// Aşkını koydum bir tarafa…
Geriye kalanlar yetmedi yaşatmaya… //
Henüz birkaç adım atmıştım ki kolumdan sertçe çekilince neye uğradığımı şaşırarak sendelemiştim. Düşmeme fırsat vermeyen Emir beni kolları arasına hapsetmişti. Sadece iki saniye derin mavi gözleriyle gözlerime baktığında gözyaşlarım durmuş kalbimde ki acı dinmişti. Ardından dudaklarımın üzerinde hissettiğim baskıyla tamamen uçup giden hüznüm yerini büyük bir tutkuya bırakmıştı. Emir’in öpüşüne karşılık verip vermeme konusunda kararsızdım ama onun sihirli dokunuşlarıyla farkında olmadan karşılık verirken buldum kendimi.
Artık kesinlikle harika hissediyordum…
Belki de hayatımda yaptığım en cesur şeydi bu karşılık. Bunun sonrasında ne yapacağımı kesinlikle bilmiyorum. Tek bildiğim bu adamı çok seviyorum ve hayatımın sonuna kadar sadece onu sevmek istiyorum. Hatta karar verdim zamanı durdurup kıyamete kadar onun dudaklarında yaşamak istiyorum…
***
Düşünmeden yaptığı hareketin bu kadar zevk vereceğini tahmin etmemişti Emir. Duygu ona her zaman iyi geliyordu ama ilk kez kendisine karşılık vermişti ve bu kesinlikle her zamankinden bambaşkaydı… Olağanüstüydü…
Ne anlama geldiğini bilmiyordu. Onu bıraktıktan sonra ne olacağını, bu öpücüğün hayatlarını nasıl değiştireceğini bilmiyordu. Bildiği tek şey bundan asla vazgeçemeyeceğiydi. Duygu’dan vazgeçemezdi ve artık onunla gerçekten karı koca olmak istiyordu…
Emir aklına koyduğu bu düşünceyle yavaşça ayrılmıştı karısından. Duygu bu ayrılıktan huzursuz olsa da ne yaptıklarının bilincine yeni varıyormuşçasına utançla başını eğmişti. Emir otoriter bir sesle;
“Şimdi burada uslu uslu oturuyorsun ben de senin böldüğün toplantımı tamamlayıp yarım saate kadar geliyorum. Sonra da birlikte yemeğe çıkıyoruz” diyerek kapıya yönelmişti ki Duygu ani bir hamle ile Emir’in koluna girip “Hayır hayatım, madem rezil oldum bu rezilliğimi düzeltmem gerek. Ben de seninle geliyorum!” diye muzipçe ve kararlılıkla konuştuğunda Emir tek kaşını kaldırarak “Nasıl düzeltmeyi planlıyorsun? Topuklu ayakkabılarını avukatlarımın kafasına dayayıp tehdit etmeyi düşünüyorsan çok beklersin sevgili karıcığım!” diye yanıtlamıştı onu.
Duygu sinirlense de belli etmeyerek “Gidiyor muyuz?” diye sorunca Emir’e başka çare bırakmamıştı. Birlikte kol kola Emir’in odasına girdiklerinde Duygu’nun gözlerinde ‘bu adam benim’ der gibi sahiplenici bir ifade vardı.
Masaya geçecekleri sırada Duygu Emir’in sekreterine öyle bir bakış atmıştı ki genç kız Emir’in yanındaki yerinden kalkıp masanın en uzak köşesine geçmek zorunda kalmıştı.
“Kusura bakmayın bir yanlış anlaşılma olmuştu da. Bu eşim Duygu, hayatım bunlarda Deniz bey ve Derin hanım. Şirketimizin yeni avukatları. Daha doğrusu Deniz bey hukuk bürosunu babasından devraldığı için onlarla iş yapacağız” diyerek onları tanıştırırken Duygu gülümseyerek ellerini sıkmıştı.
“Bizim gibi yani… Yoksa siz de mi evlisiniz?” diye konuşmaya başlayan Duygu bir an Derin’in de kendisi gibi sahte bir avukat olup olmadığını merak etmişti ama kadının kendinden emin ve kesinlikle mesleğinin en iyisi olduğunu haykıran görünüşü ve tavrıyla gerçek bir prensese benzediğini görüp bu düşüncesinden vazgeçmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACEMİ PRENSES
RomanceHayata bembeyaz bir sayfa açmak ister çoğu zaman insan... Ama bir gün açtığınız bir sayfayı önceden bir başkasının kullandığını görseniz ne hissederdiniz? Sayfayı atlayıp hayatınıza devam mı edersiniz, yoksa sayfadakileri okumayı mı denersiniz??? 'A...