Kerem'e inat olsun diye halamlara gitmeyi kabul etmiştim. Babam otobüs için bilet almıştı bile. İmam nikahı kıyıldıktan bir hafta sonra sevgili kocacığımı bırakıp gidecektim. Her ne kadar bu duruma bozulsam da yapacak bir şeyim yoktu. Kerem'e kalsa 'Nikahlı karım değil mi? Gelip bizim evde kalsın.' derdi.
Söylerken bile heyecanlanıyorum: 2 saat sonra imam nikahı kıyılacak! İnanmıyorum ya! Kerem ile ben... Mükemmel bir çift olacağız.
Annem, telaşla bir oraya bir buraya koşarken ailesinden önce gelen Ezgi, şalımı süslemek için uğraşıyordu. Kıyafetimi giyinmiş, şalımı yapmak kalmıştı. Bu özel günde güzel olmak istiyordum ama bu kadar da abartı olmazdı. Ezgi'nin kafama taktığı tuhaf şeyleri çıkarıp
"Sadelikten yanayım canım." dedim. Ardından güzel bir şekilde bağlayıp, aynanın karşısından çıktım. Ezgi'nin kolundan tutup
"Müstakbel görümcem, anneme yardım mı etsek?" dedim ve beraber aşağı indik.
"Hay hay, müstakbel yengem!" dediğinde gülmeye başlamıştım.
"Anne, her şey kontrolüm altında. Şimdi gidip kıyafetlerini giyin, hadi." deyip, zorla odasına götürdüm.
O gelene kadar, Ezgi ile beraber ikramlıkları hazırlayıp masaya yerleştirmiştik. Ev zaten topluydu. Geriye sadece beklemek kalıyordu.
Birkaç dakika sonra kapı çaldığında heyecandan ölüyordum ki, kapı da Derya görüldü. Hay Allah senin canını almasın!
"Ödüm koptu ya!" dedim.
"Niye?"
"Kerem'ler geldi zanettim. Çok heyecanlıyım ya." dediğimde güldü.
"Bakıyorum da baya isteklisin."
"E tabiki. Sen Mert'le evlenince isteksiz miydin sanki?"
"Saçmalama. O, benim hayattaki en saf ve masum arzum."
"Hangi şiir kitabından?" dediğimde sol göğsünü işaret etti.
"Öhöhöh baya iyiydi yalnız." dedim şaşırarak. Böyle bir tepki beklemiyordum.
"Ne sandın? Hadi içeriye geçelim." içeriye geçtiğimizde, Ezgi ile beraber birbirlerini öpüp sohbet etmeye başlamışlardı.
Onlar sohbet ederken bende elimi parmağıma götürmüştüm. Bağlılığımızın simgesini hissetmek bana huzur veriyordu. Ama şimdi içime korku yayılmıştı. Birden ayağa fırladığımda kızlar bana doğru bakmaya başlamışlardı.
"Ne oldu Sena?"
"D-Derya, yüzüğüm yok!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
zamaN 5 Vakittir 2 (BİTTİ)
SpiritualzamaN 5 Vakittir'in devamı... Keyifli okumalar dilerim... "Tamam. Her neyse. Kerem, abiciğim, sen Sena'yı evine bırak. O iti görürsen de, acımadan indir yumruğu." dedi Selim abi. Yürüyorduk. Yan yana. Evimin önüne gelince bana kartını uzattı. Nere...