||*** FİNAL***||
//Aşk; kusursuz bir besteye benzer.
Büyüsü notaların dizilişinde gizlidir…//
Odaya girdiğimde Emir yatağın üzerine uzanmış tavanı izliyordu. Yorgun bedenimi onun yanına bırakırken kolunu uzatıp boynumun altından geçirerek beni kendisine yaslamıştı hemen. Onun bu hareketiyle yüzüm gülerken kalbimde ısınmıştı…
Az önce annemi yolcu ederken üşüyen ve acı çeken kalbim, Emir sayesinde sıcacıktı. Onun varlığı diğer her şeyin üstündeydi benim için… Hayatımda doğru yaptığım tek şeydi Emir...
“Sözümü tutamadım değil mi ?” diyen emir’in sesiyle yüzümü ona çevirip “Hangi konuda?” diye sormuştum.
“Senin üzülmene izin vermeyecektim ama…” dediğinde işaret parmağımı dudaklarına bastırıp tüm bedenimi ona döndürerek “Şşştt… Sakın böyle düşünme, üzülmüyorum ben…” diyerek içten bir gülümseme yerleştirmiştim yüzüme…
Parmağımı avuçlarının arasına alıp öptükten sonra bana daha sıkı sarılmış ve saçlarımla oynayarak “Annemin söylediklerini düşünme olur mu? Merak etme senin kılına zarar veremez kimse…” demişti. Bu sözlerinin üzerine ona daha çok sokularak “Sen yanımdayken korkmuyorum da üzülmüyorum da…” deyip devam etmiştim.
“Bu güne kadar hep tek başınaydım ben… Korkarken, üzülürken, ağlarken, gülerken…
Paylaşmayı bilmiyordum, duyguların paylaşılabildiğini öğretmemişti bana kimse…
Arkadaşlarımla hiç samimi olmadım, bana yaklaşanlardan hep kaçtım. Bir süre sonra da etrafımda kimse kalmadı…
Küçükken hep oynadığım bir oyun vardı. Mutlu olan arkadaşlarımı taklit ederdim. Sanki onlarmışım gibi davranırdım. Büyüdüğümde de vazgeçmedim bu oyundan. Fiziksel olmasa da zihnimden sürekli başka birine dönüşme oyununu oynadım. Çünkü oradaki Duygu rahattı, kimse onu hor görmüyordu. O oyunda ben ne istersem o oluyordu…”
“Artık oyun oynamana gerek yok Duygu… Sen ne istersen o olacak…” diyerek konuşmamı bölen Emir’in güçlü kollarının arasındayken onun her söylediğine inanıyordum…
Ama bir sorun vardı sanki. İçimde beni rahatsız eden bir şeyler…
“Emir…”
“Efendim”
“Ya annen benden vazgeçmediğin için şirketi elinden alırsa. Ya Nehir’in babası hisselerini geri alırsa ? Ya beş parasız kalırsan?” diyerek ondan ayrılıp yatağa bağdaş kurarak oturduğumda Emir kahkaha ile gülmeye başlamıştı.
“Neden gülüyorsun yaa!”
“Duygu hayal gücünün sınırları gerçekten çok geniş… O dediğin Türk filmi sahnelerinde oluyor karıcığım… Kimse bir şeyi alamaz… Hem alsa bile yeniden başlamak o kadarda zor değil merak etme…
Sana babamın küçükken söylediği şeyi anlatmıştım. ‘Benim sana verebileceğim tek şey bu ev’ dediği zaman ben kendi başımın çaresine bakmayı öğrendim zaten. Benim tüm servetimin sebebi babamdan mı geliyor sanıyorsun? Asla öyle biri olmadım ben merak etme…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACEMİ PRENSES
RomanceHayata bembeyaz bir sayfa açmak ister çoğu zaman insan... Ama bir gün açtığınız bir sayfayı önceden bir başkasının kullandığını görseniz ne hissederdiniz? Sayfayı atlayıp hayatınıza devam mı edersiniz, yoksa sayfadakileri okumayı mı denersiniz??? 'A...