Bu eve ilk geldigimde hayatımın hikayesini öğrenmiş, baba'dan ilk dayağımı yemiştim. Burada onların ilk aile fotoğraflarını görmüş, annenin acizliğini ilk defa hissetmiştim. Şimdi ise ilk defa yemek yiyecektim bu evde. Ilk defa ailecek bir şey yapacaklarını düşünüyorlardı. Mena'lar ilk defa ikizleriyle bir arada olacaktı.
☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻
Büyük ahşap masanın etrafında toplanmış, sohbet ediyorduk. Daha doğrusu onlar ediyor, ben ise sadece dinliyordum. Konuşacak bir şeyim yoktu çünkü onlar ile. Burak'ın üniversitesinden, yurt dışından, evinden ve arabasından konuşurken tek yaptığım kafamı eğip ellerime bakmaktı. Elbetteki merak ettiğim şeyler vardı ama haddim değildi.
"Burak birinci sınıfta. Hazırlık okuduğunu varsayarsak benden bayağı bir ilerde. Ben ise hala lisedeyim. Yaşım 19 olmasına rağmen. Affınıza sığınarak nedenini sorabilir miyim?" dedim en sonunda kendimi tutamayarak.
"Bilmiyorum, bilmiyoruz yani. Pek ilgilenmedik seninle, biliyorsun." dedi anne. Ses tonu öyle kısıktı ki.
"Neden böyle bir karara vardığını sorabilir miyim Aleph?" dediğinde ona 'ciddi misin' dermiş ona bakıyordum.
"Çalışmam gerekiyor. Okula aylardır uğradığım yok. Zaten kalacaktım. Çalışmam gerektiğinin farkındayım ve böyle bir karara vardım." dediğimde kaşlarını çatmıştı. Ne hakkı vardı bana böyle bakmaya?
"Hala çalışmaya devam ediyor musun? Kredi kartların ve banka hesapların açıldı. Bir zorunluluğun yok çalışmak için." Icimdeki gülme hissini ne kadar bastırmaya çalışsamda engel olamamıştım. Ufak bir kıkırtı çoktan terk etmişti.
"Sizden kart, banka hesabı ya da para istemiyorum ki? Kendi emeğim ile çalışıp kazandığım para bana yetiyor. Yinede teşekkür ederim." deyip, ne kadar istemesemde elime çorba kaşığını alıp kasedeki çorbayı karıştırmaya başladım. Yiyemeyecektim. Yersem kusardım bu lanet yerde.
"Ben, gastronomi okursun sanıyordum. Bildiğim kadarıyla güzel yemek yapıyorsun" dedi anne salatasını yerken.
"Zaman ne gösterir bilmiyorum." Hâlâ çorbayı karıştırmaya devam ediyordum fark etmemelerini umarak. Birde onlara kendi sorunumu anlatmak istemiyordum.
"Ana yemeği servis eder misin Naz?" dedi anne arkasında bekleyen hizmetli kıza. Kız, mutfağa gidip yemekleri servis edene kadar kimseden çıt çıkmamıştı. Hoş, umrumda da değildi. Benim acımdan daha iyiydi. Sesleri bile içimi acıtıyordu. Hizmetli kız servisi yapıp gittiğinde burnuma gelen yemek kokusuyla gözlerimi kapatıp derin derin nefes aldım.