BÖLÜM BEŞ

41 19 13
                                    

Sima 6 numaranın kapısını çaldı. Uzunca çalmadan sonra daha yeni uyanmış bir adam kapıyı açtı. Adam mavi beyaz çizgili pijama giymişti. Haliyle de Sima gülmemek için kendini sıktı.

Sima: Pardon ben Sinan'ı soracaktım da.

Necmi: O evde yok. Ben babası Sinan buyur hanım kızım bana söyle.

Sima: Bende kalan bir eşyası vardı da her neyse sonra veririm.

Sima'nın içini bir sıkıntı basar. İçindeki sıkıntıyı bastırmak için dışarı çıktı. İlk defa mahallesini gezecekti. Daha önceden bilmediği yerleri gezerken başına gelenleri hatırladı. Başına gelenlere ne mucize diyebiliyordu ne de felaket bir olay. Sima gözleri kapattı başındaki negatif düşünceleri atmak için. Birden burnuna köfte kokusu geldi.

Sima: Pariz sen mi geldin ?

Sima gözlerini açınca hayal kırıklığına uğradı. Gözlerini açtığında karşısındaki Pariz değildi. Karşısındaki Sinandı.

Sinan: Sanırsam benim şuan burada olmamam gerekirdi.

Sima: İnan benimde burada olmamam gerekirdi Sinan. Öyle bir bataklığın içindeyim ki yardım çığlıkları bile atamıyorum. Öyle kendimden geçmişim ki kendime dönemiyorum gururumdan. Sanırsam kendimi artık değişmiş ve yıpranmış buluyorum.

Sinan: İstersen sahile gidelim hem havada almış oluruz.

Sima: Ben daha demin ne saçmaladığımı inan hatırlamıyorum. En iyisi benim eve gitmem.

Sinan: Reddetme beni. Hadi bin arabaya.

Sima Sinan'ın açmış olduğu kapıdan arabaya bindi. 10 dakika sonra sahile vardılar.

Sinan ve Sima sahilin taşlarına oturdular. Sinan 2 çay söyledi biri demli biri açık.

Çaylar geldikten 5 dakika sonra konuşmalar başladı.

Sinan: Psikologum demiyorum ama sanırsam kendini tanıma sürecine girmişsin. kendine iyi miyim? Yoksa kötü müyüm dersin? Dünya benimle dalga geçmek için kurulmuş bir düzen mi? Veyahut ben bu oyunu oynaya oynaya sıkılmaz mıyım? Dersin çok zordur bu süreç. Bu sürecin bence tanımı Hiçliktir. Hiçlikte kendinde bir şeyler toplamaya çalışırsın. İnsanın kendini toplaması çok zordur ve belirsizdir. Kimi 60 yaşında bulur kendini bu Hiçlikte kimi 17 yaşında. Ha bide bu sürecin çıkışı da vardır. İnan o çıkış 20 yılda mı bulunur ? yoksa 3 gün de mi? bende bilmiyorum. Bende girdim bu hiçlik olayına biliyor musun?

Sima korkarak Sinan'ı izler.

Sima: Peki nasıl çıktın bu hiçlikten.

Sinan: Bir kadını sarhoş gibi sevdim.

Sima: Ne yani bende birini seversem bu hiçlikten kurtulacak ve gerçekten yaşayacak mıyım?

Sinan: İnan sevmek yaşamaktan daha zor. Aklınla savaştığın bir oyun. Aklını kullanırsan yaşarsın. Kalbini kullanırsan yaşamış gibi yaparsın. Karar senin.

Sima: Ben oldukça yorgunum.

Sinan: İnan bir yorgun sen değilsin kendine gel. Hayatı anlamaya çalış sen artık olgun bir kızsın. 15 yaşındaki ergen kızı unut. Sen artık gerçeğin acı olduğunu bilerek yaşamalısın. Keşke dünya dönen bir çilekli lolipop olsaydı. İnandığım tek bir şey var Sevgi insanı insanda dünyayı güzelleştirecek. Günümüzün Sevgi yoktur yalanını unut. Bir papatyayı sev ama sakın yapraklarını bir hiç uğruna koparma. Bir kedi sev ama hiç eğlence uğruna kuyruğuna tenekeler bağlama. Sana diyeceğim şu ki sakın sevgi kavramını yanlış anlama. İnsanlar kavramları kendi istediklerine göre yorumluyor. Sakın sen bunu yapanlardan olma.

BİR KADIN BİN OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin