🌸Kuşlar kırıntıları sever... ve karıncalar da öyle. Yolda taşlara tekme atmadan önce taşın altındaki yaş toprakta kim bilir hangi yuva var, belki bu taş da onun çatısı diye düşünmeli insan. Tırnaklarını keserken sana ettikleri hizmeti düşünüp vefasızca davranmamalı, kibarca sarmalı kağıda da öyle gömmeli. Çöpe yiyecek artığı, kırıntısı atarken geceleri tenhada çöpten erzak toplayan fakirleri hatırlamalı, atacaksa illa, temiz kalacak şekilde atmalı. Ne bileyim, pakete yapışmış eriyik çikolatayı yemeyeceksen kirlenmeyecek şekilde katla kağıdını, olur ya biri bulur bir ıssız gecede, seviniverir ve şükreder zengin yüreciğiyle.
Hapishanede tecriddeyken; haksız yere kanunsuzca keyfi emirler yüzünden garazla hapsedildiği o yerde, yaşlı hasta zayıf vücudu beton üzerinde ızdırap çekerken bir yandan kuru ekmeğini farelerle paylaşan, sonbahar geldiğinde dökülen yaprakların ayrılığına ağlayan Bediüzzaman gelir böyle vakitlerde aklıma...
Kırıntıları sevenler bir tek kuşlar ve karıncalar değil.. kırık bırakılmış gönlünün her kırıntısını öper koklar öyle severdim. Bana İslam'ı öyle güzel öğretti ki, imanın her bir rüknünü öyle anlattı ki, hakikatlere aklımı kalbimi ruhumu öyle tatminkar kavuşturdu ki, teşekkürüm mahşere kaldı... eğer gücüm yetseydi her kırıntıyı severdim dedim ya aklıma geldi bak, babacığımdan bir beyit işitmiştim:
"'Ben kırık kalplerdeyim' buyurmuşken Hak, ben bu virane gönlümü saraylara değişmem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülce
Chick-LitBir genç kız kara sevdaya tutulursa kalemi 21. parmağı olur. Gel gör ki bu defa bir sevda, öyle nefse yâr olacak kadar basit değildir. Nefse düşman, zamana rakip, ömre bedel, ölüme gülerek yaşamak; öyle basit değildir... "Saniyeler gözlerimde birer...
