|onüç|

76 8 12
                                    

Keyifli okumlar..❣

#Sarp~ Siyahın Matemi





Karşıdan gelen kadının masaya her adım atışında rahatsızlıkla geriliyordum.
Bir insan bu kadar kötü mü olabilir miydi?
Üstelik beni daha gördüğü ilk günden beri nefret ediyordu.
Ne yapmıştım ben bu kadına, bu denli nefretini hak edecek ne yapmıştım?

Bana olan aşşalayıcı bakışları ile masanın başında durdu ve konuşmaya başladı.

"Çocuklarım yemeğe çıkmış insan bir de annesine söyler. Tesadüfen karşılaşmasak iş dışında ne yaptığınızı bilemeyeceğim çocuklar."

"Anneciğim gün boyunca olacak defile için çok yoruluyorsun dinlenirsin diye seni çağırmadık." diyen Ceren oldu.

Cerenin aniden çatılan kaşlarıyla annesinin yanındaki kişiyi fark ettim. Bu adam bu kadının hep yanında mıydı? Bana attığı nefr
et dolu bakışlarından fark etmemem normaldi gerçi.

"Merhaba Ceren Hanım." deyip önce Cerenle ardından ben ve Yiğitle selamlaştı.

1.90'lık boyuna tezat fit bir vücudu vardı. Üzerine giydiği siyah tişört onu daha karanlık yapmıştı.
Esmer teniyle birbirine uyumlu saçları, hafif çıkmış sakalları, kahverenginin en koyu tonu olan gözleriyle fazla tehlikeli bir adama benziyordu. Alaz Kandemir.
Adamın ismi ve soyismi bile yüzüne bakınca görülen karanlıkla özdeşti.
Leyla Sararın ne işi böyle bir adamla?

Leyla Sararın ne işi böyle bir adamla?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yiğitin "Ayakta kaldınız anne oturun." demesiyle gerildim. Adamdan negatif bir enerji yayılıyordu.
Gerginliğimi fark etmiş olacakki ellerimi sımsıkı tuttu.

Masada süren samimiyetten uzak sohbet, Leyla Sararın nefret dolu bakışları, etrafına tehlikeyim diye sinyaller veren bir adamla gecem berbat geçiyordu.

"Siz?" dedi soğuk oldukça tok bir ses.

Gözümü tabağımdan kaldırıp soruyu yönelten Alaz Kandemir'e baktım.

Anlamadığımı belirtmek amacıyla kafamı salladım.

"Siz hiç konuşmadınız. Kendinizden biraz bahseder misiniz? Tasarimlariniz kulağıma geliyor merak ettim doğrusu."

"Ecrin... Ecrin Deniz. Bil.." daha sözümü tamamlayamadan söze karıştı.

"Deniz? Yoksa Deniz İnşaatın sahibi siz miydiniz?"

Beklemediğim soru karşısında afalladım.

"E..Evet." dedim. Lanet olsun ki kekelemiştim.

"Babanızı severdim. Mekanı cennet olsun."

Aniden bir sessizlik çöktü.
Babamın nereden tanıyordu bu adam?
Adamın karşısında daha çok kasıldım.
Böyle tehlike kokan bir adamla nasıl tanışıyordu, bu masada oturanlar,babam.
Kafamdaki binlerce cevapsız soruyu omzuma dokunan sıcak eller oldu.

Saat-i İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin