//Özür dilerim…//
“Duygu yataktan kalkmamak seni kurtarmaz o yemeğe eninde sonunda gideceksin…”
“Emir bence sen yanlış meslek seçmişsin… Git felaket tellallığı yeterlilik sınavına gir açık ara farkla birinci olursun sonra da dolgun bir maaşla işe başlarsın valla bak…” diyerek huysuz şirin modunda yataktan kalkmıştım.
“Bence sende oyunculuk yerine sahne sanatları falan okumalıymışsın stand-up gösterisi yapsan gişe rekortmeni olurdun…” diyerek üzerini çıkartan Emir’in yanına gidip “Aslında ben anatomi de okuyabilirdim. Mesela insan vücudu hakkında bilinmeyenleri ortaya çıkarmakta çok hevesliyim…” diyerek çapkınca onu süzmeye başlamıştım. Ne var her zaman o mu çapkınlık yapacak…
“Ah hayatım kesinlikle anatomi okumalısın o zaman… Ama yüksek lisansını yatakta yapmanda fayda var…” diyerek altta kalmayan Emir tek eliyle belimden tutup beni kendisine çekmişti.
“Olur aşkım bana uyar, şimdiden bana ders çalıştırmaya ne dersin” diyerek şuh bir bakış atınca işaret parmağıyla burnuma dokunup “Sen gerçekten harika bir oyuncusun ama ben artık senin tuzağına düşmüyorum küçük hanım. Akşamki yemekten kaçmayacaksın bu bir emirdir…” deyip beni bırakmıştı.
“Ah! Bir inana ismi ancak bu kadar yakışır doğrusu… Emir vermek konusunda üstüne tanımıyorum!” diyerek dudaklarımı büzüp yatağın üzerine oturmuştum.
“Bende emirlerime karşı gelme konusunda senin üstüne tanımıyorum sevgilim…” diyerek alayla gülümseyen yüzüne bir tane tokat patlatmak içimden geçse de sadece susup oturmakla yetinmiştim.
Emir ceketini alıp çıkarken işaret parmağını bana doğru sallayıp “Duygu sakın evden kaçayım falan deme! Dünyanın öbür ucuna gitsen seni bulur ve hesabını sorarım…” beni tehdit edince başımı dikleştirip “Aman tamam biliyorum!” diye bağırmıştım.
“Güzel… O zaman anlaştığımız gibi annenleri havaalanından alıp doğruca eve götürüyorsun akşam. Bende orda olacağım.” Dediğinde zoraki “Tamam” demiştim. Emir bu sözümün üzerine gitmek yerine yanıma gelerek çenemi tutup kaldırmış ve “Merak etme, ne olursa olsun ben varım yanında. Kimsenin seni üzmesine izin vermeyeceğim…” demişti…
O an bir şeyi fark etmiştim. Emir aslında umursamaz değildi, sadece benim korkumu almak için böyle davranıyordu. Gözlerindeki endişeyi görebiliyordum. Benim sakin kalabilmem için sıkıyordu kendini. Hissettiklerini, korkularını dışarıya yansıtamıyordu…
Ellerini tutup gülümsedim ve “Merak etmiyorum aşkım… Sen yanımdayken başka hiçbir şey umurumda değil…” dedim. Emir de rahatlamıştı. Alnıma sıcak bir öpücük bırakıp evden çıkarken aşkı seçmekle ne kadar doğru bir şey yaptığımı anlamıştım. Evet oyunculuk belki hayallerime giden yol olabilirdi ama Emir kesinlikle hayallerimin ta kendisiydi…
***
“Anneee!” diyerek karşımda gördüğüm ve neredeyse tanıyamayacağım kadar değişmiş olan anneme el sallayınca o da bana doğru koşup kocaman sarılmıştı. Uzun zamandır, yani İstanbul’a geldiğimden beri anneme böyle sarılmamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACEMİ PRENSES
Любовные романыHayata bembeyaz bir sayfa açmak ister çoğu zaman insan... Ama bir gün açtığınız bir sayfayı önceden bir başkasının kullandığını görseniz ne hissederdiniz? Sayfayı atlayıp hayatınıza devam mı edersiniz, yoksa sayfadakileri okumayı mı denersiniz??? 'A...