almanca bilmiyorum
ama istersem konuşurum.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
venüs: neredesin?
aleph: Nefes'i bekliyorum.
venüs: n'apıyorsun demedim?
venüs: neredesin dedim
aleph: bi sen akıllısın soktuğumun yerinde
venüs: qes
venüs: neredesin?
aleph: koruluktayım, tuttuğun dairenin önünde Nefes'i bekliyorum.
aleph: oldu mu sayın amk?
venüs: eed
venüs: görüyorum ama yinede sormak istedim kkkkkkkkk
aleph: görüyor musun?
venüs: arkana bak
görüldü
Arkamı döndüğüm anda görüş açıma giren sarı saçlar ve bilindik koku ile kafamı kaldırıp gezegene baktım. Boyu benden uzun olduğu için boynumu yukarı kaldırmam gerekiyordu. Bunu yapmak yerine bir adım gerileyip uzaklaştım ondan. Böylelikle boy konusunda anlaşmış oluyorduk.
''Sen neden geldin ki?'' dedim parmaklarımın arasında duran sigarayı dudaklarıma götürürken. Elinde tuttuğu paketi bana uzatıp oda cebinden bir dal sigara çıkarttı. Paketin kapağını açtığımda, içinden dumanı üzerinde tüten kahveler çıkmıştı. Bu güzeldi.
''O kızla yalnız kalma diye. Birde bu sabah kahve içmedin. Düşer bayılırsın diye geldim.'' dedi sigarasından bir duman daha alıp.
''Evde yalnız olmamız gerekmiyor mu?'' Kahve gerçekten güzeldi. En önemlisi beleşti.
''Kızla bir şey yapmayacaksın ki? Sadece kısaca konuşup odaya tıkacaksın. Ben arka odaların birinde beklerim'' dedi kahvesinden bir yudum alıp. Doğruyu söylüyordu. Onu lanet odaya tıkacaktım ve cezasını çekti. O odada kendini sorgulayacaktı.
''Sonra? Sonra ne yapalım?'' dedim topuklarımın üzerinde gidip gelirken.
''Arnisa için hediye alalım. Malum yarın doğum günü. Sonra akşam olunca Bulut'u halledersin.'' deyip etrafına bakınmaya başladı. ''Ne zaman gelecek bu kız ya?'' diye öflediğinde gözlerimi devirip cebimde titreyen telefona verdim dikkatimi.
nefes: geciktiğim için özür dilerim Aleph.
nefes: taksinin tekeri patladı
nefes: başka bir taksiyi beklemek zorunda kaldım.
nefes: 5 dakika içinde attığın konumda olacağım.
aleph: sorun yok, bekliyorum.
nefes: peki :)
görüldü
''Venüs, kız beş dakika içinde buradaymış. Siktir git ışınlanmayı bul'' dediğimde depara kalkmış ve koşarak apartmana dairesine girmişti.
Ellerimi cebime sokup beklemeye başladım. Az sonra yapacaklarımı düşündüğümde içimde hiçbir şey kıpırdamıyordu. Gerçi bir şey yapmış sayılmazdım. En azında öyle umuyordum. Soğukkanlı bir katil gibiydim. Az sonra avım gelecekti ve onu katledeceğim yere götürecektim. Ama kılım dahi kıpırdamıyordu. Sadece o ifrit olduğum gözlerine bakarken hissediyordum ona bir şeyler. Nefret, öfke, iğrenme... Nefretimin vücut bulmuş haliydi Nefes ve benim içimi soğutmam gerekiyordu.