medya : ariana grande - one last time
"Jennie , kızım bu istediğin cidden hiç olmaz. Lütfen başka bir şey iste."
Seslice nefes verdim.
"Anne ,baba. Cidden Burada Kalmak Istemiyorum."
"Üzgünüm ama seni amerikaya teyze'nin yanına gönderemem , Jennie."
Oflayıp, Koltuktan Kalktım ve Odam'a çıktım. Burada daralıyordum. Sadece gitmek istiyordum ya.
🌙
Ailem az önce çıktıklar. Yine şu iş olayları falan. Gece'nin bir yarısı bile apar topar çıkıyordular.
Telefonum çalınca bakışlarımı televizyondan çekip , telefonuma baktım. Ekran da tanımadığım bir numara yazınca kaşlarımı çattım ve elime alıp , yeşil simgeye bastım.
"Alo?"
"Ahh,Ağliyacağim. Sesin çok güzel."
Cidden mi?Tanrım...
"Jungkook?"
"Bir daha de.."
"Jungkook ,sen iyi misin?"
"Ya senin o adımı söyleyen ağzını yerim be!"
Bu sözleri yüzünden kendimi gülmemek için zor tutsam da ciddi kaldım.
"Jungkook , beni neden aradığını sorabilir miyim?"
"Ha evet ya şu kapıyı artık açsan diyorum"
"Kapı?"
"Sizin şu siyah kapı yok mu? evin kapısı. Onun sayesinde eve girip çıkabiliyoruz hani.."
"Ne bizim evin kapısı mı?"
"Pfuuauahahaa yok dedemin. Totom dondu diyorum a- neyse küfür yok. Aç kapıyı"
Sarhoş olduğu belliydi. Tek merak ettiğim şey Changsun Oppa evin önündeyken içeri nasıl girdi? Kesin yine uyudu ya.
Aklıma evin önündeki Jungkook gelince hızlı bir şekilde aşağıya indim. Kapıyı açınca kahkaha atarak kendini üstüme attı ama onu omuzlarından tutarak düşmesini daha doğrusu düşmemizi engelledim.
"Ya omuzlarımı tutan minik ellerini ısırırım senin"
Ve tekrar kahkaha atmaya başlamıştı.
"Öf leş gibi içki kokuyorsun ,jungkook."
Bana cevap vermeyince onu salona götürdüm ve koltuğa oturttum. Başı sürekli arkaya düşüyordu ama gülerek yine başını kaldırıyordu.
Televizyona daldığım da bana seslenmesi ile ona döndüm.
"Pişt jen"
"Ne var?"
"Öpüşsek mi ya"
"Bence öpüşelim"Dedi ve dudaklarını büzüp, üzerime gelmeye başlayınca parmağımı anlına dayayarak geriye Ittim onu.
"Aklından bile geçirme."
"Ya ben sana çOK AŞIĞIM BE-"
Elim ile ağzını kapattım.
"Şşt!sessiz ol gerizekalı. Bak şimdi burda uslu uslu otur ben birazdan geleceğim , tamam mı?"
Başını aşağıya yükarıya sallayınca mutfağa gittim ve kahve yapmaya başladım. Kahve hazır olunca tekrar yanına geri döndüm ve kahve'yi ona verdim.
Kahve'yi içtikten sonra lavabo'ya yüzünü yıkamak için gitti. Geri dönünce yanıma oturdu. Yine eski yüz ifadesi vardı yüzünde. Bir an keşke hep sarhoş kalsaydı diye düşünmedim değil.
"Jennie?"
"Hı?"
"Taeyong ile aranda bir şey var mı?"
Başımı Ona döndürünce o da bana Baktı.
"Jungkook , onu abim olarak görüyorum."
"Peki ya o seni kardeşi gibi görmüyorsa?"
"Saçmalama. Hem o zaten başka birini seviyor."
"Iyi"
"Ben Sana bunları niye anlatıyorsam.."
"Çünkü benden korkuyorsun"
Haklıydı. Ondan korkuyordum. O gün yaptıkları aklımdan çıkmıyordu.
"Benden korkma jennie.."
"Jungkook, bu dediğin o gün yaptıklarından sonra imkansız biliyorsun , değil mi?"
"Biliyorum. Lanet Olsun evet! Biliyorum. Ama söz veriyorum sana hepsini unutturacağım."
"O günü belki unutabilirim ama doğum günümde yaptığın şeyi asla unutmam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
twin 愛 jenkook
Fanfiction❝ben onun katili değilim, jungkook❞ © clairdelvne | december 2017. → story 'tamamlandı. ( kitap kapağı balaccie'nin büyü dükkan'ından alınmıştır.) ─ jeon jungkook x kim jennie.