|dört|

149 42 105
                                    

#Sena Şener~ Dostum Değil Uykular

Kan ter içinde uykumdan uyandım. Yine kabus dolu bir gece geçirmiştim.
Gördüğüm kabuslar beni en derinden sarsıyordu.
Kalp atışımın ve nefesimin düzene binmesini bekledim bir kaç dakika.
İnanilmaz bir şekilde kalbim atıyor kulaklarım uğulduyordu.

1 Yıldır hep aynı kabusu görüyordum.
Düşüncesi bile içimi yakan bu kabusu zihnimden silmeye çalıştım.
Ne faydadı ki gerçi uyuduğumda yine aynı kâbusları görecektim.

Rüyamda, daha doğrusu kâbuslarımda elimde kalan tek değerlim olan abimi öldürüyordu.
Son 1 yıldır her gece aynı rüyayı görmek beni endişelendiriyordu.

Yatağımdan kalkıp banyoya girip rutin işlerimi hallettim.

Abim dün gece eve gelmemişti. Muhtemelen nöbete kalmıstı. O olmadığı için bende kahvaltı yapmadım ve evi temizlemeye karar verdim.

Oturma odasının tozunu aldığım sırada telefonumun zil sesi doldurdu odayı.
Arayana baktığımda tanımadığım bir numaraydı.
Önce açıp açmamak arasında kalsam da iş için arayabilecekleri aklıma gelince açtım.

"Merhaba. Ecrin Denizle mi görüşüyorum." dedi karşıdan gelen bayan sesi.

"Evet."

"Ben Sarar Holdingden arıyorum.
Dosyanız kabul edilmiştir.
Şartlari konuşmak için bugün müsaitseniz sizi bekliyoruz." duydularım karşısında sesimin titremesine ve hızla atan kalbime engel olamadım.

"Evet.. evet müsaitim." dedim.

"Peki. O halde bekliyoruz iyi günler efendim." dedi ve telefon kapandı.

Yaklaşık bir iki dakika telefonla bakıştım. Duydularım bende şok etkisi yaratmıştı. Dünya markası olan bir yerde benim gibi birinin tasarımları mı baş gösterecekti?
Kafamdaki deli soruları daha sonra düşünmek üzere bir kenara bırakıp, abim ve Elaya durumu bildiren bir mesaj attım.
Mesajıma anında cevap veren Elanın çok sevindiğini içeren mutluluk dolu mesajına gülümseyip hazırlanmak üzere odama geçtim.

Düşük kol, beyaz yatay çizgileri olan bir tişörtü üzerime giydim. Altıma siyah dar paça bir pantolon giyip kemer taktım.
Zaten düz olan saçlarımı tarayarak salık bıraktım.
Siyah küçük bir sırt çantası aldım, içine eşyalarımı koydum ve beyaz spor ayakkabılarımı giyerek evden ayrıldım.

Siyah küçük bir sırt çantası aldım, içine eşyalarımı koydum ve beyaz spor ayakkabılarımı giyerek evden ayrıldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Cüzdanımdaki paraya baktım, yeterli olacağını düşünerek taksiyle gitmeye karar verdim.

Sarar Tekstile geldiğimde gözüm geçen geldiğimde gördüğüm adamı aradı.
Neden gözlerimin onu aradığını anlamasamda onu göremeyince danışmana doğru ilerleyip bilgi aldıktan sonra 13. kata çıktım.

Çizimleri seçilen üç stilistle görüşecekti yöneteciler.
Kısa bir konuşma yapıp yarın başlayacağımızı söylemişti danışma.
13. kata çıktığımda benim gibi bekleyen iki kadın daha gördüm.
Onların benimle aynı sebepten burda olduğunu anladığımdan onların yanına ilerledim. Muhtemelen geri kalan iki stilistte onlardı.

Özenle hazırlanmış, suratlarının her santimine makyaj yapmışlardı.
Dekolte vermekten çekinmemişlerdi.
Onlara gözümü devirerek içerden çıkan yine onlar gibi süs köpeği kadına baktım.

"Ecrin Deniz geldi mi?" dedi çıkan kadın.

"Evet, benim."

"Buyrun içeri."
dediğini yapıp odadan içeriye girdiğimde, karşımda gördüğüm adamla kalbim hızla atmaya başladı.
Uzun toplantı masasının üst başına oturmuştu. Önündeki muhtemelen buradan gördüğüm kadarıyla benim dosyam olan çizimlere bakıyordu.
Sağında ise bana bakan tahminen 50-55 yaşında ama yaşını göstermeyen mavi gözlü, ince, fazla şık giyinmiş bir kadın vardı.

"Merhaba Ecrin." dedi kadın. Beni baştan aşağı süzdü. Küçümseyici bir bakışla hem de.
Rahatsız olmuştum bakışlarından.
Onun sözü üzerine odaya girdiğimi bile fark etmeyen adam çevirdi bakışlarını bana. Yine ona bakarken yakalandığımın utancıyla kısık bir sesle,
"Hoşbuldum." dedim.
Eliyle karşısında ki sandalyeyi işaret ederek oturmamı istedi.
Dediğini yapıp onun karşısında ki, asansördeki adamın sol yanındaki sandelyeye oturdum.
"Ben Leyla Sarar bu da oğlum Yiğit Sarar." dedi eliyle baş köşedeki adamı göstererek. Başım ona çevrildi. Gözlerimin içine bakan gözleri heyecanıma heyecan katıyordu. Dudaklarında hafif bir gülümseme oluşup kayboldu. Kısacık bir an gülümsemesini görmüştüm. Bana mı gülmüştü o?
Kalbim hızla atarken, ben de ona gülümseyeceğim sırada Leyla Sarar'ın sesini işittim ve anında bakışlarımı ona çevirdim.

"Çizimlerini inceledik geniş bir ekiple. Fazla başarı bulduk ve bundan sonra yolumuza seninle devam etmeye karar verdik.
Filizin öğrencisi sendin değil mi?" dedi Leyla Sarar.

Fazla resmi ve sert mizaçlı bir kadındı.
Bakışları insana kendini kötü hissetiyordu.
Küçümseyici bakıyordu.

"Evet." dedim kısa bir cevap vererek.

O sırada hiç konuşmayan Yigit Sarar girdi konuşmaya.
"Filiz Hanım ile annemin uzun zamana dayalı bir dostluğu var. Onun hatrı için verdik bu işi diye düşünme. Ekibim seni çok başarılı buldu.
Ekibimize yeni yetenekler almanın vakti gelmişti. Çünkü artık dünya çapında ismimizi daha çok duyaracağımız yeni projelere imza atacağız. Yeni, genç ve yaratıcı stilistlere ihtiyacımız vardı.
Dosyalarını bizzat ben inceledim ve şunu söylemem gerekir ki senin ki hepsinin arasında o kadar farklılığını belli ediyordu ki." Yiğit Sarar'ın sözünü kesen annesi oldu,

"Sık sık ülke dışına çıkacağız. Uyuyamacagin gece çok olacak.
Yemek yemeyi unuttuğun olacak.
Fazla tempolu bir is olacak.
Kaldıra bilecek misin bu işi?"
dedi Leyla Sarar bana meydan okuyan bakışlarıyla.
Neden böyle bakıyordu, neden bu şekilde sert konuşuyordu benimle bir türlü anlayamamıştım.

Onun bakışlarına inat bende bakışlarımı gözlerinin içine dikip,
"Evet, kaldırabilirim." dedim.

"Umarım." dedi Leyla Sarar tüm iticiliğiyle.
Biraz daha o iticiliği ile konuşup maaşımı, şartları vs. bilgilendirme verdi.

Maaşım tahmin ettiğimden çok daha iyiydi ve sonbahar koleksiyonu için çizdiğim çizimlerden büyük bir mevla vereceğinden bahsetmişti.
Asistanı olduğunu öğrendiğim süs köpeğine benzettiğim kadına çıkmadan evvel hesap numaramı vermemi istemişti.
Belli ki bahsettiği sonbahar koleksiyonu için parayı yatıracaktı.

O sustugunda Yiğit Sarar konuşmaya başladı.
"Yarın sabsh 8' de başlarsın.
12 . katta sana ait bir oda olacak, yarın asistanım sana detaylıca anlatır her şeyi." dedi ve bakışlarımi tekrar ona çevirdim.

Bakışlarımız kesişince az önce annesinden dolayı gülümseyemediğim için, gülümsedim ve tamam dedim.

Leyla sarar artık gitmemi belirten bir ses çıkardı ve ayaklandım.

Tam kapıyı açmış çıkacaktım ki Leyla Sararın sözleriyle tokat yemiş gibi oldum ve olduğum yerde mıhlandım.

"Bugün hesabına para yatacak, yapmış olduğun çizimlerden dolayı. Biraz alışveriş yaparsın kendine ve bundan sonra Sarar Tekstile yakışacak bir biçimde giyinirsin belki. Şirketimizdeki çalışanların özenli giyinmesi şart."

BÖLÜM SONU ❣
multi: Yiğit Sarar

Nasıl buldunuz?

Leyla Sarardan nefret edenler burda mı?😂😂

Saat-i İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin