Asrın ile karşı karşıya oturmuş halıyı izliyorduk. Ne o konuşuyor ne de ben. Sanki konuşmamaya yemin etmiş gibiydik. Salonda nefes alış veriş seslerimizden başka ses yoktu.
Bu eve en son girdiğimde, beni yaka paça dışarı atmıştı. Onu öptüğüm için. Yıllarımı geçirdiğim bu evden atılış şeklim ve sebebim yüzümü buruşturmama yetmişti. Sikik hislerimi içimde tutsaydım şimdi onunla koltuğumuzda yan yana oturuyor olurdum, ayrı ayrı değil.
''Ne düşünüyorsun yine Aleph? Yüzünü buruşturdun'' dedi. Sesinin tonunu normal tutmaya çalışıyordu.
''Hiç... Hiç bir şey düşünmüyorum.'' dedim yine. Halbuki çok şey düşünüyordum. Ama dışarı çıkartacak ne yüzüm vardı, ne de ağzım.
''En iyisi ben bir kahve yapayım'' deyip mutfağa gitti. Bu evin en sevdiğim yeri.
Yaklaşık 10 dakika sonra elinde kahvelerle dönmüştü. Turuncu bardağımı gördüğüm zaman yüzümde bir tebessüm oluşmuştu. Bardağımı atmamıştı. Atmamıştı...
''Atmadım, çünkü neden atayım'' deyip gülümsedi bana doğru. O bana gülümseyince benimki yüzümde solmuştu.
''İbne dediğin bir adamın eşyalarını saklamazsın diye düşünmüştüm. Bu yüzden almaya gelmedim.'' dedim kahveden bir yudum alırken.
''Hala diyorum Aleph, keşke öyle olmasaydın ve biz arkadaşlığımızda devam edebilseydik''
''Cidden mi? Bu doğuştan gelen bir şey ve ben böyle yaratıldım. Toplumda normal karşılanmak varken neden bir erkek ile birlikte olayım? Bunu düşündün mü hiç? Hah.. Ayrıca senin deyiminle bir ibne değilim. Kızlarla da birlikte olabiliyorum. Ve inan senden başka hiçbir erkeğe böyle şeyler hissetmedim''
''Sinirlerimi bozuyorsun Aleph. Kızlarla olabildiğini bana Nefes ile çok güzel anlattın teşekkürler''
''O bir hataydı. Tekrar edilmemesi gereken bir hata. Sana olan sinirim yüzünden yaptım.''
''Bana olan sinirin yüzünden bir kızın duygularıyla oynadın. Çok güzel ya. Bende sana o Amor piçiyle banyoda verdiğin poz yüzünden sinirlenip birini mi becereyim yani?''
''Senin bana sinirlenmek için bir sebebin yok Asrın. Ben... ben senden hoşlanıyordum ve aklıma aşık olduğun kızın beni sevdiği gelince böyle adi bir şey yaptım. Benim bir sebebim vardı ama senin yok''
''Olmadığını iddia edemezsin. Öyle değil mi?''
''Asrın, hatlarım iyice karışmış durumda ve beni yoruyorsun. Daha fazla yorma. Aklımda yaptığın onca şey dönerken elimi parçaladım. Ben hala eskiye dönebilir miyiz diye düşünürken sen arkamdan 'ibne' diye bağırmaya devam ettin. Ben seni öptüğüm için pişman değilim. Yine olsa yine yaparım. Ama yapmasaydık şu anda arkadaş olurduk. Tek düşündüğüm şey bu''
''Ben pişmanım''
''Biliyorum. Buraya gelmem hataydı.'' deyip ayağa kalktım. Kapıya doğru gidecekken bileğimden yakaladı ve beni kendine döndürdü.
''Ne için pişmanım biliyor musun?'' dediğinde kafamı iki yana salladım. ''Sen beni öptüğünde seni ittiğim, sana vurduğum ve seni kovduğum için.'' dedi.
Ne dedi.
Pişmanım dedi.
Siktir.
Daha sonra sertçe kendine çekip öpmeye başladı.
Siktir.
Dudakları beni nefessiz bırakana kadar üzerimdeydi. Her bir noktasını öpüyordu. Ellerim iki yanımda sallanırken ona hala karşılık vermiyordum. Sertçe alt dudağımı ısırdığında acıyla inleyip kendimi geri çekmeye çalıştım. Nihayet kendimi ondan kurtardığımda bana sinirli gözlerle bakıyordu.
