Elias ve Elsa

398 32 16
                                    

Merhaba öküzcükss! Bundan sonra sizlere öküzcüklerim olarak hitap etmek istiyorum. Clark'lı John'lu birkaç bölümü geride bıraktık. İkisininde neler planladığını az çok öğrendik. Şimdi Cynthia'nın sırası. Bakalım John'la Cynthia götlerini bu işten kurtarabilecekler mi. Yorumlar havaya! Muhteşem okumalar! ;3

Multimedia-(John)

'John! Diana sürtüğü geldiğinde seni mercek altına alıp en ince hareketini bile süzeceğim. Hatırlatayım dedim.' Oturduğu kütüğün üstünde elinde bıçakla yerden bulduğu sopanın üstünde şekilsiz oyuklar açan John'a imalıca gülümsedim. Kafasını kaldırmadan 'İncelee. Sanki hiç göt görmedik. Çok meraklıydım zaten.' diye mırıldandı. Bu hallerine için için gülüyordum. 'Hımm. Göreceğiz. İşte geliyor. Kalk hadi. Zengin pozisyonuna gir.' John elindeki bıçakla, dakikalardır oyduğu sopayı kütüğün arkasına gizleyip ellerini çırptı ve ayağa kalktı. Diana yaklaştıkça sinirlerim daha da zıplıyordu. Yok bu kızın beyni götüne kaçmıştı. Ben daha geçenki buluşmada ona tehditler savurayım bu sürtük hala inatla ve azimle göt deliğini gösteren kıyafetlerle gelsin. 'Merhaba Marc. Görmeyeli daha da yakışıklanmışsın. Nasılsın?' ağzını yaylandıra yaylandıra John'la konuşuyordu. İçimden almanca saymaya başlamıştım. 100'e kadar sayabiliyordum. Ben 5'teydim. John hiçbir şey söylemeden çeki uzattı. 'Oooww! Marc! Sana sarılabilir miyim?' 20,21. 'Marc bunu kutlamalıyız!'. 55,60. 'Babamın bir teknesi var. Bu gece onunla denize açılabiliriz. 'Baş başa.'' 100. 'Öhm. Ehm. Dianacığım. Limon kabuğum. Hindistan cevizi sütüm. Sen açılmak mı istiyorsun?' 'Evet. Hem de bu gece. Kazandıklarımın şerefine.' 'Hımm. Demek öyle. Peki soğan cücüğüm. Ben seni çok güzel açabilirim. Bunun için ta denizlere gitmene gerek yok. Gel buraya kabak çiçeği kırıntılı kıymalı çikolatam. Gel ben seni bir güzel açayım. Rahat rahat açıl gel.' Pençelerimi Diana sürtüğünün saçlarına sabitlemiş hırlıyordum. John bu halimden epey tırsmışa benziyordu. 'Bırak beni, delirmişsin. Caniii, bırak beni! Marc! Marc kurtar beni bu cadalozun elinden.' John bizi ayırmaya yeltendiği vakit onu tek bir el hareketiyle geri itiyordum. İlk önce uzun tırnaklarımla derisinin üstünde izler bıraktım. Sonra onu kütüklerin üstüne yatırıp tekme tokat giriştim. Her savunma girişiminde saçlarından tutup kafasını toprağa toprağa geçiriyordum. Bu oldukça eğlenceliydi. Dolgun zenci dudaklarını kanatıp patlatmıştım. Çeki eline alarak bir sağa bir sola savrularak döne döne nasıl kaçtığını bilemeden toz oldu. Rahatlamanın verdiği esneklikle hiçbir şey olmamış gibi sopa oyma eylemine kaldığı yerden devam eden John'a dönerek 'Eveet! Buda böylece bitmiş oldu. Elveda yeşil lensler. Elveda sepet şapka. Elveda eldivenler. Elveda takma saçlar. Yee haaww!' Üstümde sahte olan ne varsa hepsini bir kenara fırlatıp attım. Sonra John'un yanına giderek takma sakallarını ve peruğunu çıkarttım. Bütün sahte kıyafetleri bir araya toplayıp ateşe verip yaktık. 'Şimdi nereye gidiyoruz sevgilim?' 'İsveç vatandaşı olmaya gidiyoruz cani sevgilim.' 'Hahahaha! Cani mi? Ben mi? Ahahaha Yok artık. O niye o?' 'Ya da kıskançlığın sözlükteki tanımı sevgilim mi demeliydim?' 'Eüümm! Evet bak bu doğru bir tanım oldu.' 'Cadalozsun kızım sen!' 'Sadece sürtüklere öyleyim bebeğim. Hadi gidelim o zaman!' John uzun kollarından birini omzuma atarak ve gülümseyerek yürüdü.

 

 'Elias ve Elsa! Elias ve Elsa! Bu isimler çokkk güzelll!' diye çırpındım. John yeni kimliğini yüzünün yanına tutarak gülümsüyordu. 'Ben artık Elias'ım Elsa!' 'Off John! Ben nasıl sana Elias demeye alışacağım?' 'John demeyerek başlayabilirsin mesela Elsa.' 'Hahaha. Pekala Elias artık İsveç vatandaşı olduğumuza göre sana Elias demeye alışacağım.' 'Pekala artık seni eğitme zamanı bebek.' 'Derken?' 'Spora başlıyorsun. Mekik,şınav,barfix... aklına gelebilecek herşey!' 'Neeee? Barfix mi? Ben çekemem. Şınavda çekemem ben. Spordan kastının koşu olduğunu sanıyordum ama ben.' 'Şaka mısın kızım? Benim yağtığım sporların hepsini sende yapacaksın. Güçlenmek zorundasın. Dikkat et güçlenmelisin demiyorum. 'Zorundasın' diyorum. Kemiğinde iyileştiğine göre, artık beklemenin bir gereği yok. Şimdi spor salonuna gidiyoruz.' 'John, dur bir dakika. Kalbime mi indirmek istiyorsun? Yavaş yavaş başlasaydık bari. En azından bugün kendimi psikolojik olarak hazırlasaydım.' 'John yok canım. Elias. Lami cimi de yok. Spor salonu var, çalışma var... Hadi canım hadi.' 'Yaa John... Bir gün daha lütfen lütfen. Ahhhh! Ne vuruyorsun? Omzum çöktü.' 'Hiçbir şey olmadı. Kapı gibisin! Yaparsın sen. Hadi bugün hepsinden 50 50 başlayalım. Yine iyisin.' '50 50 mi? Yani... 50 barfix, 50 şınav filan gibi mi?' 'Aynen öyle! Gibiyi at. Başlangıç için bu. Dua etki bugün yumuşak günümdeyim.Yoksa 70'ten başlatmayı düşünüyordum.' '70'den mi? Aağğağğağa John!' 'John değil Elias. Hadiii.' Teslim olmuştum. 

Aykırı Öküz ♂ ♀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin