip Berzan'a dönerek "Sanırım şirkete gitme vaktin geldi" dedi. Berzan bana bakıp "Canının sıkıldığını biliyorum tüm gün evdesin, Arzu sana arkadaşlık yapacak anlaşacağınızı düşünüyorum." diyerek ayağa kalktı ve odadan çıktı. Arzu bana dönüp "Eee napıyorsun?" dedi. "İyiyim teşekkürler sen nasılsın?" diyerek cevap verdim. "Bende iyiyim teşekkürler. Sen sizden haber ver." dedi. Siz derken kimden bahsediyordu. Berzan ile ben olacak değiliz herhalde "Siz derken anlamadım." diyerek karşılık verdim. Gözlerini üzerime sabitleyip "Kız kim olacak tabiki Berzan ve sen" Berzan ve ben derken bu bizim gerçek evli olmadığımızı bilmiyormuydu. "Sen Berzan'ın neyi oluyorsun?" diye sordum. "Biliyorum her şeyi ama aranız nasıl diye sordum ve ben teyzesinin kızıyım." diyerek cevap verdi. Madem biliyordu neden soruyordu ki "İstemeyerek evlenen iki insanın arası nasıl oluyorsa öyle işte aramız" deyip ayağa kalktım. Bileğimden tutup "Kız bir şey demedim otur konuşalım, sana destek olmak istiyorum." dedi. Bende tekrar yerime oturdum. "Bana nasıl destek olacaksın ki? Ben kendimi iyi hissettirmeye çalışsam da olanlar aklıma gelince kendimi tutamıyorum." diyerek yüzüne baktım. Yüzünde acıma ifadesi vardı. "Lütfen bana acıma, bana acı diye söylemiyorum." dedim. Elimi tuttu ve konuşmaya başladı. "Hayır, sana acımıyorum seni anlayabiliyorum. Lütfen artık sende olanları sindirmeye çalış, Berzan biraz bahsetti. Çok kavga ediyormuşsunuz. Olan olmuş artık daha fazla kendini üzme dönüş yolu yok sende biliyorsun. Lütfen Berzan'ı tanımaya çalış belki sevebilirsin. Gerçekten çok temiz bir kalbi var, sana yemin edebilirim. Emin ol tanısan sende böyle düşünürsün. Yaklaşık bir yıl önce çok kötü bir olay yaşadı ve psikolojisi bozuldu. Kendini bu durumdan kurtarmak istiyor. Bence sen destek olabilirsin." Söylediklerinde haklıydı herkes aynı şeyi söylüyordu ama ben neden istemiyordum bilmiyorum. Yaşadığı kötü olayda neydi "Yaşadığı kötü olay ne?" diye sordum. "Bilmiyor musun? Berzan, Mardin'de Zehra diye bir kızı seviyordu. Ama ne sevmek ondan bahsederken sesi titriyordu, gözlerinin içi gülüyordu. Gerçekten Berzan'ı öyle görmeye alıştıktan sonra şu hali ölü gibi geliyor. Arada sırada kendini değiştirmek istediği için şaka falan yapıyor ama gözlerindeki hüzün hiç değişmiyor. Belki sen onun gözlerindeki hüzünü sevince, mutluluğa dönüştürebilirsin. Lütfen senden başka bir şey istemiyorum." dediğinde gözleri dolmuştu. Bende gerçekten üzülmüştüm. Ama kıza yani Zehra'ya ne olmuştu Berzan dün kavga ederken bu kızdan bahsetmişti. "Peki Zehra'ya ne oldu?" diye sordum. Derin bir nefes alıp "Öldü, bu yüzdende Berzan kendini suçluyor." diyerek cevap verdi. Bu kez "Neden kendini suçluyor?" diye sordum. "Berzan ve Zehra yemeğe çıkmışlar. Yemekten dönerken yolda tartışmışlar. Neden tartıştıklarını bilmiyorum. Sonra nasıl olduysa Berzan arabanın kontrolünü kaybetmiş ve kaza yapmışlar. İşte Zehra'yı kaybettik. Berzan'ın da durumu iyi değildi yoğun bakımda kaldı. Yoğun bakımdan çıkınca Zehra'yı kaybettiğimizi söyledik. O an ki gözlerindeki çöküşü anlatamam. Sonra bu durumu zor atlattı. Sürekli sakinleştirici kullanıyordu. Şu son dört, beş aydır eskisine göre daha iyi." diyerek karşılık verdi. Gerçekten neler yaşamıştı böyle, bir de ben dün neler söylemiştim. Kendime bir kez daha kızıp "Gerçekten çok üzüldüm, neler yaşamış inanmıyorum." dediğimde Arzu başını salladı ve "İşte senden bu yüzden yardım istiyorum. Sen istesen de istemesen de o senin kocan, lütfen onu tanımayı dene tanıyınca belki seversin." dedi. Bilmiyordum, ne diyeceğimi bilmiyordum. Severmiydim onuda bilmiyordum. "Bilmiyorum." deyip ayağa kalktım. Tekrar Arzu'ya dönüp "Bir şeyler içmek ister misin?" diye sordum. "Hayır canım, dışarı çıkalım bence ne dersin?" diyerek ayağa kalktı. "Olabilir, ben üzerimi değiştireyim geliyorum." deyip kendi odama geçtim. Düşüncelerimle yalnız kalınca Arzu'ya daha çok hak verdim. Gerçekten haklıydı ama ben ne yapacaktım bilmiyordum. Berzan'a nasıl davranmalıydım onuda bilmiyordum. Berzan hala Zehra'yı seviyorsa benim onun hayatına girmeme nasıl izin verecekti. Şuan hiç bir şey bilmiyordum. Fazla vakit kaybetmeden dolabın kapağını açtım. Dün Berzan'ın bana aldığı kot pantolonu ve borda boğazlı kazağı giydim. Saçımı topladıktan sonra kabanı ve çantamı alıp odadan çıktım. Salona geçtiğimde Arzu telefonla konuşuyordu. Ben geldiğimde telefonu kapattı ve konuşmaya başladı. "Hazırsan çıkalım araba dışarıda" dedi. Bende "Hazırım çıkabiliriz." diyerek karşılık verdim. Arabaya geçtiğimizde pek konuşmadık araba bir kuaförün önünde durduğunda Arzu'ya "Neden buraya geldik?" diye sordum. Arzu "Seni biraz değiştirelim, ne dersin?" diyerek göz kırptı. Bu kez "Peki, neden değişmeliyim?" diye sordum. Derin bir nefes aldı ve "Kızım sende fazla safsın. Sen evli bir kadınsın kocana güzel görünmen gerekir." dedi. Ne söylediğini kendi kulakları duymuyordu sanırım "Arzu sen iyi misin? Biz gerçekten evli değiliz anladın sanıyordum." dediğimde elimi tuttu ve konuşmaya başladı. "Neden kendine de Berzan'a da bunu yapıyorsun. Lütfen konuştuk seninle bunları yapma böyle sen ona bir adım atarsan o sana koşarak gelir emin ol." dedi. Gerçekten söylediklerini duymuyor olmalıydı. "Arzu iyi diyorsun güzel diyorsun da Zehra'yı deli gibi seven bu adam değil miydi?" diyerek karşılık verdim. "Evet öyle söyledim. Ama artık Berzan'da böyle yaşamak istemiyor. Zehra'yı unutmak istiyor sonuçta geri dönmeyeceğini biliyor. Sen Berzan'ın ailesiyle tartışmadığını mı sanıyorsun, senle evlenmeyi asla istemiyordu. Çok karşı çıktı babasına ama bir şey fark etmedi. Annesi ile konuştuktan sonra ses çıkarmadı. Annesi ona belki o kızı da seversin belki senin derdine derman olur, mutlu olursunuz hemen kestirip atma oğlum iyi düşün dediğinde Berzan bir şey söylemedi yani o sana karşı bir şeyler yapmak istiyor fakat sen her seferinde karşı duruyorsun. Seni üzmek istemem ama anla artık o senin kocan ve kabul etmen gerekiyor. Bilirsin Mardin'de boşanmak gibi bir kavram yok." dediğinde şaşırmıştım. Aslında bu sözü Berzan'da söylemişti. Dün alışverişten dönerken tartıştığımızda 'bir şeyler yapmaya çalışıyorum anlamıyor musun?' demişti. Gerçekten her zaman ki gibi Arzu haklıydı. Arzu tekrar konuştuğunda düşüncelerden sıyrılıp Arzu'ya döndüm. "Benimle kuaföre geliyor musun?" dedi. Yüzünde de lütfen hayır deme der gibi bir ifade vardı. Bende başımı salladım. Arzu başımı salladığımı görünce " Kardelen emin ol sende çok mutlu olacaksın." diyerek arabanın kapısını açtı ve arabadan indi. Bende çantamı alıp arabadan indiğimde Arzu koluma girdi ve kuaföre doğru yürüdük. Kuaför salonuna girdiğimizde kadının biri Arzu'ya gülümseyip "Hoş geldiniz Arzu Hanım buyurun Semra Hanım sizi bekliyor."dedi. Arzu'da " Hoş bulduk, tamam canım" diyerek karşılık verdi. Sağ taraftaki kızıl saçlı kadının yanına gittiğimizde kadın Arzu'ya sarılıp "Hoş geldin canım nasılsın?" diye sorduktan sonra bana da sarıldı. O sırada Arzu "İyi işte kız ne olsun sen nasılsın?" diye sordu. Kadın "İş güç işte" diyerek bana baktı ve "Misafirin sanırım bu güzel kız?" diye sordu. Arzu gülümsedi ve "Aynen canım " diyerek bana döndü. "Kardelencim bu benim yakın arkadaşım Semra kendisi mükemmel bir kuafördür." dedi. Bende gülümseyip elini uzatan kadının elini sıktım ve "Memnun oldum." dedim. Kadın başını sallayıp "Hazırsan seni böyle alalım canım." diyerek koltuğu gösterdi. Bende gidip koltuğa oturdum. "Nasıl bir şey istiyorsunuz kızlar?" dedi. Arzu "Önce saçını boyayalım dediğinde "Hayır saçımı boyatmak istemiyorum." diyerek karşı çıktım. Arzu bana bakıp gülümsedi "Peki o zaman Semra sen yüz bakımından başla en sonda saçına fön çekersin." dedi. Semra başıyla onaylayıp yanımızdan ayrıldı. Kısa süre sonra geri geldi. İlk olarak kaşlarımı aldı ve yüzüme maske yaptı. Sonra hafif bir makyaj yaptı. Yüzümle işi bittiğinde saçıma geçti. Saçıma da kısa sürede fön çekti. Aynaya baktığımda gerçekten iyi görünüyordum. Arzu kadınla kısa bir konuşma yaptıktan sonra kuaförden ayrıldık. Arabaya geçtiğimizde Arzu bana dönüp "Gerçekten çok iyi görünüyorsun." dediğinde "Teşekkürler, şimdi ne yapacağız çünkü saat altı olmuş." diyerek karşılık verdim. "Eve gidip üzerimizi değiştireceğiz sonrada yemeğe çıkacağız." dedi. Bende başımla onayladım. Arabayı çalıştırdı ve eve doğru sürdü.
Eve geldiğimizde Arzu'da arabasındaki elbiselerini alıp yanıma geldi. "Hadi bakalım sana elbise seçelim. Bildiğim kadarıyla dün alışveriş yaptınız." diyerek odama girdi. Bende peşinden gittim. Dolabın kapağını açtı ve dün Berzan'ın aldığı siyah elbiseyi çıkardı. "Bunu gerçekten beğendim. Hadi bu elbiseyi giy." dedi ve elbiseyi elime verip odadan çıktı. Bende elbiseyi giydim fakat fermuarı çekemiyordum. Fermuar ile savaş vermeyi bırakıp Arzu'ya seslendim. "Arzu fermuarı çekemiyorum yardım eder misin?" dediğimde kapı çaldı bende "Gelebilirsin." dedim kapı açıldı. Ve Berzan içeri girdi. "Kusura bakma Arzu lavaboya gitti ve beni gönderdi." dedi. Ne zaman gelmişti ki ve şimdi bundan da önemlisi fermuarı Berzan mı çekecekti. Bu sırada Berzan tekrar konuştu. "İstersen yardım edebilirim." diyerek yanıma geldi. Ne diyecektim hayır desem bunun Arzu'nun işi olduğunu biliyordum. Evet desem utanıyordum. Sanırım benim hiç bir şey söylememem en iyisiydi. Berzan'da utandığımı anlamış olacak ki arkama geçip elbisenin fermuarına uzandı. Kendimi bir tuhaf hissetmiştim. Fermuarı çekti ve karşıma geçti. "Gerçekten elbiseyi beğendiğini biliyordum. Ve yakışmış." dedi ve arkasını döndü. Gerçekten beğenmişti sanırım. Bende "Teşekkür ederim." diyerek gülümsedim. Berzan odadan çıktıktan sonra Arzu geldi ve "Hazırsan çıkalım tatlım, Berzan bizi bekliyor." dedi. Yüzünden de anlaşıldığı gibi Berzan'ı Arzu göndermişti. Bu konunun üzerinde durmaya gerek yoktu. Bende "Hazırım çıkabiliriz." diyerek karşılık verdim. Çantamı ve montumu alıp odadan çıktım. Arzu önde ben arkasında salona ilerledik. Berzan camdan dışarıyı izliyordu. Bizim geldiğimizi duymuş olmalı ki arkasını döndü ve "Hadi çıkalım." diyerek evin kapısına doğru yürüdü. Bizde Berzan'ın peşinden gidip evden çıktık. Arabaya geçerken ben arka koltuğa oturacaktım ki Arzu beni ön koltuğa oturmam için iteledi. Bende gidip ön koltuğa oturdum. Aslında bu yaptıklarım bana gerçekten saçma geliyordu. Sevmediğim adam için bunları yapmam daha da saçma geliyordu. Bir ay önce birisi gelse bu olacakları söylese asla inanmazdım. Ama Arzu konuştuğunda ona gerçekten de hak vermiştim. Ne yapacağımı bende bilmiyordum.
Şuan geldiğimiz yer hakkında bir bilgim yoktu. Arabadan indiğimizde bir restauranta geldiğimizi anladım. Birlikte içeri girip bir masaya oturduk. Kendimi bu tarz yerlere aitmiş gibi hissetmiyordum. Şuan daha çok anladım kendi şehrimi ve ailemi özlediğimi. Arzu bana dönüp "Ne yemek istersin?" diye sordu. Bende "Sizinkinden olsun fark etmez." diyerek karşılık verdim. Bu sırada Berzan telefonla uğraşıyordu. Kısa süre sonra yemekler geldi. Gerçekten bugün kendimi uzun zaman sonra mutlu hissediyordum. Berzan bir şeyler anlatıyor bizde ona gülüyorduk. Şuan düşündüğüm şey, Arzu gerçekten haklı olabilirmiydi. Yani Berzan ile benden bir şeyler olurmuydu. Belkide ben gerçekten çok ters hareketler yapıyordum. Ben yumuşak davransam belki aramız iyi olabilirdi. Belkide gerçekten birbirimizi sevebilirdik. Ben düşüncelerimle tartışırken Berzan konuştu. "Kardelen iyi misin?" Gerçekten ben nasıldım. Kötü değildim. Peki iyi, onuda bilmiyordum. Nedensizce burada olmak beni mutlu etmişti. "Evet iyiyim teşekkür ederim." diyerek karşılık verdim. Berzan tekrar konuştu "İsterseniz kalkalım geç oldu." dedi. Arzu "Aynen kalkalım." dediğinde bende başımı salladım ve Berzan hesabı ödedikten sonra restauranttan ayrıldık. Arabaya geçtiğimizde saat on olmuştu. Arzuyu da evine bıraktıktan sonra bizde eve geçtik. Eve geldiğimizde Berzan duş alacağını söyleyip yanımdan ayrıldı. Bende üzerimi değiştirip yatağa yatacağım zaman kapı sesi duydum. Odamın kapısını açıp baktığımda televizyon sesi geliyordu. Acaba gidip teşekkür etmelimiydim. Gerçekten bugün çok eğlenmiştim. Odadan çıktım ve salonun kapısına geldiğimde Berzan'ın telefonda konuştuğunu anladım. "Tabiki bende seni çok özledim, yarın tüm gün seninleyim tamam mı? Hadi kapatıyorum öptüm."
Evet arkadaşlar yeni bölümü okudunuz umarım beğenmişsinizdir. Okuduğunuz için hepinize teşekkür ediyorum. İyiki varsınız.
senarsln19 💕💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK KALP
Teen FictionEvet ben Kardelen, kimi zaman yer yüzü kar altındayken toprağın altından usulca çıkan o masum çiçek. Hayatım boyunca tek bir emele bağlı yaşadım ta ki babamın hayallerimi yıkmasına boyun eğerek emellerimin avuçlarımdan kaymasına izin verdim. Acıyıd...