Balkonda oturmuş, manzarayla beraber o güzel çay bahçelerinden taa buraya kadar gelen kokuyu içime çekiyordum.
Halam henüz uyanmamıştı. Dün gece geç saatlere kadar oturmuş, sohbet etmiştik. Ama erken kalkmış, uyuyamamıştım. Uykum kaçmıştı bir kere.
Bir dakikayı bile es geçmeyen, mesajlarını saniyelere sığdıran Kerem bile şu an uyuyordur. Üstelik ne yapmıştı biliyor musunuz? Bana ulaşamazsa diye halamın ve Murat'ın numarasını almıştı. Kuzenimin erkek olduğunu öğrenince biraz arıza çıkarmıştı ama zorla da olsa yatıştırabilmiştim onu. Bu adam deli ya! Deli ama ben bu deliyi seviyorum işte...
Güneşin doğuşu ile hava hafif kızıllaşmış, seyirlik manzara çıkmıştı.
"Uyuyamadın mı?"
"Uyuyamadım." dedim gülümseyerek.
"Bende birazdan işe gideceğim."
"Yiyecek bir şeyler hazırlayayım mı sana? Aç aç gitme?"
"Aa yok sağol, sabah sabah dokunuyor. Alışmışım, öğle vaktinde kahvaltı yapmaya." dedi gülerken.
Kuzenim Murat'la konuşuyordum. Benden birkaç yaş büyüktü. Sanırım 24 yaşındaydı. Mobilyacıydı. Çarşıda bir dükkanı vardı.
"İyi sen bilirsin." dedim.
Tekrar içeriye döndüğünde bende manzaraya döndüm.
Murat uyanmışsa, halam da birazdan uyanır düşüncesiyle mutfağa girip çay koydum. Ardından kaldığım odaya girip telefonumu elime aldım. Saatin 07:33 olduğunu görünce telefonu, eteğimin cebine koydum.
Düşündüğüm gibi de oldu. Ben, odadan çıkınca halamda, odasından çıkıyordu.
"Hayırlı sabahlar hala." dedim.
"Sana da güzel kızım." deyip mutfağa ilerlemeye başladı.
"Az önce koydum çayı." dedim arkasından ilerlerken.
"Ne zaman uyandın sen?"
"Oluyor biraz."
"Uyusaydın keşke. Neyse gideyim de Murat'ı kaldırayım. Geç kalmasın işe."
"O uyandı ki hala, hazırlanmaya gitti zaten."
"Beyimiz de erkenciymiş. Şaşıyorum valla." dedi gülerken.
Belki soracaksınız, neden halan Rize şivesiyle konuşmuyor diye. Ben 12 yaşına gelinceye kadar halamlar İstanbul'da oturuyorlardı. Hatta aynı mahalledeydik. O zamanlar Murat'ta 16 yaşlarındaydı. Eniştem Rizeli'ydi. Rize'yi çok sevdiği için bir ev yaptırmıştı. Eniştem, kendi büyüdüğü köyde bir ev yaptırmıştı. Eniştem ölünce, halam ve Murat'ta Rize'ye döndüler. Şu an bulunduğumuz ev, Eniştemin yıllar önce yaptırdığı evdi. O zamanlar bizim de durumumuz pek iyi değildi. Eniştemin ailesi halamlara, Rize'ye gelince baya yardım etmişlerdi. Beraber aynı köyde yaşayıp giderlerken, halamın kayınvalidesi de öldü. Kayınbabası ise hâlâ yaşıyor. Ama evinden ayrılmıyor. Eşi ile beraber yaşadığı evden ayrılmak istemiyor. Her neyse böyle işte...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
zamaN 5 Vakittir 2 (BİTTİ)
روحانياتzamaN 5 Vakittir'in devamı... Keyifli okumalar dilerim... "Tamam. Her neyse. Kerem, abiciğim, sen Sena'yı evine bırak. O iti görürsen de, acımadan indir yumruğu." dedi Selim abi. Yürüyorduk. Yan yana. Evimin önüne gelince bana kartını uzattı. Nere...