Satır arası yorumlarda buluşalım ^^Keyifli Okumalar!
"GİRİŞ - II"
...
Eylül, 2016
Eylül.
Sonbaharın habercisi olan, yazı beraberinde götüren ay.
İçinizi titreten fakat bir o kadar da sizi rahatlatan meltem rüzgarlarının estiği ay.
Tam şu anda olduğu gibi dışarda esen tatlı ve sert rüzgarı gözlemliyordum. Dışarısı sokak lambaları sayesinde aydınlanırken, karşımdaki denizin dalgaları da hafifçe olduğu yerde süzülüyordu. Hava soğuk değildi fakat sıcakta değildi. Hava, yalnızca ruhumu okşayacak kadar bir hissiyat veriyordu. İlginçti. Daha önce böyle bir hissi benliğime kabul ettiğimi hatırlamıyordum. Sahi... Ben kendim için neyi iyi yapıyordum?
Odadaki saatin tik takları arasına bir ses karıştığında, gözlerimi masasında oturan ve bana ilgiyle bakan doktoruma çevirdim. Elleri birbirine kenetlenmişti ve dikkatle yüzüme bakıyordu. Üzerine giydiği doktor önlüğü ona gerçekten çok yakışıyordu, üstelik kırklı yaşlarında olmasına rağmen birçok gence taş çıkaracak bir yüze ve yüksek auraya sahipti.
Yeşil gözlerim, yeşil gözlerine değdiğinde hafifçe gülümsedi ve biçimli dudakları aralandı.
"Sen geleli on beş dakika oldu ve hala konuşmadın. Artık konuşabilir miyiz?" diye sordu, sakin ve nazik bir ses tonuyla. Psikiyatristlerin ortak özelliği bu galiba diye düşündüm. Hastana her zaman nazik ol ve sakin bir ses tonuyla, özellikle düzgün bir diksiyon ile konuş.
Dilimin ucuyla kurumuş dudaklarımı ıslattım. Ellerimi birbirine kenetlemek istedim fakat çok zordu. Sürekli hareket halinde olmak istiyordum, beş dakika otursam bir şey olacakmış gibi geliyordu. On beş dakikadır hareketsiz bir şekilde burada oturmamı kıyaslarsak, birazdan başıma çok kötü bir şey gelebilir, hatta ölebilirdim bile.
Dudaklarımdan titrek bir nefes kaçtı, daha sonra yavaşça yutkundum. Doktorum direkt benimle göz temasına geçiyordu ve bundan hoşnut değildim. Biriyle konuşurken de çok fazla göz temasında bulunmazdım, rahatsız ediciydi.
"Bugün ne konuşacağız?" diye sordum kısık bir sesle. Doktorum Enver Bey yine gülümsedi ve masasına biraz daha yaklaşarak konuşmaya başladı. "Bugün tam üç hafta oldu ve tedaviye henüz bir yanıt vermedin."
Tekrar yutkundum. Tedaviye yanıt vermek benim için o kadar zordu ki, anlatamazdım. Anlatılmaz yaşanır denilen o klişe laf benim için söylenmiş olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐘𝐀𝐋𝐀𝐍𝐂𝐈 𝐌𝐀𝐒𝐊𝐄
Mystery / ThrillerGece, Anoreksiya Nevroza hastasıdır ve bir Psikiyatr ile tedavi görür. Psikiyatr Enver'in, yıllar önce Akıl Hastanesi'nde tedavi ettiği hastalarıyla bir gün karşı karşıya gelir. Hastaların ve Gece'nin geçmişi, onlar da bir yara bırakır; geçmişte yaş...