İyi okumalar...
multi:Ecrin#Nigar Muharrem~ Gel Hayalim
Yiğit Sarar'ın o hali gözümün önünden gitmiyor, kalbimde anlamlandıramadığım bir acı baş gösteriyordu.
Leyla Sararın bir anne olarak oğlu için hıçkıra hıçkıra ağlaması,Yiğit Sarar 'ın zar zor nefes alış sesleri, ellerimi kalbine koyduğumda hissettiğim o yavaş ritim kulaklarımda çınlıyordu.Annem ve babam geldi aklıma. Bir günde her şeyimi kaybedişim, onlardan sonra yaşama isteğimin, hayallerin tükenmesi, onlarla olan mutlu günlerim, onlardan sonra geçmeyen, geçerken öldüren günler , hepsi bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti. Babamın iflas üzerine intihar etmesi bana 4 yıl geçmesine rağmen imkansiz geliyordu.
Benim babam parasız kaldık diye canına kıyacak bir adam değildi, ama kıymıştı... Giderken de annemi yanında götürmüştü.Yaşadığım şeylere bünyem daha fazla dayanamadı ve bende kendimi uykunun kollarına bıraktım.
...
Uyandığımda saat 12'ye geliyordu.
Yataktan çıkıp önce banyoda rutin işlerimi hallettim ardından valizimi hazirlamak üzere odama geçtim.
Kaç gün kalacağımızı bilmediğimden
bir gecelik, bir elbise, iki pantolon, bir etek, bir gömlek ve iki tane kazak ve havanın ne olacağını tam bilmediğinden ceket aldım.
Kişisel ve bakım eşyalarımı da yanıma aldıktan sonra hazırladığım çantaları odamın bir köşesine koydum.
Telefonumu koyduğum yerden bulup abimi aramaya başladım.
Bana kızacağını biliyordum çünkü ilk defa onu merakta bırakmıştım dün.Telefonu açar açmaz abimin sert sesi kulaklarıma doldu.
"Ecrin sen nerdesin? Meraktan öldük dünden beri."Aklıma gelen ilk yalanı söyledim
"Abi şirkette kalmam gerekiyordu, işler yoğundu.""Ne olursa olsun haber vermen gerekiyordu bana Ecrin. Ne aradın ne de aradığımda açtın. Bir mesaj bile atabilirdin yahu." endişeli ve kızgın sesi beni üzmüştü
"Özür dilerim abi."
Derince bir ofladı ve "Bir sorun yok değil mi?" dedi emin olmak için.
"Yok abiciğim. Bu arada yarın gideceğiz Fransaya."
"Eve gelince konuşuruz Ecrin beni acilden çağırıyor kapatmam lazım."
"Tamam. Görüşürüz."
Telefonu kapattıktan sonra Cereni aramayı düşündüm.
Arayıp aramamak arasında kalınca en son aramamaya ve hazırlanıp Elanın yanına gitmeye karar verdim.Taksi Elanın çalıştığı kliniğin önünde durunca taksiciye parasını ödedim ve Elanın yanına geçtim.
Klinikten girdiğimde beni öncelikle Elayla aynı klinikte çalışan psikolog Kerem Bey karşıladı.
Elanın yanına çok sık gidip geldiğim için buradaki bir çok doktoru tanıyordum."Hoşgeldiniz Ecrin Hanım." dedi esmer tenine tezat bembeyaz dişlerini göstererek gülümsedi.
"Hoşbuldum Kerem Bey. Nasılsınız?"
"İyiyim. Siz nasılsınız?"
"Teşekkürler." dedim. İyiyim deyip bir kez daha yalan söyleyemezdim zaten bugün fazlasıyla yalan söylemiştim abime.
"Bir akşam yemeğe mi çıksak?" beklemediğim bir anda beklemediğim bu soru karşısında afalladım.
Aklıma gelen bahaneleri sunmaya başladım.
"Çalışmaya başladım ve yarın yurt dışına çıkıyorum maalesef zamanım yok.""Temelli kalmayacaksın yaa dönersen görüşürüz."
Israrına anlam veremesemde kötü niyetli bir insan olmadığını bildiğimden tamam dedim ve gelince haberleşmek için numaramı aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saat-i İntikam
Romance"bizim şarkımız neydi?" dedi adam. "Ayrılsak ölürüz biz." dedim titrek bir sesle. adam, "Öldürüldük sevdiğim." Hayat ne kadar acımasız davranıyordu bazen, sanki en fazla bana. Bazen dünyanın tüm yükü benim kalbimdeymiş gibi hissedip yıkılıyorum. Day...