BÖLÜM-4

4.7K 319 34
                                    

‘’Ne?Hayır!’’

Baekhyun isyan edercesine bağırırken, Chanyeol’un yüzünde oluşan sırıtmayı görmezden geldi. Hayatının şoklarından birini yaşıyordu ve gerçekten dünyası başına yıkılmış gibiydi. Uzun olan kağıdı cebine geri sokarken, kafeyi dolaşmaya başlamıştı.

‘’Şaka yapıyorsun değil mi?’’

Umutsuzca sorduğunda diğeri ona döndü ve omuzlarını silkti. Tamam, Chanyeol’den bahsediyorlardı. En son ne zaman şaka yaptığını unutan bir adamdan.

‘’Yapmıyorum.’’

Cevap netti. Baekhyun’un omuzları düşerken, bu adamla nasıl çalışacağını düşünmeye başladı. Her yerde karşısına çıkması yetmiyormuş gibi bir de çalıştığı kafeyi almıştı. Şimdi onu her gün görmek zorundaydı. 

‘Belki de istifa etmeliyim.’

Kendi düşüncesinin saçmalığıyla keyfi iyice kaçarken, kafedeki Chanyeol’u izlemeye başladı. 

Kırmızı saçlar, güzel gözler ve uzun bacaklar. Görünüşten yana bir sıkıntısı olmayan çocuğu uzun süre izledi. Daha sonrasında Chanyeol bir şey demeden, kafede huzursuz bir Baekhyun bırakarak çıktı.

-------

Eve geldiğinde yorgunca Jongin’e seslendi. Kardeşi salonda olduğunu belli edecek bir ses çıkardığında, yavaş adımlarla oraya yöneldi. Kendini kanepeye bıraktığında sıkıntıyla bir iç çekti.

‘’Neyin var?’’

Merakla sordu Jongin. Baekhyun gözlerini ona yöneltirken, konuşmaya ufak da olsa bir heves aradı. Ondan bahsetmek bile istemiyordu.

‘’Chanyeol.’’dedi istemeyerek.

‘’Bizim kafeyi almış.’’

Kardeşi şaşkınlıkla olduğu yerden kalkarken, diğerinin gözleri onu takip edemeyecek kadar tembeldi.

‘’Ne? Sen neden bahsediyorsun?’’

Baekhyun kendinde yeterli enerjiyi bulduğunda hafifçe doğruldu ve kardeşine döndü.

‘’Almış işte, bugün söyledi.’’

Kardeşi, ellerini saçlarına götürerek düşündü bir süre.

‘’İstifa et, daha iyi bir iş bulursun.’’

Küçüğe inanamayarak baktı. Bu çocuk cidden salaktı.

‘’Tabii. Üniversite okumayan birini herkes işe almak için çırpınıyor. Saçmalama.’’

Baekhyun, unutsuzca düşünmeye devam ederken, istifa etmeyi düşünüyordu. Yeni bir iş bulana kadar evin ve Jongin’in masrafları katlanırdı. Çaresizlik içinde kafasını kaşıdı. Gerizekalı Chanyeol ve onun lanet parası.

-----

‘’Günaydın günışığı.’’

Xiumin, ona doğru seslendiğinde, suratına ifadesizce baktı. Sanırım olanlardan haberi yoktu.

‘’Günaydın Xiu.’’

Diğeri ona doğru yol alırken, montunu çıkartıp önlüğünü giydi.

‘’Ne oldu, neyin var senin böyle?’’

Baekhyun tam cevap verecekken içeriye giren dev sayesinde susmak zorunda kaldı.

‘’Günaydın beyler.’’

Xiumin, anlamsızca Chanyeol’e bakarken, Baekhyun katıksız bir nefretle bakıyordu.

‘’Yeni patronunuza günaydın yok mu?’’

Cevap veren olmadı.

‘’Ah peki.’’

Uzun olan kafenin içine doğru yönelirken, Xiumin fısıldadı.

‘’Ciddi olmadığını söyle.’’

‘’Ciddi.’’ Dedi Baekhyun. 

‘’Ah Tanrım.’’

Xiumin rahatsız olmuş bir şekilde siparişleri almaya giderken, Baekhyun kasanın önündeki yerini aldı. Kapının açılmasıyla o tarafa dönen Baekhyun, beklediği kişinin geldiğini görünce yüzüne bir gülümseme kondurdu.

‘’Hey.’’

Karnındaki kelebekler, karşısındaki ona yaklaştıkça çırpınmalarını arttırırken, konuştu.

‘’Selam, Sehun.’’

