Multimedia-(John ve Joe)
Tatilin son günüydü. Yavaş yavaş bu yere ve burada yaşadığım şeylere veda etme vakti gelmişti. Ama ben bu son günü de odamda oturarak geçiriyordum. Hiç bir yere çıkmak istemiyordum. Hiç kimsenin yüzünü görmek istmiyordum. Özellikle John ve Clark'ı hatırlamak dahi istemiyordum. Onların yüzüne bile bakacak gücüm yoktu. Clark'ın o gece ki bakışlarını hatırladıkça gözlerimden aşağı yaşlar süzülüyordu. Onu tamamen kaybetmiştim belkide ve ben o ana kadar bu durumun ciddiyetinde değildim. Sanki onu hiç kaybetmeyecekmişim gibi geliyordu. Sanki beni hiç bırakmayacakmış gibi. Bırakmazdı da. Benim yaptığım salaklıklar onu engellemese bırakmazdı. Sözümü bitirmeme bile fırsat vermeden çekip gitmişti. Ne düşünüyordu peki? Cümlemi aklında nasıl tamamlamıştı? John'la yattığımı filan mı düşünüyordu? Eğer öyle birşey aklından geçirdiyse onu nasıl ikna edecektim? Daha doğrusu onu gerçekten ikna etmek ,onu sevdiğime inandırmak istiyor muydum? Bilmiyordum. Kendimden hiç emin olamıyordum. Onu sonradan daha büyük bir hayalkırıklığına uğratmak istemiyordum. Bu çok ağır gelirdi. Ona da bana da. Onun iyiliğini düşünmek zorundaydım ve kendimden emin olana ,onu gerçekten sevdiğimi kalbimle onaylayana kadar ondan uzak durmalıydım. Ama ya beni yanlış anladıysa? Ya ben ona hiç açıklama yapmadığım için kafasında John'la yattığımı filan düşünüyorsa? Bu sefer hiç şansım olmazdı. Ne yapacağımı hiç bilmiyordum. İkisiyle de aynı şirketteydik ve sürekli yüz göz olmak zorundaydık. Bu işin içinden nasıl çıkacağım büyük bir belirsizlik ve benim için büyük bir sıkıntıydı. İçimde büyük bir tedirginlik ve korku vardı. İç çekerek boşalan çay bardağımı yeniden doldurmaya gittim. Kapı çalıyordu. Bardağı tezgahta bırakarak kapıya doğru gittim. Kapı ard arda yumruklarla çalıyordu. Korkuyla karışık bir şekilde kapının penceresini usulca açtım. John ateş püskürür bir surat ifadesiyle karşımda dikiliyordu. 'Kapıyı aç!' diye bağırdığında o anki korkumdan ne yaptığımı bilmeyerek kapıyı bir anda açıverdim. John hışımla içeri girdi ve kapıyı kapattı. Kapattığında çıkan sesle yerimden zıpladım ve geri geri gittim. 'Anastasia'ya anlattıkların doğru mu?' John öyle sinirlenmişti ki sinirden adeta elleri titriyordu. Kollarındaki damarlar ciddi derecede belirginleşmişti. 'Ben Anastasia'ya hiç birşey söylemedim.' dedim sakinliğimi korumaya çalışarak. ' Yalan söylemeyi kes! Seninle biz ne zaman seks yapmışız da ne zaman be seni buna zorlamışım? Ormanda sana dokundum mu? Seni yanıma bile çağırmadım ben. Kendin geldin ,sürtündün. Geçen gece kollarıma atlayan da sendin!' John sözlerini bitirir bitirmez haksızlığa uğramış olmanın ve şaşkınlığın verdiği sinirle ağlayarak ' Ben ona hiç birşey demedim! Hepsini kendi uydurmuş! Dün gece benim yanıma gelerek bana senden bahsetti. Ahhh! Anlamalıydım zaten. O orospuya güvenilmeyeceğini anlamalıydım! John bu sadece bizi birbirimize düşürmek için uydurulmuş bir yalan. Ona inanmamalısın.' dedim. Bu sefer John yine sinirle ' Demek öyle! Peki niye erkek arkadaşın da aynı şeyi düşünüyor?' diye sordu. ONa hayretle baktıktan sonra ' Nasıl yani? Clark sana ne söyledi? Çabuk söyle! Clark sana ne söyledi?' diye bağırdım. John terlemeye başlamıştı. Üstündeki mavi ince tişörtü hızla çıkarıp attı. Üstü çırılçıplak kalmıştı. Sıkıntıyla saçlarını düzelttikten sonra devam etti. ' Bana senin benimle yatmış olabileceğini düşündüğünü söyledi! Ve her nedense bunun sorumlusu olarak beni gösterdi.' 'Peki Bu kendi düşüncesi miydi? Yoksa Anastasia mı söylemişti? ' Acaba bunu ona düşündüren kişi sen olabilir misin kaltak? Dün yeterince seni tanıdım. Bana kendini haklı göstermeye çalışma sakın! Sen tam bir kaltaksın! İğrençsin. Seninle soluduğum havadan bile tiksiniyorum. ' Bu sözler bardağı taşıran son sözlerdi. Artık sinirden gözüm dönmüştü. ' Kimin kaltak olduğunu sen daha iyi biliyorsun John. Kaltak senin buruşuk eski sevgilin! Dün gece kendi ağızıyla dedi fahişelik yaptığını. Onu fuhuştan nasıl çekip çıkardığını tüm ayrıntılarıyla o anlattı. Şimdi o kadar adamı içine almış birisiyle sevgili bile olabilirken sana sadece sarılmak isteyen bir kıza güvenememen sence de biraz fazla komik değil mi? Milyonlarca iğrençliği yapmış birisiyle değil aynı havayı soğumak aynı yatağı bile paylaşabilirken şimdi bana söylediklerin sence de biraz çelişkili değil mi?' Bu sözler üzerine John şaşkınlıkla arkada ki koltuğa çöktü. ' Cynthia... öyle birşey yok... Bunları sana Anastasia'mı anlattı?' John tartışmaktan yorulmuş gibiydi. Usulca karşısındaki koltuğa oturdum. ' Evet. Dün gece gelip bana bunları anlattı ve ben de inandım. Yani...' John sözümü yarıda kesti. ' Evet yani ikimizde keklendik. Üfff! Lanet olsun!' John sinirle elini koltuğun başına vurdu. Koltuk resmen içine göçmüştü. Sonra başımı döndüren bir hızla ayağa kalkıp bir ileri bir geri yürümeye başladı. ' Ben çok üzgünüm. Söylediklerim için. Ahhh! Sen haklıydın. Nasıl bu kadar kör olabildim? Özür dilerim Cynthia. Gerçekten...' John'dan böyle sözler duymanın vermiş olduğu etkiyle narkoz yemiş gibi oldum. Hafif şaşkınlıkla ayağa kalktım ve kolundan tuttum. ' John ,sinirlerine hakim olmayı ,önyargılarından kurtulmayı ve karamsar düşünmemeyi öğrenmelisin. Lütfen oturur musun?' John ilk defa beni dinlemişti. Benimle ben varmışım ,onun etrafındaymışım gibi iletişim kuruyordu. Hafifçe başını sallayarak koltuğa yeniden oturdu. Sonra benimle konuşmaya başladı. ' Ben... ben kendime gerçekten inanamıyorum. Hala Anastasia'ya güvenebiliyorum. Gerçekten çok komik! Ama o görecek! Bunların hepsinin hesabı tek tek verilecek!' John'un intikam alma arzusunu görünce aklıma Clark'ın ben John'a sinirlendiğimde söylediği söz geldi. Hafifçe gülümseyerek John'a döndüm. ' Hayır John! Onun gibi davranarak onu cezalandıramazsın. İntikam almak yok! Unutma ,Zayıf insan intikam alır ,güçlü insan affeder ,zeki insan ise umursamaz. Biz de bunu yapmalıyız. Umursanmamak ona verebileceğimiz en büyük cezadır. Bizi birbirimize düşüremedikçe çılgına dönecektir. Onu ondan intikam alacak kadar değerli görme.' Hafifçe gülümsedim. John bu kez çok farklı bakıyordu. Bakışlarında lk defa etkilenme sezinliyordum. Ve Beklemediğim birşeyi daha yaptı. Gülümsememe karşılık verdi. Evet John gülümsememe karşılık verdi. ' Haklısın. Bu sefer senin dediğin gibi olsun. Bu arada erkek arkadaşınla konuşmalıyım sanırım. Durumun yanlış anlaşıldığını benden duyması daha ikna edici olur değil mi?' dedi ve ayağa kalktı. Başımı evet anlamında salladıktan sonra John'u kapıya kadar geçirdim.
Saatler sonra oturduğum koltuktan yine bir kapı çalınmasıyla kalktım. Gelen Clark'tı. Beklediğim gibiydi. Yüzü gülüyordu ve mutlu görünüyordu. Sadece yüz ifadesinden bile John'la konuştuğu anlaşılıyordu. Onu içeri aldığımda gülümsemesine karşılık verdim ve onu John'un oturduğu koltuğa oturttum. 'Cynthia...' 'Clark Ben...' ikimizde aynı anda konuşmuştuk. Clark bana öncelik vererek kendi konuşmasını tuttu. Bence de tutmalıydı. Çünkü durumu ikimiz içinde zorlaştırmak istemiyordum. Derin bir nefes alarak konuşmaya başladım. 'Clark... John sana ne söyledi bilmiyorum ama... Ben o gece John' a sarıldım. Hem de... bir şekilde isteyerek sarıldım.' Clark şaşkınlıkla sözümü kesti. ' John öyle birşey söylemedi. Aranızda hiç birşeyin geçmediğini söyledi. Sen o gece giderken ayağını incitmişsin ve o da sana yardım etmiş. Fakat sen yine de bu durumun benim tarafımdan yanlış anlaşılabileceğini düşünüp saklamasını istemişsin.' Bunu yapmak hiçte kolay olmuyordu. Gözlerim yine dolmuştu. ' Yalan söylemiş işte! Anlasana! Seninle aramın bozulmasını istememiş! Ama ben bunu yaptığımı bile bile seninle devam edemem Clark. Ben dün gece John'a sarıldım. Evet sarılmak belki abartılacak bir hareket değil ama nedenini bilmediğim bir şekilde isteyerek sarıldım ben ona. Şimdi senden bunu saklamam ne kadar doğru olur? Senin gibi birisini haketmiyorum ben Clark. Sen mükemmel birisin. Hatta mükemmelin de ötesindesin belki. Ama... ama ben duygularımdan emin değilim. Seni hayalkırıklığına uğratmak ya da üzmek istemiyorum. Lütfen uzak duralım birbirimizden. En azından bir süre, Yani ben duygularımdan emin olana kadar. Olur mu?' Clark dünyası başına yıkılmış gibi görünüyordu. Hiç birşey söylemeden ayağa kalktı ve hızla kapıdan çıkıp gitti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aykırı Öküz ♂ ♀
RomantiekCynthia son derece sıradan bir iş kadınıyken sürekli ilgisini çekmeye çalıştığı sevgilisi Zedd tarafından açık bir şekilde aldatılınca teselliyi kendi çalıştığı şirketin yakışıklı Genel müdürü Clark'ın kollarında bulur. Hayatı başını döndüren bir hı...