BÖLÜM-16

2.8K 196 20
                                    

( It was dark and I was over

Until you kissed my lips and you saved - http://youtu.be/FlsBObg-1BQ )

   Chanyeol dünyanın başına yıkıldığının farkındaydı. Kyungsoo'nun nerede olduğunu bulamamıştı. Park Chanyeol, belki de hayatında ilk kez bir işte çuvallamıştı.

   Eve doğru ilerlediği yolda, etrafına karanlık enerjisini saçarak ilerliyordu ve aklından şıkladı eliyordu. Birden bulduğu isimle adımlarını hızlandırdı ve eve adeta fırtına estirerek girdi.

   Aniden açılan kapıyla olduğu yerden zıplayan Baekhyun, gelene baktığında gerildi ve onun yanına koşturdu.

  "Ne oldu?" Dedi endişeyle. Chanyeol arabanın anahtarlarını hızla kaptığında onun peşinden garaja ilerledi.

  "Chanyeol ne oluyor?" Diye yeniledi. Tekrar cevap alamayınca kolunu tutmayı denedi ancak uzun olan kendini ondan kurtardı.

  "Nereye gidiyorsun?"

   Ve yine cavap alamayınca kendisini arabanın önüne attı.

  "Baekhyun acelem var."Diye tısladı sinirle Chanyeol. "Sana zarar vermek istemiyorum, şimdi yolumdan çık."

   Baekhyun, ısrarla önünden çekilmediği için arabayı çalıştırdı ve biraz ilerledi.

  "NE YAPIYORUSUN!?" Diye bağırdı üstüne gelen arabayı görünce. Onun gözleririn bu kadar kararacağını tahmin etmemişti

  "ÖNÜMDEN. HEMEN. ÇIK. BEBEĞİM."

   Uzun olan da sesini yükselttiğinde, diğer beden dolan gözlerini saklayarak yolundan çekildi. Arabayla son sürat yola çıkan  Chanyeol, dikiz aynasına baktığında ağlayan sevgilisini gördü ama yoluna devam etti.

   Baekhyun, yaşadığı şoktan çıktığında, gözyaşlarını silerek eve girdi ve uzun olanı beklemeye başladı.

   ---------

   Jongin, adımlarının onu sürüklediği yere gittiğinde, kendini her zaman Kyungsoo'yla geldiği parkta buldu. Her yerde gezindikten sonra, kendini yorgunca banka attı.

  "Nerdesin Kyungsoo..." Diye fısıldadı yavaşça. Bir süre daha kendiyle başbaşa kaldı ve yanına gelen bedeni fark edemedi.

  "Burada tek başına ne yapıyorsun Jonginnie." Dedi yumuşak bir ses. Jongin, olduğu yerde zıplarken, diğer beden onu gülümseyerek izliyordu.

  "A-ah, ben dü-düşünüyordum."

  "Kyungsoo?"

  "Evet, Kyungsoo.."

   Karşısındaki ona hafif bir gülümseme sunduğunda, Jongin dolan gözlerinden birkaç damla düşmesine izin verdi.

  "Hey, neyin var böyle. Aranız mı bozuk?" Dedi merakla diğeri.

  "Hayır." Dedi üzgün sesiyle. "O, o kaöırıldı."

   Şaşkınca açılan ağzını zorlukla kapattığında, Jongin'e döndü ve onu izledi. Yıkılmıştı, çaresizdi ve ağlamaktan gözleri şişmişti.

   "O-onu bulamıyoruz Taemin. C-Chanyeol bile bu-bulamıyor." Dedi hıçkırıklarının arasından. Karşısındaki çocuk ona sarıldığında, başını omzuna yasladı ve kollarını ona doladı. Jongin, hıçkırarak ağlarken, Taemin'de sakince onun saçlarını okşuyordu.

  "Umutsuzluğa kapılamazsın canım." Dedi şefkatle çıkan sesiyle. "Her zaman bir umut vardır. Onu bulacaksınız."

   Jongin, onun omzundan başını kaldırdığında sakince kafasını salladı ve gözyaşlarını silerek, gülümsemeye çalıştı. "Her zaman umut vardır."

SHADOWHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin