SİS 34

1. BÖLÜM : UÇAK

Henüz kimse yok farkındayım. Ama umarım bu fazla sürmez. Çünkü umutsuzluğa kapılmak üzereyim. Neyse iyi okumalar...

Kendime geldiğimde hareket eden bir şeyin içindeydim. Huzuru bulduğum koku içimi doldurunca bana isyan eden göz kapaklarımı açtım. Temmuzun arabasindaydim. Soluma baktım. Bal rengi gözlerini dikkatle yola dikmiş bir eliyle de direksiyonu kavramıştı. "Uyandın mı bakalım küçük hanım ?" dedi gözlerini yoldan ayirmadan. Bagirmaktan kısılmış sesimle "Nereye gidiyoruz? " diye sordum. Bir an gözlerini yoldan ayırıp bana baktı.  "Seni kaçırıyorum. " dedi. Ben daha ağzımı bile açamadan elimi tuttu ve tüm yüz hatları gibi mükemmel olan dudaklarına götürüp küçük bir öpücük kondurdu. "Temmuz bak 2 gün sonra annemlerin yanına gideceğim. " "Haa sen ona takıldın. Ben aradım Şükran teyzeyle konuştum. Zaten sanırım bileti de almamışsin." dedi. "Peki nereye gidiyoruz Bay Her Şeyi Düşünen ?"  Sanki sınıftaymısız da kantine gidecekmisiz gibi " Hawai'ye " dedi. "Ne" diye istemsiz bir şekilde bağırdım kendi sesime ben bile şaşırarak."Ne ne? Baya işte Hawai 'ye gideceğiz. Evli bir çift gibi balayı yapacağız. Ardından nikah kıyılacak." Gözlerim iki kat büyümüştü."Temmuz sen ne saçmalıyosun. Ne evli çifti ayrıca evlendikten sonra gidilir balayına. Evlenmek ne demek sen biliyo musun? Hem ben bu halde hiçbir yere gitmiyorum. " dedim ve kıyafetlerimi Temmuzun değiştirdiğini  o zaman fark ettim. Aniden bir utanç dalgası benliğimi sararken kızardığımı hissettim.  Beni ilk kez çıplak görüşü değildi ama ben her defasında aynı utancı hissediyordum işte. Tam anlamıyla çıplak değildi belki ama iç çamaşırımı görmüş olması yeterince utanç vericiydi zaten. Kaç kere sarhoş olup kusa kusa üstümü batırmıştım. Her defasında o vardı yanımda. Soğuk duşa sokup beni kendime getirdikten sonra az mı üstümü değiştirmişti. "Sanki ilk defa görüyorum İlda.  Nasıl kızardın öyle? " diye güldü.  Dişlerimin arasından "Temmuz" diye tısladım.

Bir anda ciddilesşip "Neyse şimdi havaalanına gidiyoruz. Bi 15 dakikaya orda oluruz. Sonra da ver elini Hawai " dedi. Sonra bana döndü istesen de istemesen de o uçağa bineceksin bakışı attıktan sonra tekrar yola döndü. Ben de beni meraktan öldüren soruyu sordum "Evlilik meselesi ne açıklasan?" "Evli bir adam olarak ölüp seni dul bırakacak değilim. Formalite bir nikah olacak. Önemli olan ikimizin de o anı her haliyle yaşamamız. Seni beyazlar içinde göreceğim. En büyük hayalim gerçek olacak. Benim gelinim olacaksın. " Gözlerim yanmaya başlamıştı.  Kafamı başka tarafa cevirdim. "Eee sinra ne olacak?" "Biraz ters olacak ama biz ilk önce balayı yapacağız. Ardından nikahımız olacak. Biz gibi işte. Her şeyimiz gibi. Bu da aykırı. "

Çarpık bir gülümsemeyle bana baktığında içimde bir şeyler devrildi. Böyle baktığında aklıma çok ahlaksızca şeyler geldiği için hemen başka bir yere bakmaya başladım.

Kafasını yola çevirdiğinde yüzünde yine o kendini beğenmiş Temmuz gülümsemesi vardı. Her şeyi anlamak zorunda mıydı? Bazı şeyler bana özel olmalıydı oysaki. Omuz silktim.

Havaalanına varmıştık. Uygun bir park alanı bulduğumuzda kendimi dışarı attım. Temmuz da valizleri almış yanıma gelmişti. Elindeki küçücük çantaya baktım ve gözlerimi birkaç kere kırpıştırarak kocaman açtım. "Ne ?Niye öyle bakıyosun?"  "O çantaya neyi sığdırabildin acaba bu ne?" " Eh be kızım dert ettiğin şey bu mu ? Ayrıca yeter daha ne olsun?" Sinirle " Saçmalama hem bi eve uğrasaydım. Bari çanta ya da valiz bavul her neyse işte istediğim bikaç şey koysaydım." dedim. "Valla Ilda hanım hiç de geri dönemem. Şansına küs. " deyip yürümeye başladı. Arkasından gitmediğimi görünce dönüp dik dik baktı. "Kendin mi gelirsin ben mi götüreyim " dedi tek kaşını kaldırarak.  Bana neden böyle bakıyordu ki ? Ama hayır inadımdan vazgeçecek değildim. Ellerimi göğsümde kavuşturup "Gelmiyorum işte. Sen git." dedim. Kafasını yukarı kaldırıp kendi kendine mırıldandı. O görüntünün dikkatimi dağıtmasına izin vermedim. Elindeki iki çantayı da yere  bırakıp üzerime doğru yürüyünce ayağıma geri geri gitmemesi için emir verdim.