Doktor Darvin, Zack' i karşıladı. Başhekim, onunla sanki yıllardır yakın arkadaşmış gibi yakından ilgilenmişti. Bu zaman boyunca da Dane, yanlarından ayrılmamıştı. Doktor Darvin'in odasındaydılar.
Zack, başını yana eğmiş doktorun hastane hakkındaki anlamsız sözlerini dinliyordu. En sonunda Dane'ye baktı ve adamı dışarı gönderdi. "Hastanenize bağış yapmaktan zevk duyacağım" dedi gülümseyerek. Yeşil gözleri o kadar parlaktı ki doktor huzursuzca kıpırdandı.
Dane, kapıyı çaldı ve içeri girdi. Elinde bir çanta vardı. Zack, çantayı ondan aldı ve içini Doktor'a gösterdi. "Burada toplamda iki yüz elli milyon var" dedi. "Bu paranın tamamı hastanenize bağışımdır"
Doktorun ağzı açık kalmıştı. O kadar şaşkındı ki gözleri yerlerinden uğramış gibi duruyordu. Zack buna aldırmadı. İstediğini aldığı sürece parayı kimin nasıl kullandığı umurunda değildi. Öne doğru eğildi ve doktor çantaya uzanmışken kapağını kapadı. Adamın eli çantanın içinde sıkışmıştı. "Yine de sizden istediğim bir şey var" derken gülümsemesi şeytanı andırıyordu.
Dylan, sıkıntıdan esneyerek dışarı baktı. Bu hastanede neden bu kadar zaman kaybettiklerini anlamıyordu. Jeep' in siyah camından dışarı baktı. Zack' in birden bağış yapacağı tutmuştu. Genç kız, buna inanmıyordu. Nedense onun bir şeyler planladığına emindi.
İki erkekte arabaya doğru yaklaşırken genç kadın nihayet dercesine bir nefes aldı ve elindeki koladan bir yudum daha aldı. Dane, şoför koltuğuna geçti ve Zack, Dylan'ın yanına oturdu. Genç kız, ona baktı. "Görüşmeniz nasıl geçti?"
Zack, omuz silkti ve onun elindeki koladan bir yudum aldı. "Bir iki konu konuştuk ve kendim için bir kan testi yaptırdım"
"Kan testi mi?"
Zack başını salladı. "HIV virüsü için bir test" dedi sakin bir şekilde.
Dylan tek kaşını kaldırdı. "Neden böyle bir test yaptırma gereği duydun?"
"Senin sağlığın için" dedi Zack basitçe. "Yakında özel bir şeyler yapacağım ve o zaman kesinlikle korunmayı düşünmüyorum" dedi. "Şuana kadar kendini korumuş olabilirsin ama bundan sonra olmayacak. Seni hissetmek hoşuma gidiyor"
Dylan'ın yanakları kıpkırmızı olmuştu. Gözlerini kocaman açmıştı. Öfkeyle ona baktı. "Zack Bressler" dedi azarlar bir sesle. "Bundan sonra bana dokunursan yemin ediyorum seni öldürürüm" ardından başını pencereye çevirdi ve dışarıyı seyretmeye koyuldu.
Dane'de Zack' de onun bu tarz konulardaki utangaçlığını biliyorlar ve bununla uğraşmaktan zevk alıyorlardı. Gözlüklerini düzeltti ve bugünün gazetesine baktı. Artık bu gazetenin bir yazarı değildi. Ancak Leo'nun neler yaptığını öğrenmek için alıyordu.
"Kayda değer bir şey var mı?"
Dylan başını iki yana salladı. "Son derece sakin, kaptan" dedi sıkıntılı bir sesle.
Zack güldü. Son zamanlarda neden bu kadar neşeliydi Dylan hiç anlamıyordu. Zack, onu yanından ayırmama konusunda da çok kararlıydı. En azından tuvalete tek başına gidebiliyordu. Ancak bunun dışında Zack' e bağımlı gibiydi.
Yol boyunca kimse konuşmadı. Dylan, neden bunu yapmak zorunda olduğundan emin değildi. Evine gidiyorlardı. Eşyalarını toplamaya. Son günlerde Zack yanına taşınsın diye baskı yapıp duruyordu. Dylan, artık hayır diyecek gücü kendinde bulamamıştı.
Dylan ve Zack arabadan indiler. Dane, işleri bittiğinde onları alacaklarını söyledi ve gitti. Evet, Dane'de tuhaf davranıyordu. Son zamanlarda ortadan kaybolmalar, geç dönmeler... Dylan bir kadın olduğunu düşünmeye başlıyordu.