Çocuk karşısına geçtiğinde, Baekhyun Chanyeol’un kendisine baktığını gördü. Keyfini kaçırmasına izin vermeden Sehun’un olduğu tarafa çevirdi başını.

‘’Bubble Tea?’’

Karşısındaki ona sırıttığında, gülümsemesi büyüdü.

‘’Çikolatalı, lütfen.’’

Ufak bir kıkırdamayla Bubble Tea’yi hazırlamaya başlarken arkasındaki çocuğun sesini duydu.

‘’Baekhyun, yarın piknik yapmaya ne dersin?’’

Heyecandan eli ayağına dolaşırken, hazırladığını dökmemeye çalıştı.

‘’Tabi, olur.’’

Bubble Tea’yi Sehun’a uzatırken, gözü Chanyeol’e kaydı. Hala onlara bakıyordu ama bu sefer o kadar sakin değildi. 

‘’O zaman yarın görüşürüz. Seni 12 gibi buranın önünden alırım’’

‘’Tamam, görüşürüz.’’

Parayı uzattı ve dükkandan çıktı.

------ Baekhyun, kafeden çıkmak için hazırlanırken yanındaki bedenin farkında değildi.

‘’Vay canına.’’

Korkuyla olduğu yerde zıpladı. Nefes nefese arkasına döndüğünde, Chanyeol’u karşısında buldu. Sıkıntıyla iç çekti.

‘’Ne var?’’

‘’Sehun’la pikniğe mi gidiyorsun?’’

Chanyeol merakla sorduğunda, karşısındaki sinirle ona baktı.

‘’Bundan sanane.’’

‘’Ben senin patronunum.’’

Sinir katsayısı gitgide artarken, montunu üstüne geçirdi.

‘’Patronlar ne zamandan beri çalışanların özel hayatına karışıyor?’’

Chanyeol, küçüğün isyaanı karşısında şaşkınca bekledi bir süre.

‘’Yarın işin yok mu Baekhyun.’’

‘’Bir günlüğüne Chen’e devrederim.’’

‘’İzin vermiyorum.’’

‘’O zaman istifa ederim.’’

Chanyeol, kısanın cesaretine şaşırarak konuştu.

‘’Onun için işinden mi vazgeçiyorsun Baekhyun?’’

‘’Sadece onun için değil.’’

‘’Neden?’’

‘’Seninle aynı ortamda bulunmak istemiyorum.’’

Chanyeol keyifsiz bir kahkaha attı. Diğerinin düşünmeden hareket ettiğinin farkındaydı ve bundan yararlanacaktı.

‘’Ah, bende maaşa zam yapacaktım. Bunu kaçıracak olman ne kötü. Kardeşinin masrafları ve yaşamak için para lazım değil mi? Yazık oldu.’’

‘’Yeni bir iş bulurum.’’

‘’Yeni iş bulana kadar ne yapacaksın Baekhyun?’’

Kısa olan bakakaldı. Bunu dün akşam da düşünmüştü zaten. Yeni bir iş bulma ihtimali çok düşüktü. 

‘’Kahretsin.’’ Chanyeol, sırıttığında ona bakmaya dayanamadı ve kapıdan çıkarken konuştu.

‘’Yarın o pikniğe gideceğim Chanyeol ve yerime Chen bakacak.’’

----

Saat 12’ye yaklaşırken kafenin önünde beklemeye başladı. Akşam Chen’i ikna edebildiği için kendiyle gurur duyarken, sabah tekrar Chanyeol’le atışmak her zamanki gibi keyfini kaçırmıştı. 

‘’Baekhyun.’’

Yolun karşısındaki Sehun’u gördüğünde, ona el sallayarak selam verdi. 

‘’Gel hadi.’’

Karşıya geçerken arkasına baktı. Gördüğü şeye şaşırmayarak çevirdi başını. Camda onu izleyen bir Chanyeol. ‘’Atla.’’

Kapısını açtığında, sevimli bir şekilde gülümsedi kısa olan. Diğeri de arabadaki yerini aldığında yola çıktılar.

‘’Nereye gidiyoruz?’’

‘’Sürpriz.’’

Hayal kırıklığıyla dudağını büzerken, Sehun onun bu tatlı hallerini sırıtarak izledi. ‘’Yeni patronunun Chanyeol olduğunu duydum.’’

Ve canı tekrar sıkıldı. İç çekti ve cevap verdi.

‘’Evet.’’

‘’Seninle bir sorunu mu var?’’

‘’Bilmiyorum, sanırım.’’

Sehun, ciddi bir şekilde Baekhyun’a baktı. ‘’Nasıl yani?’’

Bu konuşmanın uzamasıyla rahatsızca yerinde kıpırdandı.

‘’Kardeşim, kardeşine bulaştı. O da bana.’’

‘’Anladım, her zamanki Chanyeol.’’

Baekhyun, ona çevirdi gözlerini.

‘’Sen onu tanıyor musun?’’

Gözleri ciddiyetini bozmadan devam etti Sehun.

‘’Evet.’’

Elini çenesine götürerek bir süre düşündü.

‘’Sana da mı bulaştı?’’

Sehun’un elleri direksiyonu sıkıca kavrarken, kaşları çatıldı.

‘’Evet.’’

Baeekhyun şaşkın bir ses çıkardıktan sonra konuştu.

‘’Ne yaptın ki?’’

Elleri direksiyonu daha sıkı kavrayabilirmiş gibi kavrarken, parmak boğumları bembeyaz oldu.

‘’Hiçbir şey.’’

‘’Ne?’’

‘’Bahsettiğimiz kişi Chanyeol, Baekhyun.’’

Sehun haklıydı. Neden araması gerekmiyordu.

‘’Peki nasıl peşini bıraktı?’’

‘’Uzun hikaye.’’

Bu konuyu uzatmamak için devam ettirmedi. Uzun bir süre sessizlikten sonra Sehun konuştu.

‘’Önemli olan peşimi bırakması değil, benim ondan intikam alıcak olmam.’’

‘’Bu biraz tehlikeli değil mi?’’

Sehun, alayla ona baktı.

‘’Aslında bende biraz tehlikeliyim Baekhyun.’’

Merakla onu izledi kısa olan.

‘’Nasıl alacaksın peki?’’

Gözlerinde hafif tehlikeyle arabayı sürmeye devam etti. Dudaklarındaki alaycı gülümseme yerini aldığında, kısa bir süre tekrar Baekhyun’a baktı.

‘’Bunu sana söyleyemem.’’

KAİSOO

‘’Ah Tanrım, öğretmenin yüzünü gördün değil mi?’’ Kyungsoo endişeyle sordu.’’Bu bize fena patlayacak gibi duruyor.’’

Jongin, küçüğün kısa adımlarına ayak uydurmaya çalışırken diğer yandan sevimli yüzünü inceliyordu. Mr. Lee onları odasına çağırdığında ikisi de adımlarını hızlandırarak odanın olduğu tarafa yöneldi. 

‘’Kim Jongin ve Do Kyungsoo’’ Öğretmenleri onlara isimlerini tıslayarak söylerken sinirle kaşlarını çattı.

‘’Dersime gelmeme gibi bir lüksünüz olduğunu sanmıyorum.’’

Kyungsoo ve Jongin tedirgin bir şekilde ilk önce birbirine bakıp kafalarını tekrar Mr. Lee’ye çevirdiler.

‘’Özür dileriz efendim, bir daha olmayacak.’’

Öğretmenlerinin vereceği cezayı bilseler bile kendilerini gerilmekten alıkoyamadılar.

‘’Her neyse, gidin ve tiyatro odasındaki yapay ağaçları boyayın.’’
Vay canına.

‘’Peki efendim.’’

Saygıyla eğilerek odadan çıktıklarında nefeslerini bıraktılar. Mr.Lee’den bu kadar çabuk yıırtmalarına sevinerek tiyatro odasına vardılar.

‘’Şu ağaçlara bak.’’ Diyerek sızlandı Jongin. ‘’Ömrümüz burada geçecekmiş gibi hissediyorum.’’

Kyungsoo, Jongin’in işaret ettiği ağaçlara bakarken bu işin o kadar eğlenceli olmadığının farkına vardı. Karşılarında kocaman 6 ağaç vardı ve hiçbiri boyanmamıştı. Gerçekten ömürlerini alablirdi. ‘’Hadi başlayalım.’’

Jongin acı dolu gözlerini Kyungsoo’ya çevirdi ve yumruğunu havaya kaldırdı.

‘’Fighting Kyungsoo!’’

‘’Fighting Jongin.’’

Saatler sonra, ikili birbirine verdiği destek mesajını unutmuş halde yerde çaresizce işlerine devam ediyordu. Daha 3.ağacın yarısındayken pes etmeye çalışan Jongin, sinsice Kyungsoo’ya yaklaştı ve elindeki yeşil boyayı onun yüzüne sürdü. Kısa olan şokla gözlerini büyütürken diğeri sırıtarak ona bakıyordu.

‘’Bak bak.’’ Kyungsoo fırçasını kahverengi boyaya daldırdı. ‘’Demek birileri savaş istiyor.’’

Yavaş adımlarla Jogin’e doğru yürürken karşısındaki kendine kaçacak yer arıyordu. Kyungsoo, Jongin’i köşeye sıkıştırdığında fırçasını yüzüne geçirdi. Kahkahalarla yere yığılırken, Jongin bir eliyle yüzünü silmeye çalışıyor, diğer eliyle boyasını bulmaya çalışıyordu. Kyungsoo ayağa kalkıp geri geri kaçarken, Jongin eline boya kutusunu almış ona ilerliyordu. Sonra birden Kyungsoo yerdeki boyaya basıp dengesini kaybetti. Karşısındaki endişeden elindeki boyayı fırlatıp Kyungsoo’ya koşarken diğeri gözlerini kapatmış düşmeyi bekliyordu. Güçlü kolların onu tuttuğunu hissedince ilk önce tek gözünğ sonra iki gözünü de açtı. Yüzlerinin arasında santimler kalmışken Jongin fısıldadı.

‘’Senden hoşlandım Kyungsoo.’’

BAEKYEOL
FLASHBACK 

Bardan içeriye girdiğinde, gözleri kahverengi saçlı çocuğu aradı. Bulduğunda hızlı adımlarla ona yaklaştı ve yakasına yapıştı. Bardaki ses aniden kesilirken, diğerinin gözlerinde hiçbir duygu kırıntısı yoktu.

‘’Baekhyun’dan.Uzak.Dur.’’

Alayla sırıttı diğeri. Kızıl saçlı daha da sinirlenirken onu duvara çarptı. Elleri hala yakasındaydı.

‘’Neden?’’

Konuştuğunda, kendini kaybetmeye başladı. Konuşması bile canını sıkıyordu.

‘’O benim. Ondan uzak dur.’’

Çocuk ona sinirle baktığında, karşısındaki ellerini boynuna yöneltti ve hafifçe sıktı. Ancak diğeri konuşmaktan vazgeçmedi.

‘’Sen benim olandan uzak dursaydın, ona hiç bulaşmazdım Chanyeol.’’

Gözleri ateş saçarken ellerini biraz daha sıkılaştırdı.

‘’Ben bir şey yapmadım. O istedi.’’

Diğeri, nefes almakta zorlanmaya başlasa da susmamakta kararlıydı.

‘’O beni seviyordu.’’

Chanyeol, barı inletecek bir kahkaha attı.

‘’Kendini kandırma. Luhan en başından beni seviyordu.’’

‘’Yalan söyleme Chanyeol.’’

İsmini onun ağzından ikinci kere duyduğunda ellerini daha da sıkılaştırdı. Karşısındaki adam çırpınmaya başladığında, gözlerinin içine baktı.

‘’Ben yalan söylemem.’’

Bardakiler çocuğun cesaretine şaşırırken, Chanyeol’un yaydığı dehşetten korkuyorlardı.

‘’Luhan sana gelip benimle ya dedi değil mi? Buna inanmamı bekleme.’’

Chanyeol, çocuğun boğazını serbest bıraktı ancak ellerini yakasına tekrar geçirdi.

‘’Öyle dedi. Benden vazgeçmek için bunu öne sürdü. Ve bende yaptım.’’

‘’YALAN SÖYLEMEYİ BIRAK!’’

Ona bağırmaya cürret eden çocuğa baktı. Bardakiler nefesini tutarken, Chanyeol yumruğunu karnına geçirdi.

‘’BEN.’’

Diğer yumruğu geçirdi.

‘’YALAN.’’

Yere düşen çocuğa tekme attı.

‘’SÖYLEMEM.’’

Kimse onu durdurmaya cesaret edemedi. Edemezdi de. Diğeri zorlukla ayağa kalkarken, sırıttı.

‘’Aynılarını sana yaşatacağım Chanyeol.’’

Adını söyleyen çocuğa yaklaştı, hafifçe eğildi ve fısıldadı. Sesi tüm nefretini yansıttı ve buna gözleri de dahil oldu.

‘’Ona dokunursan hayatını cehenneme çeviririm, Sehun.’’

Y/N: Arkadaşlar normalde Bakyeol bana aitti ve Kaisoo’yu bir arkadaşım yazıyordu. Şu an arkadaşım yazamayacak durumda olduğu için ben yazdım ve cidden Kaisoo yazamadığımı farkettim. Ve bölümler çok geç geliyor lütfen kusura bakmayın, çok özür dilerim. Beğenmeniz dileğiyle ve ayrıca olaylar daha başlamadı yeni yeni başlıyor, okumamazlık etmeyin :’). Seviliyorsunuz.(Bu arada sadece Kaisoo olan bir bölüm yazabiliriz.)

SHADOWHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin