9. BÖLÜM: KUMARHANE

159 8 2
                                    

Oylarınız için teşekkürler.

Medyada Arda var.

İyi okumalar.

   " Uzun bir gece bizi bekliyor. "

   Haklıydı. Upuzun bir gece bizi bekliyordu. 45 dakikaya bağlanmış upuzun bir gece. Dakikaların bizi boğmaya giriştiği upuzun bir gece.

    Etrafa kısa bir göz gezdirdikten sonra pisliğe adımladık. Kadın kahkahaları, sigara kokuları, taşların birbirine çarparken çıkardığı tok ses, para hışırtıları...

    Gözlerim gördükleri karşısında ise kaçacak yer arıyor ama bulamıyordu. Bir adamın kadının eteğinin altına giden elini gördüğümde gözlerimi kapattım. Etrafta onlarcası varken bu işkenceye tahammül edemiyordum. Açtığımda karşımdaki duvarda duran tablo dikkatimi çekmişti. İlginç bir yazı stiliyle "Çiğnenmiş inancın en seçkini" yazıyordu. Bana yabancı gelmiyordu.

   Temmuz belimi iyice sararak bir masaya yönlendirdiğinde bunun devam etmemesi için adeta kendime yalvarıyordum. Belimden tutmasını istemiyordum. Bu his fazla garipti.

    Arkaya dönüp Ardaya işaret verdi. Onlar da çaprazımızdaki masaya yerleştiler.

Karşısına geçtiğimiz adam Temmuzu iyiden iyiye süzerek oturduğu yere biraz daha yerleşirken "Yenisin galiba buralarda." dedi.

     Temmuzun rahat tavırları sinirlerimi bozmaya devam ediyordu. Sert yüz hatları olabilecek en rahat ifadeye bürünmüşlerdi. Benimse damarlarım  vücuduma kan yerine gerginliğin zehrini pompalıyor gibiydi. Dudaklarımı kemirmeye başlamıştım. Bu iyiye işaret değildi. Gerginliğin hat safhalarını yaşıyordum. Çevremde birçok sigara yakılıyordu. Dumanlar çepeçevre kuşatmıştı etrafımı. Sahi ne zamandan beri sigara içmiyordum ben? 3 hafta olmuş muydu? Bir oturuşta bir paket bitirebileceğime emindim.

     Yanında bir Jack ne iyi gelirdi. Bütün bunların üstüne o kadar paraya kıyıp içerdim. Ya da hepsini bir kenara bırakıp burnumdan başlayarak tüm vücudumu rahata erdirirdim. Burnuma çektiğim sarımsı toz ruhumu özgürlüğüne kavuştururdu ve... "Buraya ilk gelişim."

     Dünyaya düştüğümde ağzımdaki tanıdık tat kulağımdaki tanıdık ses ve belimdeki yabancı his yerli yerine oturdu. Dudağım kanıyordu. Temmuz konuşuyordu. Eli belimde konuşuyordu. Ve ben umarsızca elini artık çekmesini dileyerek kanayan dudağımı dişlemeye devam ediyordum.

         Taşlar dağıtılmış oyun başlamıştı. Paralar ortada dönüyordu. Kadehler boşalıyor yeniden doluyordu. Her turda yeni sigaralar ateşleniyor, kızlar kucaktan kucağa geziyordu. Temmuzun kendine has erkeksi kokusu beni kendime getiriyordu.

          İlk iki oyunu Temmuz almıştı. Adamlar dikkatinin dağılması için fırsat kolluyorlardı. Buna izin veremezdim çünkü o paralara ihtiyacımız vardı. Yandaki adamın saatine baktım. Temmuzun kulağına eğilip "32 dakikamız var." diye fısıldadım. Arkaya döndüğümde Büşrayla göz göze geldik. Ardanın yüzünden sıkıntısı okunuyordu. Arka taraftaki adama takıldı gözlerim. Boynundaki dövme oldukça dikkat çekiciydi. Gözlerimi kısıp okumaya çalıştım. Eğer yanılmıyorsam "Değmez bu yangın yeri" yazıyor olmalıydı. Kendime gelip olduğum yere geri döndüm. Büşranın olumsuz işaretiyle tekrar Temmuzun kulağına eğilip fısıltıyla devam ettim. "Arda sıçtı. Plan değişti."

      Temmuzun kaşları çatıldı. Çenesini kasarak "Hayır." dedi kesin bir sesle. Umursamadan yükümü diğer ayağıma verirken yanlış bir hamle yaptığında yeniden eğilip "Hiç yardımcı olmuyorsun gerçekten." dedim. Gözlerini kanayan dudaklarıma diktiğinde kaşları yeniden çatıldı. Kendimi geri çekip kontrolü elime almaya karar verdim.

SİS 34Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin