Jimin ' den ...
" Ya RM hep sen öne oturuyorsun ama ! " diyip suratımı astım. Ne var ya bir kerecik te ben otursam öne !
" Jimin ya arka koltuğa oturursun, ya da ben giderim sen de burada tek başına ne halt yersen yersin ! " dedi ve sinirle ön koltuğa oturdu çok bilmiş RM ! Ben de mecbur topallaya topallaya arka koltuğa oturdum. İnsan bari oturmama yardımcı olur ! Burada gazi duruyor !
Hakiki evimize birkaç sokak kalmıştı. Bizim gruba bugün geleceğimizi söylememiştik. Bir takım sürpriz gibi bir şey olacaktı işte. Zaten yurt dışına çıkmamıştık. Seulün içinde bir otelde kalmıştık. Kai denen pislikten bir ses yoktu. Fakat bu bir şey planlamıyor anlamına gelmezdi. Zaten adam takıntı yapmış şu ölen kızı. RM ' in bir suçu bile yokken acısını ondan çıkartmaya çalışıyor ! Salak herif ! Bir anlamadığım konu ise, biz bu Kaiden kaçmak için yurt dışına çıkıyorduk, daha doğrusu bir süre izimizi kaybettirmek amacıyla. Ama RM son anda uçağa binmeyi reddetmişti. Neden ? Nedenini söylemiyor ama o 148 IQ ' lu beyninde bir şeyler çeviriyor elbet. Ama olsundu. Sonuçta adam zeki. Elbet kurtulur şu paçoz Kaiden. Hıh !
" Amca biraz gaza bassana ! " diye şoför amcanın omzunu dürttüm. Sonuçta daha kavuşacağım bir ailem var. Hayvan gibi sarılacağız daha. Bu yüzden hızlı gitmeliyiz.
" Amcaa ! Kulakların duyuyor mu ! " diye amcanın dibinde böğürdüm. Yaşlılık başa bela tabii. Eh saçı başı aklaşmış amcanın napsın. Kulakları duymuyordur garibim. Hem bu yaşta bir de taksicilik zor tabii.
" Ne amcası kardeşim ! 28 yaşımdayım ben ! " diye sinirle söylenen amcaya baktım. Anlamayarak bir RM ' e bir de şoföre bakarken suratımı büzdüm. Yok yok, bence amca kafayı sıyırmış. Taksicilik yaramamış belli. Kendini genç sanıyor kıyamam.
" Eheh siz onu takmayın. Işık geldi gözüne herhalde ondan yanlış görmüş olmalı 😅 " diye tedirgince konuşan RM bana pislik bir bakış atınca sustum. Aman haspam !
Camdan dışarıyı seyrederken grubumu çok özlediğimi fark ettim. İlk işim kapıdan girer girmez hepsinin üzerlerinde panda misali yuvarlanmak olacak !
Özlemek derken... ya ben sanki birisini daha özlüyorum...
Böyle kıvırcık kıvırcık saçları olan,
Kocaman yusyuvarlak parıldayan gözleri olan,
Pembe yanaklı,
Minicik burunlu,
Elleri yumuşacık,
Gülüşü sıcacık olan biri...Evet, doğru tahmin millet !
Ya ben çok özledim ama Mirayı ! Böyle kocaman özledim !
Ona sarılıp pembiş yanaklarını sıkmak istiyorum !
Dur dur !
Kendini kaybetme Jimin !
Sakin !
Lanet olasıca kalbine göz kulak ol !Başımı cama yaslayıp sarhoş gözlerle hızla yanımızdan gelip geçen binalara, ağaçlara baktım. İşine geç kalan bir bayanın topuklu ayakkabısıyla kaldırımda, kulağında telefonla alel acele koşuşuna baktım. Bir babanın yemyeşil çimenlerin üzerinde, küçük oğlu ile birlikte futbol oynayışına, etrafa yaydıkları sıcacık kahkahalara baktım. Bir serçeyi besleyen yaşlı kadına baktım sonra.
Bilmediğimiz o kadar çok yaşam var ki. Bilmediğimiz olaylar, bilmediğimiz acılar var. Belki şuan biri hastanede annesini kaybetti. Belki de şuan biri sevgilisi tarafından terk edildi. Bilemeyiz. Bilmiyoruz.
Oysaki hep aynı şey olur. Senin içinde büyütüp beslediğin acının kat be katını o sırada başkaları yaşıyor. Senin elinden gelecek küçük bir umud varken belki başka bir yerde başkalarının küçük umudları da unufak olup uçuyor.
Fazlaya aç olan insanlar, istediklerini elde edene kadar sağlarına sollarına başlarını çevirmezler. Fazlaya, her zaman bir şeyin çokluğuna açlardır. Nankördürler. Gözleri sadece ileriye bakar. Paraya, pula olan açlıkları, bir süre sonra yaşamlarına zehir olup çürütürler çevresini. Akılları çok daha fazla isteyince, fazla gelen zehir olur yaşamına.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BTS'ten KAÇARKEN...
Fanfic"OOOHHHAAAAAĞĞĞHH" diye bağırdığında ani bir hareketle elimle ağızını kapattım "Geri zekâlı sus duyacaklar şimdi !! " dememe kalmadan yedi adam çoktan kafalarını kaldırmış, şaşkın ve anlamsız bakışlarını üsümüze dikmişti "siktir ... "