Genç kadın, yüzüstü erkeğin üstünde yatıyordu. Zack, koltuğun üzerine uzanmıştı. Dylan, onun bacakları arasında yatıyordu. Başını göğsüne yaslamıştı. O kadar küçük görünüyordu ki!
"Bu sefer buhar olmayı bekledim" diye fısıldadı. Sesi doymuş bir kadının sesi gibiydi. Mutlu ve tatmin dolu.
Zack, güldü ve elini onun koyu kahve buklelerinden geçirdi. Üçüncü seferi yaptıklarında o da beklemişti aynı şeyi. Artık hali kalmamıştı ama ona karşı hala açtı.
Bu ona son derece tuhaf geliyordu. Bu kadar ufak bir kadına karşı bu kadar büyük bir istek tuhaftı. Onun bedeninde her şey hoşuna gidiyordu. Omuzlarına ve göğsüne serpilmiş olan çilleri, ufacık göğüsleri ve küçük ama onu sıkıca tutan elleri...
Dylan, başını kaldırıp ona baktı. Derin kahverengi gözleri onu içine çekiyordu. "Bir evin yok mu?" diye sorarken sesi çok muzipti. "Seni ne zaman görsem hep buradasın. Ne zaman gelsem hep buradasın? Evine hiç gitmiyor musun?"
Zack, bir kolunu başının altına aldı ve ona baktı. "Evim burası" dedi sakince. "Bu bina benim evim. Eskiden zindanların olduğu bir kısım var. Binanın en alt katında. Oraları düzenlettim ve kendime orada bir ev yaptırdım. Bu yüzden sürekli buradayım."
Dylan şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı. "Demek o yüzden Dane, beni aşağı katlara inmeye çalıştığım her seferde durduruyordu." Arsızca gülümsedi. "Bende orada bir canavar yetiştirdiğini falan düşünüyordum."
Erkeğin dudakları erkeksi bir gülümsemeyle kıvrılınca Dylan'ın kalbi tekledi. "Senin hayal gücün fazla gelişmiş" dedi. Ardından onun saçlarını okşadı. "Hele de beni komaya soktuğun düşünülürse gerçekten çok geniş bir dünyan var"
Genç kadın şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı. "Bana gayet canlı göründün" dedi. "Hiç de komada görünmüyorsun."
Zack biraz doğruldu ve başını koltuğun koluna koydu. Elleri Dylan'ın belinde geziniyorlardı. "Jane Honey, beni komaya soktu tatlım" dedi sakin bir sesle. Ancak dudakları alaycı bir gülümsemeyle kıvrılmıştı. "Sende beni neredeyse komaya sokacaktın ama en azından ben güçlü bir bünyeye sahibim"
Genç kadının yanakları kıpkırmızı oldu. "O yazıyı okudun mu?" derken sesi boğuluyormuş gibi kısıktı.
Zack güldü. Ne kadar da tuhaf bir kadındı böyle. Zack, ona üç seferde de skandal niteliğinde şeyler yapmış o da utanmazca erkeğe dokunup onu öpmüştü ama şimdi hayali bir yazı yüzünden utançtan bayılacak gibi duruyordu.
Dylan başını hızla iki yana salladı ve dudaklarını büzdü. "Nasıl bir insan kendine ait bir dövüş kulübünün altına evini yaptırır ki?"
Konuyu değiştirmek istediği belliydi. "Benim gibi evli olmayan iş kolik bir adam" dedi Zack.
Dylan, yukarı doğru çıktı ve bunu yaparken bedeni tamamen Zack' e sürtündü. Dudakları gülümsemeyle kıvrılmıştı. "Seni evli düşünemiyorum" dedi. "O kadar büyük, o kadar sert ve o kadar kırılmazsın ki seninle evlenecek olan kadına acıyorum sanırım. Elinin tersi çok serttir."
Zack, anında ciddileşti. "Ben kadınlara vurmam, Dylan" dedi sertçe. Bunu kanıtlamak istercesine nazikçe elinin sırtını onun bedeninde gezdirdi. "Sana asla zarar vermem. Hayatımda gördüğüm en kırılgan ve zarif kadınsın."
"Ben o kadar da kırılgan değilim!" dedi Dylan sertçe. "Ben göründüğümden daha güçlüyümdür"
Zack, tek kaşını kaldırdı. "Bebeğim" dedi ve Dylan olduğu yerde eridiğini hissetti. "Sen bugün ne kadar güçlü olduğunu gösterdin. Eğer yangın diye çığlık atışını ve inlemelerini yeterince duydum. Aslında bir ara sağır kalacağımı sandım. Gerçekten çok güçlü ciğerlerin var"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dövüş Kulübü
Romance"Bir randevumuz var sanıyordum" Zack Bressler! Dylan, gözlerini açtı. "Kabul ettiğimi hatırlamıyorum" dedi sert bir sesle. "Sen bana sadece emrivaki yaptın." Zack, cıkcıkladı. "Dylan" dedi kınar bir sesle. "Sana bir tavsiyem var benim sevgili müstak...