Genç kadın, dudaklarını büzdü. "Bunu yapmak zorunda değilsin" dedi. "Zaten kulüpten ayrılmıyorum. Neden yanına taşınmalıyım anlayamadım"
Zack omuz silkti. "Senin rahatın için" dedi.
Dylan kaşlarını çattı. "Bak evlenme teklif edeceksen baştan söylüyorum hazır değilim."
Zack alaycı bir şekilde güldü. "Kadınlar onlara evlenme teklif etmem için ölüp bitiyorlar. Birlikte olduğum tek kadında evlenme teklif etmemem için yırtınıyor."
Dylan, ellerini beline koydu ve kaşlarını çatarak ona baktı. O kare gözlükleriyle yine öğrencisini azarlamaya hazır bir mürebbiye gibi duruyordu. Zack, onun yüzünden öğretmen fantezileri kurmaya başlamıştı. "Ben her kadın gibi değilim" dedi Dylan sertçe. "Ben gerçek anlamda bir ilişkiyi ilk defa yaşıyorum ve bunun keyfini çıkarmak istiyorum."
Zack, gülümsedi. "Flörtöz bir kadın" dedi. "Pekâlâ, tatlım. Ben bir şey demiyorum. Ama en azından hazır olduğunda haber ver de sana gidip bir yüzük alayım."
Dylan, onun bu halini tuhaf buluyordu. Son zamanlarda çok neşeliydi. Leo' nun tüm yaptıkları onu eğlendiriyormuş gibi görünüyordu. Üstelik Dövüş Kulübü, süresiz olarak kapatılmıştı ve her an tamamen ellerinden gidebilirdi.
Genç kadın, kıyafetlerini ve kitaplarını bir valize yükledi. Temizlik malzemelerini ufak bir çantaya koydu. Bunun dışında bir şey almadı. Zack' in evindeki eşyalar kendisininkinden bin kat daha iyiydi. Zaten bu ilişki bittiğinde Dylan'ın geri döneceği bir yeri olmalıydı.
Bu düşünceyle kalbine bir ağırlık çöktü. Zack, gerçekten de bir gün ondan sıkılacaktı. O zaman Dylan'ın gitmesi gerekecekti. Dylan, bunu daima aklında tutmalıydı ama yapamıyordu. Zack' e kapılalı çok olmuştu.
Dylan, derin nefesler alarak valizini kaldırmaya çalıştı ama çok ağırdı. Zack, kapının pervazına yaslanmış yüzünde bir gülümsemeyle onu izliyordu. Dylan, kaşlarını çattı. "Yardımcı olacak mısın?"
"Sen kendi başına halledebilirsin bence"
Dane, tam o anda kapıda belirdi. "Centilmenlik ölmüş" dedi ama dudaklarında bir gülümseme vardı. Bütün şakalarına rağmen iki erkekte eşyaları kucakladı ve dışarı çıktılar. Dylan, onlara gülümsedi ve önüne döndü. O anda Leo' nun koyu kahve gözleriyle karşı karşıya geldi.
Genç kadının gülümsemesi soldu. Leo, çok dağılmış görünüyordu. Belli ki Bressler' ın dışarı salınmış olmasından memnun olmamıştı. Birazda içkili görünüyordu. "Sen" diye tısladı Dylan'a. "Sen kaybettin, Alcott."
Dylan, Zack' in üstüne atladığını ve soğuk zemine düştüğünü hissetti. Ardından gelen silah sesleri ve Zack acıyla inledi.
Her şey bir anda olupbitti. Dane, koşarak ayağa kalktı ve Leo' nun ardından koşmaya başladı ama Zack, onu durdurdu. "DUR!" diye bağırdı sertçe.
Dane, şaşkınlıkla durdu. Zack, ayağa kalktı ama omzunu tutuyordu. Kan akıyordu omzundan. "Dylan'ı kulübe götür" dedi sertçe. "Onu bir an önce götür."
"Zack" dedi Dylan itiraz edercesine.
Ancak Zack, ona bakmadı. Yine de dudaklarında bir gülümseme vardı. O kadar vahşi bir şekilde gülümsüyordu ki genç kadın ona dokunamadı. Zack, Dane'ye baktı. "Götür onu" dedi ve ardından hızla uzaklaştı.
İkisini de ardında merak içinde bırakır bir halde bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dövüş Kulübü
Storie d'amore"Bir randevumuz var sanıyordum" Zack Bressler! Dylan, gözlerini açtı. "Kabul ettiğimi hatırlamıyorum" dedi sert bir sesle. "Sen bana sadece emrivaki yaptın." Zack, cıkcıkladı. "Dylan" dedi kınar bir sesle. "Sana bir tavsiyem var benim sevgili müstak...