Sekizinci Bölüm

143 7 0
                                    

Mehmet Amca'nın kapı sesi bu sabah daha çok korkuttu beni. Kalbim yerinden çıktı zannettim. Odamdan çıktım banyoya giderek elimi yüzümü yıkadım. Annemin çalan telefonunun sesini duydum. Mutfakta kahvaltı hazırlıyor olmalı ki hemen telefonu açtım. Gergin ve korkunç bir yüz ifadesiyle telefonu kapattım. Yanında belirdim. Bana döndü. Sesinde korku, yüzünde acı hat safhadaydı.
"Esma kaçmış! Meralin dediğine göre izni sen almışsın. Eve dönmemiş. Kızım sen böyle şeyler yapmazsın hatta engel bile olursun. Nasıl bir oyunun içine düştün. Meral'in ağzı da durmaz ki şimdi herkese senin sebep olduğunu söyleyerek kendi kızını aklamaya çalışacaktır. Böylece kaçmasına senin yardım ettiğini düşünecekler."
Annem ağlıyordu. Hıçkıra hıçkıra... Kız annesi olmak gerçekten zormuş. Yıkılmıştı adeta. Dizlerinin üzerine çöktü. Annemin hıçkırıklarına babam uyanıp gelmişti.
"Ne oluyor,  ne bu haliniz?"
Annem konuşamıyordu. İç çeke çeke ağlıyor, ağzından tek kelime çıkmıyordu. Babam bir ilaç getirip anneme içirdi. O ıstırap ve korkudan ilacın adına bile bakamadım. Annem ilaç mı kullanıyordu? Kendimi toparladıktan sonra babama ve anneme akşam ne olduysa hiç atlamadan anlattım. Babamın yanaklarından ilk kez yaş düştüğünü görüyordum. Gözyaşlarından ıslanmış dudaklarını araladı ve yaşlı gözlerle bana baktı.
"Benim saf kızım. Herkesi kendi gibi bilen kızım. Esma ve yanındakiler belli ki sana oyun oynamışlar. Yanındaki kızların yardımıyla sevdiğine kaçmış. Annesinden iznide sana aldırmış bu yüzden olayda senin üzerine kaldı. Ama kim ne derse desin, ben kızımı tanıyorum. Elalemin ağzı torba değil ki büzesin, herkes mutlaka senin hakkında ileri geri konuşacaktır. Sen aldırma. Kulağını tıka, kimseyi duyma. Bak sınavda yaklaştı bunları düşünme sen. Ben bir şekilde kızın ailesiyle konuşacağım."
Annem söze girdi; "Sevdiği çocuk aramış Meral'i. Esma benimle. Bundan sonra da benimle olacak. Yakın zaman da sizinle konuşmaya geleceğiz.' demiş."
Kendime hakaretler ediyordum içten içe. Bu saflık değil, bariz salaklıktı. Aptal Hilal! Aptalsın aptal! Annemleri çok kötü bir durumun içine itmiştim. Kimse durumu bilmez, ileri geri konuşurdu artık. Babam nasıl izah edecekti, annem hangi inanmışa gerçeği anlatacaktı. Esma'nın annesinin ağzı gevşekti. Benimle beraber annemin, babamın gururunu da yerlere serecekti. Bu büyük haktı! Kul hakkı! İnsanlar diyorum... İnsanlar ne kadar vefasız...






İnsanı asıl yoran iş, ders,  telaş değil de, 
Yüreğine oturan acı imiş.
Şimdi anladım işte.
Şimdi.....

AŞKIN BEDELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin