3. BÖLÜM

268 34 22
                                    

   Zeynep ' ten ...

İzlediğim film sonunda bitmişti. Hayır yani ne olurdu sanki o kızcağıza yalan söylemeseydin ! Böyle filmler beni gersede deli gibi seviyordum. Ayrıca Kore dizisi gibi başka ne güzel olabilir ki dimi ?!

Ben salya sümük ağlarken salak Nehir beni videoya çekiyordu tabii bir de o iğrenç kahkahası " Ya ne çekiyorsun salak ! Ben burada acı çekiyorum ! Çok mu komik !! " diyip peçeteye ciğerimdeki son oksijenimle sümüklerimi özgürlüğüne bıraktım. Ve hâlâ Nehire saydırıyordum. Gıcık şebek !!!

Dün okuldan geldiğimizden beri Şeyma Öznurun tepesine çıkıyordu. Çünkü o yakışıklıya ard arda rezil olmuştu. Yazık. Allah korusun ! Kendimle onun yerinde olmadığım için gurur duyuyorum. Kim ister ki yani. Ve de bizim Şekok âşık olmuştu belliydi çünkü dünden beri gözlerini bir noktaya sabitliyor öylece sırıtıyordu. Sonra da yanakları al al oluyor bizden saklanıyordu. Hehehe gıcık ve âşık.

Nehirin üstünde videoyu silmesi için tepinirken Miray telefonuyla konuşuyordu. Yani telefonla değil, telefonda ki kişiyle. Her neyse anladınız siz. " Yaaa cidden miiiğ ! Ya kuzen doğum gününde yanında olamadığım için affet ama seni çok sevdiğimi biliyorsun " bu mal hâlâ telefonla konuşuyordu ama ben burda verem olmuştum. İnsan bir dönüp bakar be insafsız kâfir ! Geberiyorum ulan burada ! Cibiliyetsiz göt !

Kafamı kaldırarak Miraya " Laaaan ! Maall ! Ölüyorum lan burda yardım eeettss... " Töbe bismillahirrahmanirrahim !! Üzgünüm ama şuan ki MÜKEMMEL duruşumuzu anlatamammm !!!

Uzun bir tepinmenin ardından videoyu sonunda sildirmiştim hahahha. Nehirin saçı kalmamıştı ama olsundu perukta yakışır kardişime.

Birden salona Öznur girdi. " Zeyzey ? Senin dershanen yok muydu ? " gözlerim fal taşı gibi açılırken popomu kalkması için cesaretlendirdim. Fırlamamla Öznuru yere 2.80 sermiştim. Saydıra saydıra çantamı da alıp kapının içinden geçtim !!

                         ***

" Hocam ! Hocam ! Ben yapabilir miyiiiim !! " hehe yine herkesten önce bitirdim. Hoca 'tamam' dercesine kafasını salladıktan sonra bir koşu tahtaya vardım. Her zaman ki zekiliğimi konuşturuyordum. Allahım beni bu kadar zekileştirmenin sebebi her cuma camiiye sadaka vermem mi ? Hem çalışkan olup hem iman power olmak kolay değil sonuçta.

Soruları bitirip tahta kalemini coolca öğretmenin masasına koydum. Ve yine coolca sırama doğru yürürken herkesin şaşkın sıfatı üzerimdeydi. Ee ne yapsınlar zeki görmemişler. Neyse ben coolca yürüyorken bir yellozun çantasına takılıp yere yapıştım. Burnum zeminle öpüşüyordu fakat canımda yanıyordu. Ulan bir kere de coolken rezil olmayıvereyim çok mu ha ? Çok mu ?

Acıyla kalktım yerden. Bazı şebekler gülüşüyordu. Onlara pis pis bakıp " Dönün lan önünüze ! Beyin yoksunları ! " dedim ve asık suratımla sırama oturdum. Beş dakika sonra çıkış zili çaldı ve çantamı toparlayıp beyin yoksulluğu çeken varlıkların içinden ayrılıp okulun çıkışına ilerledim.

    ***

Yaylana yaylana kaldırımda yürüyordum. Kulaklığımın sağ tarafı bozulmuştu -pislik Şekok en az yüz bin kulaklığımı bozdu şerefsiz- oflaya poflaya kulaklığımı çantama attım. Ne çekiyorum Allahım ben bu insafsız kankalardan.

Anahtarım aklıma gelince bir yandan adımlarımı hızlandırıp diğer yandan ise anahtarcığımı aramaya koyuldum. Anahtarımı bulamayınca kısa çaplı bir sinir krizi geçirdim " Öff nerde bu anahtar !" Bir kere de kaybolma ulan !

" Aha buldum !! " diye sevinç dalgasına girecektim fakaz bu sevinç dalgası malesef başlamadan son buldu. Dananın biri bana çarpmıştı. Her ayarsız da beni bulur zaten

" Off önüne baksana be kızım ! Pasta mahvoldu ! " bana çarpıp bir de arsız arsız sinir show yapıyordu bi de teneke kafa ama bende sinirliydim. " Sen bana çarpmasaydın sevgili pastan da yere yapışmazdı ! Çok ta tın !" dedim ve yüzümü sümük misali yere yapışan pastadan çekip ona baktım.

Ohaa ! Vay anasını bu şehirdeki tüm erkekler de mi böyle arkadaş ! Dur dur ! Ne saçmalıyorum ben ?! Bu dana bana çarpmıştı ve beni suçluyordu pis at ağızlı, uzaylı dışkısı, püre beyinli, malak sarması, oksijen kaybı yaratık " Aman ne yaparsan yap ! Seninle uğraşmayacağım ! " dedim ve hızla yürümeye başladım. Yani başlamıştım. Kolumdan tutup beni hızla kendine doğru çekti. Her erkeğin kolayca özenebileceği bir yüz hattına sahipti ve şuan yüzüme yakın olan prüzsüz güzel yüzüne odaklanmıştım. Tamam yakışıklısın da azcık da insaflı olsaydın be malak

" Orada dur küçük hanım ! İlk önce bana pasta alacaksın ondan sonra serbestsin ! " dedi. Hah-hah ne sanıyordu bu kendini ?! Hem kendisi bana çarpıyordu hem beni suçluyordu ve hem bana pasta aldırtıyordu. Ulan erkekliğin nerede senin ukala pislik !

Tuttuğu kolumh sinirle çektim ve yine aynı sinirle konuşmaya başladım " Birincisi bana küçük hanım demeyeceksin ! İkincisi ise sen bana çarptın ! Ve üçüncüsü de pasta masta almam sana, suç sende ! " demiştim fakat çoktan beni pastaneye doğru sürüklemeye başlamıştı bile...

Tuttuğu kolumh sinirle çektim ve yine aynı sinirle konuşmaya başladım " Birincisi bana küçük hanım demeyeceksin ! İkincisi ise sen bana çarptın ! Ve üçüncüsü de pasta masta almam sana, suç sende ! " demiştim fakat çoktan beni pastaneye doğru sürük...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


BTS'ten KAÇARKEN...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin