BÖLÜM SEKİZ

29 17 4
                                    

Sima yatak odasına çıkarken kalbi hızlıca atıyordu. Derin nefesler alarak kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Pariz'in onu kesinlikle kurtaracağını düşünüyordu. Pariz'e nedensiz olarak çok güveniyordu. Cebrail,Simayı yatak odasına soktu.

Cebrail: Sevgilim, beni bu odada tanıyacaksın. Şimdi beni dikkatli bir şekilde izle.

Cebrail kitaplarla dolu dolaba doğru ilerdi. Üstten üçüncü rafın en sondakinden bir önceki kırmızı kitabı hafifçe çekti. Cebrail kitabı çeker çekmez 5 adım geriledi. Dolap öne doğru ilerledi. Dolabın arkasından bir kapı beliriverdi. Kapı siyah bir kapıydı. Ve üzerinde kocaman bir kilit vardı. Cebrail cebinden kırmızı ve bir eli kaplayacak kadar büyüklükte bir anahtar çıkardı.

Sima: Napıyorsun Cebrail?

Cebrail: Sana kendimi anlatıyorum.

Sima: Cebrail benim seninle önemli bir şey konuşmam lazım.

Cebrail, elindeki anahtarı cebine koydu ve Simaya doğru döndü.

Cebrail: Söyle sevgilim.

Sima: Hani sen soruyordun ya "Sen kimsin?" diye.

Cebrail: Evet Saliha. Seni tanımak istiyorum. Hayat hikayeni dinlemek istiyorum.

Sima: Ben bir kaç ay önce geldim İstanbul denilen bu oyunbaz yere. Ben Erzurumun bir köyünde yaşıyordum. Ben ve kız kardeşim Berivan ile. Bir ağa vardı Haşim ağa. Bizim köyün en zenginiydi. Yaşı büyüktü, oldukça büyük. Berivan'ı istiyordu. Berivanda benden 1 yaş küçüktü. Babam kan davası yüzünden öldü annemde babamın ölümüne dayanamadı üzüntüden öldü. Ben okulu bıraktım. Çalıştım tarlada, temizlikte Berivan okusun diye. Bir gün Haşim ağanın evinde temizlik yapıyordum. Berivan da geldi bana yardım etti o gün okullar tatildi. Her neyse Berivan'ı mutfağa yolladım bana bez getirsin diye baktım uzun bir süredir gelmiyor. Bende gittim mutfağa baktım Berivan kanlar içinde yerde Haşim ağa kardeşimin bedenini isterken kardeşimde kendini korumak için bıçak çekmiş ama nafile Haşim ağa bıçağı elinden almak için uğraşırken zavallı kız kardeşimin boynuna saplanmış bıçak. Bende hayatta en değerlim o olduğu için sinir krizi geçirdim. Bir bıçak alıp Haşim ağanın karnına sapladım.

Cebrail: Sonra?

Sima: Sonra işte İstanbula kaçtım. Seni tanıdım. Benden korkabilirsin. Beni istemiyor olabilirsin.

Cebrail: Asla. Asla senden vazgeçemem. Sen bana ne yaparsan yap senden asla vazgeçemem. Aslında benim geçmişimde çiçek dolu bir bahçeden ibaret değil. Bende birini öldürdüm. Eski karımı.

Sima: Neden?

Cebrail: Ben Paris'e gitmiştim yıllar önce. Bir pavyona girdim. Orada onu gördüm Emelie. Yüzü diğer kadınlara göre oldukça saftı. O diğer kadınlar gibi değildi. Onun yanına gittim. Konuştuk. O öyle saftı ki tanıdığımda. Ona, bana bir söz vermesini istedim. Beni asla bırakmaması için. Söz verdi. Onu İstanbula getirdim. Lakin o bir hafta sonra gerçek yüzünü gösterdi. Beni sevmediğini, ona acı çektirdiğimi ve Paristeki o pis pavyonda yaşasaydım keşke gibi şeyler dedi. Ben onu seviyordum. Beni çok üzdü.

Sima: Ona ne acı çektirdin ki?

Cebrail: Ben sadece eğlenelim diye yaptım. Onun iradesini ölçmek için bir kaç gün sussuz ve aç bıraktım. Ama yemin ederim denemek için niyetim kötü değildi. Sonra ona bir hafta yerde emekleme cezası verdim. Ve hatta bir hafta boyunca havuzda kalma. Sonra beni öldürmeye kalktı. Hangi kadın kocasını öldürür ki? Onu bir 5 dakikalığına toprağa gömdüm. İnan sende duysaydın o çığlıkları çok gülerdin. En sonunda intihar etmeye kalkıştı onu son anda kurtardım biliyor musun? Bana o kadar hakaret eden kadını ölümden kurtardım.

BİR KADIN BİN OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin