Bölüm 1

24.5K 1.2K 78
                                    

Dövüş Kulübü, diğer bir adıyla Ölüm Yuvası… Gerçekten güçlü olanların yeriydi. Zayıf olanların birkaç saniye bile dayanamayacağı bir şiddet yeriydi burası. Nadir insanlar gerçekten hayatta kalırdı. Kaybedenler ya ölürdü ya da bir daha asla bu barınağa girmelerine izin verilmezdi.

Dylan zorlukla yutkundu ve tırabzanları çıktı. Balkondan aşağı baktı. Midesi burayı kaldırmazdı.

İki erkek aşağıdaki bir halkanın içinde savaşıyorlardı. İkisi de birbirinden iri ve güçlü görünüyorlardı. Birinin elinde uzun bir zincir vardı ve zinciri daha iyi tutabilmek için bileğine dolamıştı. Bir diğerinin elinde ise bir balta vardı.

Bu ölümüne bir dövüştü…

İnsanlar halkanın çevresinden onlara bağırıyordu. Küfürler ediyor, tezahüratlar ediyorlardı. Kadınlar, kazanana bedenlerini vaat ediyorlardı. İçki, seks ve kan… Burası bu üç ana şey üstüne kurulmuş bir yerdi. Dylan, bir kez daha buradan tiksindi.

Buraya ait değildi. Üzerindeki kıyafet de bunu belli ediyordu. Siyah bir takım vardı üstünde. Kumaş pantolon, beyaz bir gömlek ve onun üstünde önü iliklenmiş siyah bir ceket vardı. Kare çerçeveli gözlüklerini düzeltti. Bir muhabirden çok bir mürebbiyeye benziyordu doğrusu.

Genç kadın, merdivenleri tırmanmaya devam etti. Yanından yarı çıplak kadınlar, birazdan güçlerini sergilemeye hazır erkekler geçiyorlardı. Kimse kadına dikkat etmiyordu. Belki de düşündüğü kadar buraya yabancı değildi. Belli ki onun gibi insanlar gidip geliyorlardı.

Zack Bressler’ ın kapısının önünde bir nöbetçi duruyordu. Adam inanılmaz derece de büyüktü. Dylan, onun yüzüne bakabilmek için başını iyice geriye atması gerekiyordu. Adam, kollarını göğsünde birleştirmiş, siyah gözleri kısılmış ona bakıyordu.

Dylan’ın tüyleri ürperdi. Zaten adamın amacı da onu korkutmaktı. Derin bir nefes aldı ve kendini güçlü olmaya zorladı. İşini düşün, işini düşün, kovulmaman gerek. “Merhaba” dedi gülümseyerek. “Ben Dylan Alcott. Bay Bressler ile bir randevum vardı.”

Adam, tamamen ona döndü. “Meşgul şimdi” dedi sert ve güçlü bir sesle.

Aynı anda odadan bir kadının zevk dolu çığlıkları duyuldu. “Evet! Evet! Daha sert!”

Dylan’ın gözleri kocaman açıldı ve yanaklarının kızardığını hissetti. Aniden sıcak basmıştı. Dylan, yirmi sekiz yaşında sağlıklı bir kadındı. Üstelik erotik bir dergiye hikâyeler yazıyordu ama yine de erkeklerle çok da yakında bulunmamıştı. Bakışlarını yere indirdi. İlk seferinde canı çok yanmıştı, insanların bundan neden hoşlandığını tam bilmiyordu ama ona para getirdiği sürece bir şikâyeti yoktu.

Orada devasa adamın önünde durmaya devam etti. Yüzü pancar gibi kızarmıştı ve ayaklarına dikmişti gözlerini. Zack Bressler ile yapacağı röportajı düşünmeye zorladı kendini. Buradan hoşlanmıyordu ve bir an önce çıkması çok iyi olacaktı.

“Burada olmamalısın” dedi devasa adam. “Buraya uygun değilsin.”

Dylan, başını kaldırdığında onun kendisine ezici gözlerle baktığını gördü. Sanki Dylan’ın ruhunun ne kadar günahkâr olduğunu anlamaya çalışıyordu. Genç kadın, başını salladı. “Biliyorum” dedi sessizce. “ama burada olmam gerek.” Ardından başını yana eğdi. “Seninde burada olman gibi. İşimi yapıyorum.”

Adam bir süre daha ona baktı. Dylan, kendini gözlerini ondan ayırmamaya zorladı. Şimdi kaçırırsa savaşı baştan kaybederdi. Tam o sırada kapı açıldı ve sarışın bir kadın gülerek dışarı çıktı.

Dövüş KulübüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin