Merhaba motherfuckerszz! İki bölüm Clark'ın ağzıyla geçti. Bu bölümüde John'un ağzıyla anlatacağım. Bakalım hikaye John'un açısından nasıl gidiyor. Bakalım John neler düşünüyor. Umarım bu şekilde karışık olmuyordur. Hikayeyi en iyi bu şekilde anlatabilirim diye düşünüyorum. İyi okumalar ve yorumlamalar ;D
Multimedia-(John)
'John, Ben çok üzgünüm. İlk deneme için biraz ürkek davrandım biliyorum ama işe yarıyor. Bir dahaki deneme daha başarılı olacak. Söz veriyorum. Dediğim gibi sadece biraz daha pratiğe ihtiyacım var.' Cynthia bornozunu çıkarmış yavaş yavaş üstünü giyinirken bir yandan benimle konuşuyordu. Böyle düşünüp kendini üzmesini istemiyordum. 'Üzülme.' dedim. 'Dediğim gibi hiçbir şey için acelemiz yok. Sadece rahatla ve bir dahaki denemede yalnızca bana odaklan. Geçmişini o an için tamamen sıfırla. Biliyorum bu senin için çok zor olacak ama her denemede biraz daha ilerleyeceksin.' 'Peki. Elimden geleni yapacağım özelliklede Diana gibi orospulara bakmaman için.' 'Kim? Ben mi? Ben ona o açıdan bakmadım Cynthia.' 'Hangi açıdan baktın John? İki ateşli hatun görünce azıyorsun , hiç salağa yatma bence sen istersen.' Cynthia bu konuda ne dese haklıydı. o gün gerçekten aklım başka bir yerime kaçmıştı ve teslim olmaktan başka çarem yoktu şu anda. 'Evet. Kabul. Kendimi kontrol edememiştim en fazla bakma olabilirdi bu Cynthia. Daha fazlası olamazdı. Artık böyle bir sorunumuzda kalmadığına göre bunları tartışmanın bir anlamı yok.' 'Olamazdı tabii kide. Olsaydı seni çükünden tavana asardım John. Sonra da yine çükünden keserdim ve acı acı can verişini izlerdim.' Cynthia sinsice gülümsedi. Bu söylediğini duyunca bana bir gülme geldiki kendimi tutamayıp yarıldım. 'Sen gerçekten... bir... ahaahaha... bir canisin... Cy...Cynthiahahaha...' Cynthia beni kolumdan tutup kaldırdı. 'Bugün bu oteldeki bedava olan son günümüz biliyorsun değil mi beyefendi?' 'Ne? Ben birgün daha var sanıyordum.' 'Sen öyle san. Bugün kıçımıza tekmenin basıldığı gün. Şimdi ne yapacağız?' Cynthia'ya söylemiyordum ama bende kaç gündür bunu düşünüyordum ve bir çözüm yolu bulamıyordum. Bu sahte kimliklerle farkedilmemiz zaten çok yakındı. Farkedilmeden gerçek kimliklerimize geçip yürüttüğümüz süper markette çalışmak belkide tek seçenekti. Diana'yı bir şekilde atlatabilirsek bunu yapmak çok kolaydı. Cynthia'ya döndüm ve 'Süper markete gidiyoruz. Artık orada kalacağız. Sahte kimlikleri çıkarıyoruz ama ondan önce Diana'yı bir şekilde atlatmalıyız. Ona büyük bir miktar para teklifi ettik. Bir yolunu bulup bu işten sıvışmalıyız.' Cynthia şaşırmış gibi görünüyordu. 'Bunu nasıl yapacağız? Bu süper marketin bağlı olduğu market zincirleri var. Biz orada ne olarak çalışacağız. Ne yapacağız. Yapamayız John. Birgün yakalanacağız diye ödüm patlıyor. Bence en iyisi iş aramak. Hiçbir şeyi riske atamayız.' 'Saçmalama! Böyle karlı bir işi başka nasıl bulabiliriz? Kimliklerimizi değiştireceğiz diyorum sana. İsveç vatandaşı olacağız. Adımızı soyadımızı değiştireceğiz. Şimdi hemen burayı terk edelim ve Diana'dan nasıl kurtuluruz onun yolunu bulalım.' Cynthia tedirgin bir şekilde başını sallayıp beni takip etti. Ben sırt çantamı taktığım gibi merdivenlerden aşağı uçtum. Biraz sonra Cynthia beni yakalamıştı. Resepsiyonist kaldığımız hergün bizden biraz daha kıllanıyor gibiydi zaten. Hiç şüphe uyandırmamaya çalışarak gözünü sürekli üzerimizde tutan resepsiyoniste yöneldim. 'Siz nasıl otel işletiyorsunuz? Bu ne rezalet? Biz şimdi buradan ayrılıyoruz. Böyle iğrençlik görmedim. Sizin yüzünüzden eşim incittiği kemiğini kırıyordu. Ne lanet bir yer burası böyle!' Resepsiyonist her konuşmamla biraz daha masanın altına doğru çöküyordu. Etraftaki müşteriler pür dikkat kesilmişti. 'Nasıl efendim? Bir eksiğimizi mi gördünüz yoksa? Ne olduysa hemen hallederiz. Yeterki rahatsız olmayın. Ne oldu karınıza? Kötü birşey mi yaşadınız?' Resepsiyonist yalvarma moduna geçmişti. Cynthia yine bana şaşkın şaşkın bakıyordu. 'Odamızda koca koca iki tane fare geziniyordu. Birisi yüzünden eşim az kalsın küvette incittiği kemiğinin üzerine düşüyordu. Bir tanesi dolabın içinden çıktı. Yemeklermizin üstünde gezindi. Bu ne dikkatsizlik! bu ne pislik bir ortam!' Resepsiyonist duyduklarına inanamıyormuş gibi görünüyordu. Cynthia'ya anlayacağını umarak kaş göz işareti yaptım. Sızlanması için işaret veriyordum. Bunun üzerine Cynthia'da başladı. 'Ben bu otele dinlenmeye geldim. Fare kovalamaya değil. Söyler misiniz bana küvetin içinde fare ne gezer? Sizin işletmenize de servisinizede...' Cynthia daha ileri gitmeden onu kolundan tutup durdurdum. Resepsiyonist pembeden kırmızıya,kırmızıdan mora, mordan da yeşile dönmüştü. Müşteriler aralarında isveççe bir şeyler mırıldanıyordu. 'Efendim lütfen hatamızı telafi etmemize izin verin. Lütfen sizi 1 ay ücretsiz ağırlayalım. Ya da istediğiniz herhangi birşey varsa yapalım. Söylemeniz yeterli. Dikkatsizliğimize verin. Ne dersiniz?' Resepsiyonistin bu önerisi üzerine Cynthia bana 'kabul edelim' bakışı attı. Ona 'olmaz' bakışı attım ve 'Bu rezalet yerde 1 ay daha mı kalalım yani? Bu iğrenç otelde değil 1 ay 1 dakika bile durulmaz. Hadi Courtney! Hemen çıkalım şurdan.' dedim. Cynthia'yla atarlı bir şekilde oteli terk ettik. Arabaya atlayıp oradan uzaklaştık.
![](https://img.wattpad.com/cover/11730485-288-k938411.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aykırı Öküz ♂ ♀
RomanceCynthia son derece sıradan bir iş kadınıyken sürekli ilgisini çekmeye çalıştığı sevgilisi Zedd tarafından açık bir şekilde aldatılınca teselliyi kendi çalıştığı şirketin yakışıklı Genel müdürü Clark'ın kollarında bulur. Hayatı başını döndüren bir hı...