''Ezhel tutuklanmış lan, duydun mu?'' diye içeri girdi Ares. Mülteci kampı gibi olmuştu evim, herkes benimle yaşamaya başlamıştı. Güzel bir şeydi bu.
''Ayy evet, çok değişik bir ülke olmaya başladı burası'' dedi Arnisa kolumun altından doğru.
''Aşk-ı Memnu izleyip yengesini sikmeye kalkan oldu mu acaba la ya da Sen Anlat Karadeniz'de dayak yiyen onca kadının topluma nasıl bir mesaj verdiğini tartıştılar mı acaba? Çukur denilen siktiğimin mafya dizileri adam öldürmeyi meşrulaştırırken kendi müziğini yapan adama davranışları komik? Ne içiyor la bunlar? Sigara ucunun dibine vurmuşlardır demi? '' diye sordum ortaya doğru. Ares bu dediğime çok beğenmiş olacak ki story atmıştı.
''Haklısın lan, esrar kelimesinden ne olur ki. Türk polisi nereye saracağını şaşırdı'' diye onayladı beni Amor.
''Yıllarca televizyonda her şey meşrulaştırıldı, bir rapçi sokağı anlattı diye içeri al, kafalar pırıl pırıl'' dedim masanın üzerinden bir dal sigara alıp yakarken. ''Ben çok dinlemezdim ama yinede işinde başarılıydı'' derken hepsi kafasını sallıyordu. ''Her neyse oğlum ya, illaki salacaklar. Müebbet yiyecek hali yok''
''Kahve içen var mı?'' dedi ayağa kalkan Arnisa. Sıkılmış olmalıydı. Hepimiz elimizi kaldırdığımızda kafasını iki yana sallayıp 'sormam hataydı' diye mırıldanıp mutfağa gitti.
''Ya ben acıktım, pizza söyleyelim mi?'' diye öneride bulundu Amor. Bende acıkmıştım ama pizza yemek istemiyordum.
''Ben hazırlarım bir şeyler, pizza istemiyorum'' deyip mutfağa yöneldim. Ares arkamdan 'aslanım' diye böğürüyor, Amor onu susturmaya çalışıyordu. 'Aile işte' diye düşündüm 'tamda böyle bir şey'
--------------------
''Arnisa!'' diye bağırdığımda yerinden sıçrayıp elindeki ahşap kaşığı yere fırlamıştı korkudan.
''Göt herif'' diye bağırıp üstüme atladı. Bir kaç dakika boğuştuktan sonra bırakmıştı beni. Anlamıştı çünkü yemek hazırlayacağımı. Yoksa girmezdim mutfağa.
''Ne yapalım?''
''Kafana göre, sen ne yapsan yenir'' deyip içeriye döndü.
''Yardım kabul ederdim''diye bağırdım arkasından ama o sadece 'siktir git' demekle yetinmişti.
---------------------
''Oğlum harcanıyorsun buralarda sen'' dedi Amor macar köftesinden bir tane daha alıp. ''Adı neydi bunun la?''
''Macar köftesi oğlum,10 kere söyledim'' dedim önümdeki çıtır tavuktan küçük bir parça koparıp ağzıma atarken. Ares ve Arnisa ise nefes almadan içli köftelerden yiyorlardı.
''Bunları nasıl yaptın? Sadece 1 saat durdun o mutfakta?'' dedi. Ses tonu soru sorar gibiydi. Bu haline gülümseyip önümde yarısının yarısı yenmiş çıtır tavuktan çok küçük bir lokma daha aldım.
''Macar köftesini ve çıtır köfteyi 1 saatte yapmak kolay. İçli köfteler buzluktaydı. 1 saatte olmaz o'' dedim hala ağzımdakini çiğnerken.
''Görmüyorum sanma, biz bütün yemekleri yerken yarım tavuğu yemedin orada. Gel diyorsun, ağzıma sıç. Ye onu'' dedi Amor elindeki çatalı bana doğru sallarken.
''İçim almıyor Eros, yaparken doyuyorum ben'' deyip gülümsedim. Bardaktaki biradan bir yudum alıp arkama yaslandım. Yediğim yarım tavukla bile şiştiğimi hissediyordum. Midem küçülmüştü galiba.
''Sinirlenme, ben iyiyim.'' deyip ayağa kalktım. Mutfağa gidip 4 kişilik kahve suyu koydum. Bira içmeyi sevmiyordum.
''Onu üzüyorsun'' diye bir ses geldi kapıdan. Dönüp baktığımda kapıya yaslanmış bir Ares vardı.
''Elimde değil, böyle olmayı ben seçmedim.''
''Ama düzelebilirsin, en azından dene.''
''Denemediğimi nereden biliyorsun Ares? Yaşadığım şeylerin kaç tanesinden haberin var?''
''Bak Aleph, hepsinden haberim var. Hepsinden hemde. Bunu dünya üzerinde yaşayan ne ilk insansın ne de son insan olacaksın. Ne yaşadığını anlayamam ama yanında olurum. Amor sana değer veriyor, hemde fazlasıyla. Kardeşinin yerine koyuyor seni. Sadece biraz daha düzelmeye çalış olmaz mı?''
''İyi olmak mı? İyi olmam için gereken tek şey Asrın, Ares. Ama yok, var ama yok. Beynim onu kabul etmiyor. Kalbim o diye atarken beynim onu itiyor. Ve ben mantık insanıyım. Yani o iş yaş Ares'cik. Şimdi sevgilini mutlu etmeye çalış'' dedim elimde içeriyi gösterirken.
''Seni sevdiğimi biliyorsun değil mi? Tanışalı az oldu ama seviyorum'' dediğinde yüzümdeki sırıtış büyüdü.
''Beni değil yemeklerimi seviyorsun, defol yanımdan'' diye bağırdım ona. O ise koluma sert olmayacak şekilde vurup, yaptığım kahveleri alarak içeriye gitti.
